Mücevher tasarlamaya, yaptığı resimlerde kullandığı figürleri uyarlayarak başladı. Ayşe Rodoslu, 2011 yılından beri kendi tasarımlarını yapıyor. “Tasarım benim için, duygularımın dışa vurumudur” diyen tasarımcı, yeni koleksiyonunda zeytin ağacından ilham almış. Ünlü tasarımcıyla buluştuk.
- Önce, Genç Yönetici ve İş İnsanları Derneği’nin ‘Geleceğin İş Kadını’ sosyal sorumluluk projesi için tasarladığınız takıyla başlayalım. Bu takı neyi simgeliyor?
GYIAD’ın Kadın Çalışma Grubu, kadınların sosyal ve ekonomik hayata entegrasyonunu sağlamak ve toplumsal cinsiyet eşitliğini desteklemek hedefiyle ‘Geleceğin İş Kadını’ sosyal sorumluluk projesini hayata geçirdi. Bana da bu projenin sembolü bir takı tasarlamam teklif edildi. Gerçekten çok heyecanlandım. Toplumun yarısını oluşturan biz kadınların, ekonomik ve toplumsal hayatta ve karar alma mekanizmalarında yeterince yer almadığı bir gerçek. Sadece bizim ülkemizde değil, dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde de bu böyle malesef. Bu konuda farkındalık yaratarak, kadına gücünü hissettirecek ve harekete geçmesine ilham verecek proje yararına ‘eşitlik zamanı’ bilekliklerini tasarladım. Mor ve siyah renklerde ‘eşittir’ işaretinin altın ve gümüş üzerine uygulandığı tasarım bileklikler, kadının toplumdaki dönüştürücü gücünü simgeliyor.
- Son koleksiyonunuzda zeytin dalından esinlendiniz. Sizden biraz detay alabilir miyim?
Zeytin ağacı yüzyıllardır umudun, barışın, ölümsüzlüğün ve sevginin sembolü, yetiştiği yere canlılık ve coşku verir. Ben de buradan yola çıkarak 2018 koleksiyonumda, masallara, efsanelere ve kutsal kitaplara konu olan zeytin dalını yorumladım. Sezonda zeytin ağacından figürler, koleksiyonda iki farklı model kolye, küpe, bileklik ve yüzük ile hayat buldu.
- Tasarımcılığınıza dönecek olursak, tasarım yapmaya nasıl karar verdiniz?
Ege Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra kurumsal iş hayatı içerisinde uzun süre yöneticilik yaptım. İş hayatının yoğun temposundan biraz da olsa kaçmak için çocukluğumdan bu yana hobim olan resme daha ciddi anlamda yer vermeye karar verdim. Çizim teknikleri ve yağlıboya resim eğitimi aldım. İçimdeki tasarım merakı ve beni daha mutlu edecek bir iş yapmaya karar vermemle kurumsal iş hayatı ile vedalaşarak tamamen resim ve tasarıma yöneldim. Yaptığım bazı resimleri, takı formunda hayata geçirmeye başladığımda tasarım serüvenim başlamıştı.
- Peki, resim hayatınızın neresinde kaldı, halen çizmeye devam ediyor musunuz?
Dediğim gibi, çocukluğumdan beri merakım vardı resim yapmaya. Halen de devam ediyorum. Evimin duvarları kendi resimlerimle dolu. Arkadaşlarımın da yoğun ilgisi var. Zaman zaman kendilerine hediye olarak yapıyorum. Asıl profesyonel olduğum alan ise mücevher tasarımı.
- Tasarımlarınızı yaratırken ilham kaynağınızı neler oluşturuyor? Trendlerden etkileniyor musunuz?
Seyahat etmeyi çok seviyorum, hayatımın olmazsa olmazı diyebilirim. İlham kaynağımı gezip gördüğüm yerler oluşturuyor. Ziyaret ettiğim her yerden mutlaka bir fikirle dönüyorum. Özellikle Ege’yi, denizi, günbatımı ve gündoğuşlarını tasarımlarımda yoğunlukla görmek mümkün.
- Tasarımlarınızda hangi malzemeleri kullanıyorsunuz?
Altın ve değerli taşlar kullanıyorum. Altının sıcaklığı, yakut, zümrüt, safirin göz alıcı renkleri, pırlantanın zarafetini çok seviyorum. Kendim kullanmadığım hiçbir tasarım yapmıyorum.