Yıllar önce hayatımıza giren ve yanlış nefes almanın aslında pek çok hastalığında habercisi olduğunu belirten Nefes Koçluğu Federasyonu Kurucu Başkanı Nevşah Fidan Karamehmet, son olarak Nefes Koçluğu’nun yakın gelecekte önemli meslekler arasında yer alacağını belirtiyor. Bu konuyla ilgili hem ülkemizde hem de yurt dışında önemli adımlar atan Fidan, Nefes Koçluğu’nun akademik eğitimlerle ilgili detayları verdi…
- Siz yıllarca bize nefes almanın aslında bildiğimiz anlamda bir eylem olmadığını, üstelik çoğumuzun da doğru nefes almadığını anlattınız? Doğru nefes almanın kuralları nedir?
Yanlış nefesi mekanik seviyede anlatmak imkansızdır. Nefes derin, sığ, hızlı, yavaş, burundan, ağızdan, mekanik seviyede ne yaptığınızdan bağımsız olarak solunum kimyasal ekseninizi bozuyor veya dengeliyor olabilir. Bir alışkanlık olarak öğrendiğiniz sürekli devam ettirdiğiniz nefes şekilleri yanlıştır ki bunların davranış bilimi temelleriyle analiz edilmesi, tetikleyicilerinin tespit edilmesi, tek tek üzerinde çalışılması gerekir. Sığ nefes almalıyız diyen de derin almalıyız diyen de yanlış, diyafram nefesi doğrudur diyen de yanlış. Doğru nefesin mekanik seviyede ne yaptığınızla ilgisi yoktur. Diyaframa alsanız da almasanız da, derin alsanız da almasanız da, burundan da alsanız ağızdan da hipokapni ve hiperkapni içerisine giriyor, yanlış nefes alıyor olabilirsiniz. Dolayısıyla teknik olarak, mekanik olarak doğru nefesi anlatmaya çalışanlar zaten nefes biliminden habersiz olan, hiçbir bilimsel araştırma dayanağı olmadan kulaktan dolma bilgiler ile atıp tutanlar. Bir alışkanlık olarak öğrenilmiş her nefes yanlıştır, aynı nefes şekli alışkanlık değil refleksif ile doğrudur.
- Yanlış nefes almak hangi hastalıkların habercisi?
Bugün solunum uzmanlarının kitaplarında yazan 200 ün üzerinde semptom var, birkaç örnek verisek;
• Öğrenme güçlüğü
• Öfke, fobiler, panik atak, endişe, depresyon
• Psikolojik: travma, posttravmatik stres, ilaç bağımlılığı
• Vasküler: hipertansiyon, migren, iskemi, hipoglisemi
• Kardiyovasküler: anjin, kalp krizi, aritmiler, EKG anormallikleri
• İlaçların etkinliği: pH ve elektrolit dengesindeki değişmeler emilimini değiştirir
• Performans sorunları: dayanıklılık, kas kuvveti, yorgunluk, irtifa hastalığı
• Gastrik: irritabl bağırsak sendromu (IBS), ülser içermeyen dispepsi
• Solunum sistemi: astım, amfizem, KOAH
• Kronik ağrı: yaralanma, hastalık, sistemik inflamasyon
• Gebelik: fetal sağlık, erken doğum, gebelik sırasında semptomlar
• Nöromüsküler: tekrarlayan gerilme (RSI), baş ağrısı, ortodontik
• Uyku bozuklukları: apne
• Psikofizyolojik bozukluklar: baş ağrısı, kronik ağrı, hipertansiyon
• Davranışsal: performans sorunları, konuşma, şarkı söyleme, görev zorlukları
• Açıklanamayan durumlar: fibromiyalji, kronik yorgunluk
Epilepsi gibi.
- Uzun yıllardır ülkemizde nefes koçluğunu ve önemini anlatan en önemli isimsiniz. Nefes koçluğunun meslek haline gelmesi ile ilgili süreci sizden öğrenebilir miyiz?
Yanlış nefes alışkanlıklarının ortaya çıkardığı yüzlerce semptomu ortadan kaldırmak için yapılan nefes çalışmaları ve özel seansları ülkemize getirdüğim yılların çok zorlandım. Yeni bir işi ve sistemi özellikle bizim gibi bir ülkede ilk başlatan, anlatarak yaymaya çalışmak elbette kolay değil. Bugüne dek Nefes Koçluğu Fedrasyonu’nun yaptığı çalışmalar tüm dünyada liderlik edecek nitelik ve seviyede. Federasyon, iki yıl önce nefes koçluğunu meslek haline getirmek ve belli standartlarda yapılmasını, daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlamak amacıyla kurduk. Yürüttüğümüz çalışmalarla bu proje Türkiye’de benzer işler yapan okul ve kuruluşların onay ve fikirlerine açılarak destekleri alındı.
- Nefes Koçluğu eğitimi akademik olarak nereden, nasıl alınacak, eğitimler kaç yıl sürecek?
Üniversitemizde nefes analistleri yetiştiriyor ve master degree programları veriyoruz. Sertifika programlarımız bir sömestr, ‘master degree’ programlarımız ise iki yıl sürüyor. Şu sıralar Türkiye’deki birkaç üniversiteye önereceğimiz bir ön lisans programı üzerine çalışıyoruz, biraz uzun sürecek gibi görünüyor. Neden derseniz, nefes alışkanlıklarının davranış bilimleri temelleri ile incelenmesi, analiz edilmesi dolayısıyla nefes analistlerinin veya uzmanlarının davranış bilimleri temellerine sahip olması gerekiyor. Ne yazık ki şimdilik ülkemizde bu bilim dalı yok.
- Başkanı olduğunuz federasyonun yakın gelecekteki projeleri neler? Türkiye’de bu konuyla ilgili neler yapmayı planlıyorsunuz?
‘Türkiye Nefes Alıyor’projesi kapsamında tüm nefes koçlarımız ülke çapında binlerce kişinin nefes alışkanlıkları üzerine çalışıyor. En son Adıyaman’da 600 kişilik bir grup temel nefes eğitimini bitirdi, yüzlerce kişi sağlığına kavuştu. ‘Okullarda Nefes’ adlı bir projemiz var. Bu proje Türkiye Temsilcisi olduğum IBF (Uluslarası nefes çalışmaları vakfı ile yürüttüğümüz ortak bir proje, okullarda öğretmenleri çocukları nefes konusunda bilinçlendirmek üzere eğiteceğiz. Bunlar dışında, birlikte düzenli olarak projeler yürüttüğümüz dernek ve vakıflar var. Türk Kanser Derneği, MS Derneği gibi. Nefes alışkanlıklarının değişmesi birçok rahatsızlığı ortadan kaldırabildiği için sivil toplum örgütlerine bu konuda destek veriyoruz.
- Siz ayrıca pek çok ülkede de bu konuda çalışmalar yapıyorsunuz? Özellikle Nefes Koçluğu’nun meslek haline gelmesi için önce Londra’da çalışmalara başladınız? Yurt dışı süreci nasıl gelişti, başka hangi ülkelerde çalışmalar sürdürüyorsunuz?
Londra ve New York’ta da şirketlerim var. Amerika’da fakülte üyesi olduğum bir üniversite, iki özel okul ve merkezi Miami’de olan Nefes Koçluğu Federasyonu’na başkanlık ediyorum. Londra’da birçok üniversiteye nefes bilimleri üzerine danışmanlık hizmeti veriyorum. Kurmayı düşündüğümüz Nefes Bilimleri Akademisi için Londra’nın daha doğru bir yer olduğuna karar verdik. Bu nedenle çok sık gidip geliyor, toplantılar düzenliyorum. Bir yıl içinde birçok proje şekillenir ve hayata geçer diye düşünüyorum. Nefes Bilimleri Akademisi, nefes koçluğu sisteminden çok çok daha ileri seviye eğitimler verecek. Nefes koçluğu çok yakın zamanda dünya çapında meslek olacak, fakülteleri açılacak. Nefes koçluğu ve sertifika programlarında ülkemiz diğer ülkelerden ileri durumda ve bu nedenle hızlıca meslek haline getirebildik. Ancak, Nefes Bilimleri davranış bilimi temelleri ile ilerlediği için ülkemizde ilerlemesi şu an için hemen hemen imkansız görünüyor.