28.03.2024 - 06:43 | Son Güncellenme:
Derleyen: Fazilet Şenol / Milliyet.com.tr - Çok küçük yaşta öksüz kaldığı için 16 yaşında Buryatya'daki (Moğolistan sınırında bulunan Rusya'ya bağlı bir devlet) budist tapınaklarına katılan Dashi-Dorzho Itigilov, 1911 yılında birkaç diğer rahiple birlikte Hambo Lama (bölgenin dini lideri) olmaya aday gösterildi. Aldığı unvanla birlikte Budizm inancını güçlendirerek dinin farklı dallarını tek bir çatı altında toplamaya başladı.
'BENİ MEZARDAN ÇIKARIN'
Öğrencileri tarafından çok sevilen, hayatını Budizm inancına adamış din adamlarından biriydi. Tarihler 1927 yılını gösterdiğinde öğrencilerini meditasyon yapmaya davet etti. Öğrencilerini son meditasyonuna davet ettiğini biliyordu. Öleceğini öğrencileriyle paylaştı ve ölmeden önce son bir isteği vardı: Vücudunun öldüğü şekilde gömülmesi ve ölümünün otuz yıl sonrasında ise mezarından çıkarılması. Lotus pozisyonunu aldı ve meditasyon yaptığı esnada hayatını kaybetti.
Rahibin ölümünden sonra Rusya'da inanç sahibi insanlar için oldukça zor ve sancılı geçti. Stalin yönetimindeki Sovyetler Birliği, o dönemde tüm dini inançları baskılamış, yüzlerce budist rahibi idam etmiş ve toplamda 46 budist tapınağını yerle bir etmişti. II. Dünya Savaşı'ndan sonra ise Stalin dine karşı olan tutumunu değiştirerek budistlere Buryatya yakınlarındaki bir vadiye ibadethanelerini tekrar inşa etmeleri için izin verdi.
30 YIL SONRA BİLE OLDUĞU GİBİ DURUYORDU
Kısa zaman içinde ibadetlerini gerçekleştirmeleri için uygulanan baskı tamamen ortadan kalkmasa da budistler tapınaklarını inşa etti ve burada yaşamlarını sürdürmeye başladılar. Itiligov'un öğrencileri ise hocalarını unutmamışlardı. 30 yıl aradan sonra eski tapınaklarının bulunduğu bölgeye giderek rahibi mezarından çıkardılar.
Gördükleri karşısında hepsi şaşkına uğramıştı çünkü Itiligov'un bedeni 30 yıl sonra bile lotus pozisyonunda, vücudu neredeyse hiç bozulmamış halde bulunmuştu. Itigilov'un bedeni doğal bir süreç olan çürümeye direnmiş ve 30 yıl boyunca sapasağlam kalmıştı. Ellerindeki naaşla ne yapacaklarını biliemeyen öğrenciler Sovyetler'in katı yönetiminden dolayı ustalarının bedenini tuzlayarak gizli ve isimsiz bir mezara tekrardan gömmüşlerdi. O günleri Itiligov'un öğrencilerinden biri olan Damba Ayusheyev, şöyle açıklamıştı:
"Onu yeni tapınağımıza taşımak yasaktı, imkânsızdı. Bu yüzden saklamak dışında hiçbir seçeneğimiz yoktu."
75 YIL SONRA KAMERALAR ÖNÜNDE YENİDEN AÇILDI
İlerleyen günlerde ise Agvan Dorzhiev adlı bir keşiş, Itiligov'un hikayesini duyduğunda oldukça etkilendi. Bu sebeple Itiligov'un mezarından çıkarılmasına şahit olmuş 88 yaşındaki eski bir budist rahibi buldu ve ondan mezarın yerini öğrendi. Ölümünden tam 75 yıl sonra mezarı tekrar açıldığında onlarca şahit, adli tıp uzmanı ve fotoğrafçılar bu sıradışı vakayı görmek için mezarın başında bulunuyordu. Aradan 75 yıl geçmesine rağmen Itiligovun bedeni aynı şekilde duruyordu. Hiçbir şekilde çürümemiş, mevcudiyetini aynen korumuştu.
Görenlerin gözlerine inanamadığı olay sonrasında uzmanlar bunun nasıl mümkün olabileceğini araştırmaya koyuldu. Dönemin dini lideri Hambo Lama Ayusheyev'in emriyle ceset tapınağın korunaklı bir bölümüne yerleştirildi. Ayusheyev, konu hakkındaki düşüncelerini"Bu benim için hayatta gerçekleşebilecek en büyük mucize. Öyle görünüyor ki, zamanın üzerinde hiçbir söz sahibi olmadığı olaylar yaşanabiliyor" diyerek ifade etti.
BEDENİ ÇÜRÜMEYE NASIL KARŞI KOYDU?
Peki Itiligov'un bedeni yıllara nasıl meydan okuyabilmişti? Moskova'da bulunan Biyomedikal Teknolojiler Merkezi'nden uzman Vladislav L. Kozeltsev, tabutun içine koyulan tuzun çürümeyi yavaşlatmış olabileceğini ancak durumu açıklamak için tek başına yeterli bir veri olmadığını ifade etti. Diğer bir iddia ise bölgedeki toprak cinsinin ya da tabutun lotus pozisyonunun ve cesedin korunmasını mümkün kılmış olabileceği yönündeydi. Ancak mezarın yeri değiştirildiği ve rahibin cesedi 30 yıl sonra tuzlandığı için uzmanlar tarafından bu ihtimallerin olma olasılığı oldukça düşük görüldü.
Kozeltsev'e göre akla en yatkın olasılık, Itigilov'un genetiğinde vücudun çürümesini engelleyecek bir farklılık barındırıyor olmasıydı. Araştırmacı, aynı zamanda bedenin bir şekilde mumyalanmış olup olmadığını da bilemeyeceğimizi belirtti. Budist rahiplere ve zamanın dini lideri Hambo Lama Ayusheyev'e göre Itiligov'un bedeninin çürümemiş olması, aydınlanmanın en yüksek mertebesi olan 'Shunyata'ya erişmiş olmasıyla alakalıydı. Bu durumu ise, "Pek çok insan bu kadar bariz olan bir şeyi görmüyor. Çoğu kişi onu görse bile bunun mümkün olduğuna inanmıyor" diyerek ifade etti.
Itigilov'un bedeni bugün hâlâ Rusya'daki Ivolginsk Tapınağı'nda, üzerine sarı bir cüppe ve mavi bir kuşak giydirilmiş şekilde sergileniyor. Yüzü yaşayan bir insanın canlılığına sahip olmasa da 1913 yılında çekilmiş fotoğrafıyla kıyaslandığında hâlâ tanınacak halde ve cildi ifade edilenlere göre hâlâ yumuşak ve sıcak.