Kaş tasarımı son dönemde özellikle kadınların en çok tercih ettiği kalıcı uygulamalar arasında. Ancak çok iyi yapılabildiği gibi hatalı yapılmış uygulamalar da pek çok kişinin hayatını kabusa çevirebiliyor. Makyaj sanatçısı ve kalıcı makyaj eğitmeni Burçin Göksu, doğru kaş tasarımını ile ilgili tüm detayları anlattı…
- Kaş biz kadınlar için neden bu kadar önemli?
Aslında hem kadınlar hem de erkekler için kaş bir ifade organı. Bizim duygumuzu, düşüncemizi, yorgunluğumuzu, dinç görünmemizi kısaca her duygu durumunu kaşlar gösteriyor. Ne yazık ki ırka bağlı olarak Türk kadınlarının kaşları biraz daha seyrek. Erkeklerde nasıl kellik varsa kadınlar da maalesef kaş dökülmesiyle erken yaşta tanışabiliyorlar.
- Acaba bu dökülmelerin biraz da kaşları aldırmayla bağlantısı olabilir mi?
Ergenlik döneminde kadınlığı temsilen ilk kaş alınır. Aslına bakarsanız böyle sosyolojik bir baskı var genç kızların üzerinde. Kadınlığa geçişi ispatlama ve gösterme çabası denebilir buna. Bu yüzden kaşlar çok erken yaşlarda deforme olabiliyor. Oysa dünyanın pek çok ülkesinde kaşlara bakış bizden çok farklı. Bir kaş eğer güzel ise almaya gerek yoktur.
- Dönem dönem moda ve güzellik trendlerinin etkisiyle de kadınlar kaşlarını aldırma eğiliminde olabiliyor? Bir dönem çok ince kaşlar moda idi mesela…
Ben bu konuyla ilgili olarak pek trendlere sıcak bakmıyorum açıkçası. Bana göre kaş bir ifade organı ve kişiye özel bir formu vardır. Herhangi birinin kaşlarını beğenip, aynı kaş şeklini kendinize uyguluyor olmanız ya da bunu trend olarak sürdürmeyi doğru bulmuyorum. Çünkü benim için kaşların vücudunuzun başka bir organından farkı yok. Dolayısıyla kaş bir trend değil kişinin karakterini temsil eder. O yüzden herkesin kaş yapısı birbirinden farklıdır, hatta kişinin iki kaşı bile aynı değildir.
- O zaman, ‘Kaşlarımda asimetri var. İkisi simetrik olsun’ diyenlere öneriniz nedir?
Yüzümüz asimetriktir zaten, o yüzden kaşların simetrik olması mümkün değil. Haliyle biz iki kaşı birbirine hiçbir zaman benzetemeyiz. Bunu da istemeyiz çünkü doğallık eşittir asimetri… Yüz çok simetrik olduğunda zaten garip bir şekil alır. Bana kalırsa son dönemde ortaya atılan ‘altın oran’ kavramı da göreceli. Bence herkes kendi doğal yüz ölçüleriyle mutlu olmalı. Aynı kural estetik operasyonlarda da geçerlidir: Kendi ifadenizi bozmadan aynaya baktığınızda size mutlu edecek minik bir dokunuş yeterli.
- Uzun bir süredir her anlamda doğala dönüş yaşanıyor. Tabii ki bu kaşlar için de geçerli. Şimdilerde kadınlar daha kalın ve doğal kaşlarla karşımıza çıkıyor.
Bu manada, sosyal medyanın bizi bilinçlendirdiğini düşünüyorum. Kaşları hiç alınmamış ünlü bir modeli, bu haliyle beğeniyoruz artık. Özellikle son 10 yıldır sosyal medyada rastladığımız bu görüntü, bize bu konuda referans oldu diyebilirim. Geçmişte kadınlar çillerini kapatmaya uğraşırken günümüzde çillerinin üzerine makyaj yapıyor. Bunu da sosyal medya gösteriyor bize. Tabii sosyal medyayı ‘başkalaşmış’ halini paylaşarak kullanan bir kitle de var.
- Neden buna gerek duyuyorlar sizce?
Aslında sosyal medya bize ‘abartı’yı görünür kıldı. Yeni bir şey değil, abartılı göz makyajları mesela özellikle Ortadoğu coğrafyasında uzun yıllardır var.
- Bir dönem ‘microblading’ uygulamasının başlangıcında herkese aynı kaş modeli uygulanıyordu sanki…
Biz kaşı tasarlarken kas ölçülerini alırız. Herkeste bu ölçüler farklıdır. Kaş tasarımında en önemli detay da zaten kişiye özel olmasıdır. Elinde ünlü isimlerin fotoğraflarıyla gelip onlar gibi kaşlar isteyenler hala var. Bizim görevimiz, profesyoneller olarak bu yanlışların önüne geçmek ve onlara doğruyu anlatmak.
- Sizin çalışma prensibiniz nasıldır?
Bana gelen müşterinin eğer gerçekten bir kaş tasarımına ihtiyacı varsa –ki ihtiyacı olmadığını düşünerek geri çevirdiğim müşteri sayısı da az değildir- öncelikle proporsiyon ölçüleri alınır, kaş dizayn edilir ve sonrasında uygulamaya başlanır.
- Hatalı kaş uygulamalarının da size çok sık geldiğini biliyorum… Zor değil mi sorunlu kaşları düzeltmek?
Kalıcı makyaj yapmak beceri ve yetenek işidir. Evde canı sıkılan kalıcı makyaj artisti oluyor. Bundan yaklaşık 7 yıl önce böyle bir furya vardı. Herkes bir şekilde bir kaş katliamına maruz kalıyor ve travmalar yaşıyordu. Şimdiler de yine böyle bir furya başladı. İnanır mısınız, çakmak kalınlığında kaşlar gördüm… Artık zaten ben de hatalı kaşları düzeltme evresine geçtim, mesleki olarak da böyle tatmin oluyorum. İnanır mısınız, yarım saatlik hatalı bir kalıcı makyaj uygulamasını silmek bize bazen bir yıla mal oluyor.
- Bu tür hatalara düşmemeleri için kadınlara ne öneriyorsunuz?
Aynaya baktıklarında gerçekten rahatsız oldukları şeyi söylemeliler bize yoksa başkasında beğendiklerini değil. Ticari bir kaygı gütmeyen merkezlere, kliniklere gitsinler. Uzmanların fikirlerini alsınlar, hemen uygulama yaptırmasınlar. İşin kötü tarafı, sosyal medyadaki photoshop da insanları yanıltabiliyor. Bu yüzden sorgulayıcı ve sabırlı olsunlar.
- Kozmetik kaygılar dışında bir de siz sosyal sorumluluk çerçevesinde kemoterapi hastalarına da kaş tasarımı yaptınız, hala da yapıyorsunuz. Onu da anlatır mısınız?
Bu hastalığı yaşayan kişileri en demoralize eden, saçlarının ve kaşlarının dökülmesi. Böyle bir psikolojideki insanları öncelikle motive etmek gerekiyor. Benim bu konuyla ilgili olarak yıllar önce patentini aldığım ‘Oncology Beauty& Make Up’ projesiyle pek çok hastaya motivasyon amaçlı ücretsiz uygulamalar gerçekleştiriyoruz. Yaklaşık 10 yıldır hiç kaşı olmayan, ilaçların etkisiyle dökülmüş, dermatolojik sıkıntısı olan ya da çocuklukta yaşadığı kaza sonucu kaşı deforme olmuş erkek ya da kadınlara uygulamalar yapıyoruz.