13.10.2020 - 16:01 | Son Güncellenme:
GSH olarak da bilinen glutatyon, vücudunuzda doğal olarak bulunan bir moleküldür. Karaciğer ve merkezi sinir sistemindeki nöronlar tarafından üretilen glutatyon, üç amino asitten oluşur: L-sistein, glisin ve L-glutamat.
Glutatyon seviyeleri, yaşlanma ve Parkinson hastalığı dahil olmak üzere belirli koşullar ile azalır. Parkinsonlu kişilerde, beyinde, özellikle de substantia nigra'da (dopamin hücrelerinin kaybolduğu alan) glutatyon seviyeleri daha düşüktür. Ayrıca, glutatyondaki azalma seviyesi, Parkinson hastalığının şiddeti (daha az glutatyon, daha gelişmiş PD) ile ilişkilendirilmiştir.
Glutatyonun Rolü
Glutatyon, serbest radikalleri temizleyen bir bileşik olan bir antioksidan olarak işlev görür. Serbest radikaller, hücreler için potansiyel olarak toksik olan moleküllerdir. Vücutta normal metabolizmadan (gıdayı enerjiye dönüştürmek gibi) oluşurlar, ancak sigara dumanı ve hava kirliliği gibi çevresel toksinlere maruz kaldıklarında artar. Serbest radikallerin oluşumu, yaşlanma ve Parkinson hastalığı ile ilişkili oksidatif stres adı verilen duruma katkıda bulunur. Antioksidanlar bu nedenle serbest radikalleri ortadan kaldırarak oksidatif stresi dengeleyebilir.
Glutatyon takviyesi, Parkinson hastalarına semptomatik fayda sağlar. Glutatyon, oral, intravenöz (IV) ve intranazal (burundan) olmak üzere çeşitli yollarla verilebilir. Her yöntemin avantajları ve sınırlamaları vardır. Hap ideal olsa da, oral glutatyon sindirim sisteminden zayıf bir şekilde emilir ve beyne çok iyi giremez.
İntravenöz uygulama-serum tedavisi bu emilim daha yüksektir ve kandaki glutatyon seviyelerini yükselmesini sağlar. Hastaların motor semptomlarının düzelmesine yardımcı olur ve oldukça güvenilir destekleyici bir tedavidir.