15.08.2023 - 10:59 | Son Güncellenme:
Daha uzun süre daha sağlıklı yaşamayı dileyenler için 50 besin bakacak olursanız başta vitamin ve mineraller ile zenginleştirilmiş besinler ön plana çıkıyor.
Ömrü Uzatıyor
Sağlıklı bir hayat, sağlıklı bağışıklık sistemi ve metabolizmanın düzgün çalışmasından geçiyor. Bu nedenle Vücuda yararlı 50 besini hayatından hiç çıkartmaman oldukça önemli olacak.
Daha Uzun Süre Daha Sağlıklı Yaşamayı Dileyenler için 50 Besin
Son yıllarda özellikle pandemi döneminde hepimiz bağışıklık sisteminin insan sağlığı için çok önemli olduğunu bir kez daha anlamış olduk. Bir bağışıklık sisteminin sağlıklı olabilmesi adına ve daha uzun süre daha sağlıklı yaşamayı dileyenler için önemli 50 besini inceledik.
Balık: Beyaz et kategorisinde yer alan balık Omega-3 vitamin bakımından çok zengin ve bir insan vücudu için mutlaka yeteri kadar alınması gereken besinler arasında yer almalıdır. Omega-3 bir insan vücudunda başta beyin ve hafıza güçlendirmek adına, yine aynı zamanda ilerleyen yaşlarda Alzeimer adı verilen bilinç bulanıklığı ve unutkanlık hastalığına karşı savaşan vitaminler arasında yer alıyor. Omega-3 çocuk yaşlardan itibaren doğal besinler olarak bilinen başta balık olmak üzere Ceviz, brokoli gibi sebzeleri mutlaka tüketmeniz gerekiyor.
Yeşil Sebzeler: Yeşil sebzeler olarak bilinen brokoli, asma yaprağı, marul, ıspanak, pazı, salatalık, avokado gibi besin kaynaklarının düzenli olarak tüketmen gerekiyor. Belirtilen bu besinler vücudun sürekli kullandığı ve vitamin deposu olarak kesinlikle boş kalmaması gereken C vitamini içermektedir. C vitamini bağışıklık sistemini güçlendiren ve hastalıklara karşı savaşan önemli ve hayati mineraller olarak ifade edilmektedir.
Balkabağı veya Sarı Kabak: Balkabağı içerdiği antioksidanların ve vitamin bileşenleri sayesinde metabolizmaya oldukça faydalı besinler arasında bulunmaktadır. Haftada en az iki kez mutlaka balkabağı ile yapılan yiyeceklerden tüketilmesi halinde başta bağırsaklar olmak üzere mide ve diğer organlara olan faydası ile üne çıkan besinler arasındadır.
Örneğin bal kabağından yapılan bir çorba bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olmaktadır.
Buğday: Buğday insanların geçmişten günümüze temel ihtiyaç besin maddeleri arasında yer alıyor. Burada dikkat edilmesi gereken Buğdayı türünün tam buğday veya esmer buğday olarak tüketilmesi olmalıdır. Beyazlatılmış un yani buğdayın genetiğinin işlenmiş gıda olarak oynanması metabolizma açısından olumsuz sonuçları söz konusu oluyor. Örnek vermek gerekirse insanların gluten'e olan alerjisi bu anlamda rahatsızlık olarak baş gösteriyor.
Hamur ve Hamur İşleri: ev yapımı olan hamur işleri başta ekmeklerde olduğu gibi düşük karbonhidratlı olması sebebiyle işlenmiş ekmeklere oranla daha faydalıdır. Ancak genellikle sağlık açısından işlenmemiş un olarak kabul edilen esmer buğday unu veya tam buğday unu ile kepek veya yulaf yardımı ile yapılan ekmekler tercih edilmelidir.
Chia Tohumu: Chia tohumu yüzyıllardır insanlığa hizmet eden ve başta kalsiyum ve vitamin deposu olarak bilinmesine rağmen son yıllarda tekrar faydaları keşfedilen tohum olarak sıklıkla kullanılmaya başlanmıştır.
Kırmızı Sağlık Bombası Domates: Domates tüketmek çok önemlidir. Öyle ki kanser türlerine karşı güçlü antioksidan deposu ve likopen maddesi içermesi sebebiyle mutlaka yenmesi gereken besinler arasındadır. Domates çiğ tüketilmesi ile birlikte pişmiş tüketilmesi halinde likopen maddesi metabolizma açısından çok daha fazla faydası olacaktır.
Kırmızı Sebzeler: Kırmızı olarak gördüğünüz tüm sebzeleri mutlaka tüketin Çünkü kırmızı renkteki tüm sebzeler antioksidan ve kanser hücrelerini engelleyen tüm vitamin ve mineralleri içeriyor. Antioksidan içeren kırmızı sebzelere örnek verecek olursak başta Kırmızı lahana, domates, turp, havuç, kırmızı soğan veya mor soğan, gibi sebzelere ağırlık verilmesi bağışıklık sistemi için çok önemlidir.
Havuç beta karoten ve turunçgiller sebzeler arasında yer almaktadır. Bu bağlamda başta A ve K vitamini açısından çok zengin sebzeler arasında yer almaktadır.
Protein açısından Zengin Baklagiller: Protein açısından zengin kaynaklı besinlere bakacak olursak başta kırmızı mercimek, beyaz fasülye, Yeşil mercimek, nohut, bakla, bulgur, çok değerli proteini zengin besin kaynaklarıdır. Kış aylarında soğuklar sebebiyle vücudun ısınması için başta protein olmak üzere diğer vitaminlere metabolizma daha çok ihtiyaç duymaktadır.
Bu sebeple baklagil ailesindeki tüm besinler daha çok kış aylarında tüketiliyor. Baklagillerin yanında Prebiyotik olarak zengin olan besinler arasında kurulan turşular, yazın kurutulan tarhanalar, Yaz sebzelerinin kış için hazırlıklarının yapılarak rahatlıkla tüketilmesi yönünde besin türleri ile beslenmek bağışıklık sistemine büyük katkı sağlıyor.
Antiviral Hastalıklarına karşı Kullanılan Baharat Türleri: Baharat açısından ülkemiz çok zengindir. Bin bir çeşit baharatların kendilerine özgü yapılarıyla insan metabolizmasına faydalı özellikleri bulunuyor. Zencefil güçlü bir vitamin deposu ve aynı zamanda antioksidan açısından zengindir. Zencefil özellikle kış aylarında soğuk havalarda bal, limon, tarçın karışımı ile yapılan kış çayları hem boğaz içerisinde oluşan mikropları yok etmek açısından hem de bağışıklık sistemini güçlendiren ve toparlayan özellikleri sebebiyle sıklıkla kullanılmaktadır.
Zerdeçal: Rengi sarımtırak olan ve güçlü antioksidan içeren zerdeçal başta yemeklerde bir çay kaşığı kadar miktarda kullanılması halinde Alzeimer yani unutkanlık hastalığa karşı koruyucu özelliği bulunmaktadır.
Zeytinyağı ve Zeytin: Yüzyıllar boyunca ve hatta kutsal kitaplarda bile faydasından bahsedilen zeytin ve zeytinden elde edilen zeytinyağın insan sağlığı üzerinde sayısız faydaları bulunmaktadır. Mide, bağırsak, safra kesesi Gibi organların güçlenmesi konusunda zeytin ve zeytinyağı besin anlamında ve faydası bakımından rolü oldukça büyüktür. Zeytinyağı, aynı zamanda kalp rahatsızlıklarına karşı koruyucu görevi görmektedir.
Yumurta: D vitamini ve protein açısından oldukça zengin olan yumurta başta çocuklar ve sporcular olmak üzere herkesin günlük en az bir adet olmak üzere tüketilmesi şiddetle önerilmektedir. Protein açısından zenginliğinin yanı sıra kalsiyum ve magnezyum açısından da zengindir.
Beyaz Et kategorisinin Başında Gelen Tavuk: İnsanların protein ve hayvani yağlar anlamında zengin beyaz ve kırmızı etlerin mutlaka tüketilmesi gerekiyor. Tavuk başta protein ve B vitamini deposu olarak tanımlanmakta B vitamini başta hafıza olmak üzere kas ve sinir sisteminin güçlendirilmesi adına çok önemli bir besindir.
Tavuk Göğsü: Başta diyet yapanların vazgeçilmez besin kaynağıdır. Tavukgöğsü hem protein açısından çok zengin hem de vücuda zararlı yağlar bulunmaması metabolizmayı sağlıklı ve ayakta tutacak yiyecekler içerisindedir.
Tavuk Eti: kendi içerisinde yağlı ve kemiklerinin fazla bulunan kanatların fazla tüketilmemesi uygun olacaktır.
Tüm bu metabolizma ve bağışıklık sistemini güçlendiren besin kaynaklarının yeteri miktarda tüketilmesinin yanı sıra günlük hayatta mutlaka hareket düzeninin doğru ayarlanması ve mümkün olduğu kadar çok hareket edilmesi bağışıklık sistemi açısından çok önemli.
Su: Tabii ki su hepimizin vücudunun yaklaşık % 75 i su ile kaplıdır. kan akışının su ile birlikte normal düzeye gelmesi ve dolayısıyla kalp ve dolaşım sisteminin nominal seviyede olması anlamında günde yaklaşık 2-2,5 litre su içmek gerekiyor. Unutulmamalıdır ki sıvı alımı su yerine geçmemektedir. Yani gün içerisinde içilen çay, kahve, meyve suyu normal su yerine geçmemektedir.
Bu sebeple günlük su miktarını minimum 2-2,5 litre seviyelerinde tutmak çok önemlidir. Normal şartlar altında yeteri kadar içilen su böbrek ve boşaltım sisteminin sağlıklı şekilde çalışılmasını sağlayacak, idrar yolu ve bağırsak rahatsızlıklarına karşı metabolizmayı koruyucu özellik taşıyacaktır.
Lifli Besinler: Lif içerikli besinlerin mide tarafından öğütülmesi ve liflerin başta bağırsaklar olmak üzere sayısız faydaları vardır. Lif içerikli besinlerin başında yulaf gelmektedir. Yulaf diyet yapmak isteyenler olmak üzere sağlığı ve metabolizmanın iyi çalışılabilmesi için gerekli vitamin ve mineralleri içerisinde barındırmaktadır.
Meyveler: Doğal olarak üretilen ve herhangi bir işlenmiş gıda statüsüne girmeyen besinlerin başında doğal meyveler gelmektedir. Dikkat edilmesi gereken işlenmiş gıda olarak tanımlanan fabrikalar tarafından içerisinde yapay şeker ve tatlandırıcı eklenerek üretilen ve yapısında çok az doğal meyve bulunan meyve sularından uzak durmak çok önemlidir.
Doğal meyve özütü evde kendin meyvelerin suyunu sıkarak elde edebilirsin. Taze sıkılmış meyve suları ortalama 30 dk. içerisinde tüketilmelidir. Meyve sularını sıkarken dikkat edilmesi gereken meyve suyunun cam şişede olmasıdır. Plastik veya plastiğe benzer saklama kapları meyve sularının tazeliğini bozar ve vitaminlerinin uçup gitmesine sebep olur.
Elma: Elma lif açısından çok zengin aynı zamanda bol C vitamini içeren besinler arasında yer alır. Elma, başta diyet yapan kişilerin en önemli ve enerji veren besinleri arasındadır. Yemek saatiniz geçti ve kendinizi aç hissediyorsanız mutlaka bir elma yiyin nasıl doyduğunuza siz bile şaşıracaksınız.
Muz: Muz, potasyum ve D vitamini içeren bir meyvedir. Başta sporcular olmak üzere çocuklar ve hatta bebeklik dönemini geçiren ve çocuk doktorunun tavsiyesi ile çocuklar için çok faydalıdır. Muz, aynı zamanda alerjen özelliğe sahiptir. En fazla etkilenen çocuklar olmaktadır. Bu sebeple bebeklik döneminden yeni çıkmış çocuklar için uzman çocuk hekimlerinin bilgisi dahilinde verilmelidir. Muz, potasyum ve D vitamini açısından çok zengindir. Yine lif özelliğine sahip olması sebebiyle diyet dostudur. Çünkü tok tutar.
Yaban Mersini: Mor renkli olması antioksidan açısından oldukça zengin bir besindir. Özellikle çiğ tüketilmesi önerilir. Günümüzde yaban mersini meyvesi üzerinden şurubu, kış çayı ve tatlılarda veya pastalarda kullanılmaktadır.
Çilek: Çilek meyvelerin içerisinde en fazla sevilen ve neredeyse tüm alternatif tatlıların vazgeçilmezi olarak kullanılmaktadır. Çilek, neşeli bir meyve olmakla beraber besleyiciliği oldukça yüksek besinler arasında yer alır. Bünyesinde barındıran atioksidan özelliği magnezyum, lif, C vitamini açısından oldukça besleyicidir Aynı zamanda karbonhidrat ve kalori açısından düşük olması rahatlıkla tüketilmesine ve kilo almamana sebep olacaktır.
Nar: Nar meyveler içerisinde en yüksek doğal antibiyotik maddesi içermektedir. Kalp ve dolaşım sistemine oldukça faydalıdır. Haftada en az 2 kere nar tüketilmesi durumunda sağlıklı kalp ve dolaşım sistemine sahip olabilirsin.
Diğer Meyvelerin tamamı doğanın bizlere sunduğu en büyük hediyeler olarak kabul edilmelidir. Her bir meyvenin kendisine özgü bir dili ve yeme prosedürü bulunmaktadır. Bu bağlamda meyvelerin doğru zamanda ve yeteri miktarda tüketilmesi halinde metabolizma ve bağışıklık sisteminin güçlü olmasını sağlayacaktır. Kiraz, üzüm, greyfurt, kivi, limon, mango, kavun, zeytin, şeftali, armut, ananas, erik ve ahududu bulunur.
Kırmızı Et: Et ve hayvansal gıdalar olarak bilinen süt, peynir, yumurta, sakatat gibi besinler hem besin değerleri açısından çok güçlü hem de fazla tüketilmesi halinde bir takım rahatsızlıklara sebep olacak besinler arasındadır.
Sadece et tüketmek insan vücudu açısından zararlı olacaktır. Çünkü et ile birlikte diğer besin kaynaklarına da insan vücudunun ihtiyacı vardır. Dolayısıyla burada dikkat edilmesi gereken tüm besin kaynaklarından faydalanmak yani dengeli beslenmek gerekmektedir.
Özellikle diyet yapmak isteyen kişilerin uzman diyetisyenler ile birlikte yol alması uygun olacaktır. Tüm vitamin ve minerallere metabolizmanın ihtiyacı bulunmaktadır. Lifli yiyecekler arasında yer alan pirinç yağ ile buluşmadan haşlanmış olarak tüketilmesi metabolizmayı yükselten faydayı bulunmaktadır.
Yine meyveler arasından en fazla tüketilen sarı renkli ananas meyvesidir. Ananas hem güçlü bir antioksidan hem de lif kaynağı olarak önemlidir. Bağırsak sistemi ve sindirim sistemine çok önemli faydaları bulunmaktadır.
Hem Eğlencelik Hem de Sağlıklı Kuruyemişler
Kuruyemiş ve tohumlar metabolizma ve bağışıklık sistemin güçlü kılması açısından zengin besin kaynakları içerisinde yer alır.
Kuru İncir: Kuru incir başta sindirim ve bağırsak sistemi olmak üzere vücudun tüm sistemleri ve bağışıklığa yüksek faydası bulunuyor. Özellikle kuru incirin zeytinyağı ile birlikte yenmesi durumunda akciğerlere olan faydası kanıtlanmıştır.
Badem: Yüksek oranda D ve C vitamini içermekte ve antioksidan görevi görmektedir. Özellikle hasta hücrelerin iyileşmesinde başrol oynar.
Hindistan Cevizi: Hindistancevizi, orta zincirli trigliseritler (MCT'ler) olarak tanımlanan lif ve güçlü yağ asitleri bulunuyor. Hindistan cevizi sütü ve kendisi yenmek suretiyle metabolizmayı çalıştırırken haricen de kullanılabilmektedir. Örneğin Hindistan cevizi sütü cildin arınmasına yardımcıdır. 1ayrıca ciltteki kırışıklıklara karşı savaşır Yine Hindistan cevizi sütü saç ve saç derisine çok faydalı olan e vitaminini içermektedir.
Biber: Tüm biber çeşitlerinin tamamı antioksidan ve yüksek miktarda C vitamini içermektedir. Biber tüketmek başta gırtlak ve boğaz kısmı olmak üzere tüm organlara oldukça faydalıdır. Özellikle acı biber tüketimi hastalık zamanlarında ki başta soğuk algınlığı ya da boğaz enfeksiyonları durumunda yenmesi halinde hem iyileştirici özelliğe sahiptir. Hem de bağışıklık sisteminin güçlenmesi konusunda yardımcı olmaktadır.
Sarımsak: Sarımsak için hepimizin yaygın olarak bildiği ve slogan olarak kabul ettiğimiz sarımsak doğal antibiyotik anlayışı ile yola çıktığımızda neredeyse tüm dertlere devam bir sebzedir. Gerek yiyerek gerekse haricen kullanılır ve güçlü bir antioksidan özelliğine sahiptir.
Soğan: Sarımsakta olduğu gibi soğan da yüksek vitamin ve mineral içermektedir. Soğan suyu başta bağışıklık sistemini güçlendiren sağlığa yararlı biyoaktif bileşik içerir. Bu sebeple grip ve nezle gibi rahatsızlıklarda soğan suyu haricen kullanılır. Tıkalı olan burunun açılmasına sebep olur. Aynı zamanda öksürüğe karşı iyileştirici antibakteriyel içermektedir.
Deniz Ürünleri: Deniz ürünleri başlığı altında yer alan Karides, kalamar, Somon, Deniz börülcesi, Istakoz gibi besinlerin özellikle mineral ve Omega-3 bakımından oldukça zengin içeriğe sahiptir.
Fermente Ürünler: Fermente yani mayalanmış besinler olarak da adı verilen besinler, Boza nohuttan fermente, Yoğurt sütten fermente, Turşu çeşitli sebze ve meyvelerden fermente olarak kullanılan ürünlerin probiyotik ve prebiyotik açısından çok zengin besin kaynaklarıdır. Başta basit rahatsızlıklar olmak üzere içerdikleri antioksidan sebebiyle oldukça ciddi rahatsızlıklara karşı savaş açan besinler arasında yer almaktadır.
Sirke yine fermente ürünler arasında yer almaktadır. En yaygın kullanılan üzüm ve elma sirkesidir. Hatta her gün yarım çay bardağı sulandırılmış sirke içmek iç organların temizlenmesine yardımcı olacaktır. Başta kış mevsimi olmak üzere soğuk havalarda mutlaka tüketilmesi uzmanlar tarafından şiddetle tavsiye edilen gıdalar arasında yer almaktadır.
Kahve: Kahve içerdiği kafein maddesi sebebiyle yeteri kadar içilmesi halinde başta bunama ve unutkanlık rahatsızlıklarını önleyecek kadar güçlü bir maddedir.
Bitter Çikolata: Magnesyum ve kalsiyum deposudur. Özellikle bitter olması diyetisyenler tarafından belirli miktarlarda tercih edilmesini onaylamaktadırlar.