Serenad Bağcan, müzikte yeni bir isim değil. Bağcan ailesinin her bir ferdi gibi özel bir sesle, yorum yeteneği ile dünyaya gelmiş. O bir hikâye anlatıcısı. İlk notadan itibaren alıp götürüyor, hikâyesini anlatıyor ve geri getiriyor. Nihayet ilk solo albümü ‘Serenad’ ile de buluştuk.
Uzun süredir müzikteki yolculuğunu Fazıl Say ile sürdüren Serenad Bağcan, ‘İlk Şarkılar’, ‘Yeni Şarkılar’, ‘Nazım Hikmet Oratoryosu’, ‘Sait Faik Sahne Eseri’ ve ‘Hermiyas’ eserlerine yorumcu olarak imza atmıştı. Fakat bir türlü solo bir albüm gelmiyordu. Nihayet geçtiğimiz günlerde ‘Serenad’ ile buluştuk. Bağcan, albümün tanıtım gecesinde solo albüm yapmayı bu kadar geciktirmesini şu sözlerle açıkladı: “Halan Selda Bağcan, amcaların Serter ve Sezer Bağcan, ablan Sonat Bağcan ve kardeşin Seda Bağcan olunca ‘Ben kimim ki!’ diyordum.” Dünyaca tanınan, sevilen Selda Bağcan’a bile baktığımızda aslında Serenad Bağcan’ın bu düşüncesini, geri duruşunu anlayabiliyordum. Ancak albümün tanıtım gecesinde Selda Bağcan hariç ailenin diğer fertleri sahneye çıktığında işin ciddiyetinin daha da farkına vardım. O seslerin birini dinlemek bile büyülenip olduğun yere çakılmaya yeterken hepsini bir arada duymak şok etkisi yaratıyor.
Adanın sesi oldu
Albümde 7 şarkı var. ‘Pamuk İpliği’nin söz ve müziği amca Serter Bağcan’ın, ‘Bülbül’, ‘Anne’ ve ‘Al Yüreğim Sende Kalsın’ ise baba Savaş Bağcan’ın. ‘Hasreti Uykularda’nın sözü Ahmed Arif’e, müziği Fazıl Say’a, ‘Burgaz Adayım Ben’in de sözü Özen Yula’ya, müziği yine Fazıl Say’a ait. Bir de anonim eser ‘Mağusa Türküsü’ var. Savaş Bağcan, ‘Bülbül’ü kız kardeşi Selda Bağcan’ın gazetede elleri kelepçeli fotoğrafını gördükten sonra yazmış. “Avcılar, zalim avcılar. Bülbüller zincire vurulur mu hiç… Yazın günahlarını benim üstüme, Bülbüle günahı sorulur mu hiç… Bülbüller susarsa senin sonundur, Şarkıya prangalar vurulur mu hiç” Bir kardeşin hüznü, acısı ve gururu işte bu sözlerle kağıda dökülüp müzikle birleştikten sonra Serenad Bağcan’ın ağzından dökülüyor. Biz de tarihi bir ana şahitlik ediyoruz.
Tüm bunların yanında Serenad Bağcan, tek bir eseri aynı anda hem klasik hem etnik hem de Türk Sanat Müziği tarzında okuyabiliyor. Üstelik de bir insanın değil bir adanın dili olarak! 9 dakikalık ‘Burgaz Adayım Ben’ şarkısı da işte böyle bir eser.
Eczacılık bölümünden mezun olan Serenad Bağcan iyi ki müzikten hiç kopmamış, zaten çok da mümkün görünmüyor. O hep söylesin biz de hep dinleyelim. Bülbüller susmasın!