Güçlü kadını sıra dışı tasarımlarla buluşturan Raisa Vanessa, yeni koleksiyonunda, New York’un unutulmaz gece kulübü Studio 54’den esinlenerek, dönemi modern vizyonuyla yorumluyor. Studio 54'ün bir numaralı stil ikonu olan, 70’li yıllara damga vuran Bianca Jagger’ın lüks yaşantısından esinlenerek dönem kadınının anlatıldığı koleksiyon, abartılı haz, lükse karşı olan bağımlılığın etik ve kültürel bakımından getirdiği çöküşe göndermeler yapıyor. Koleksiyonun detaylarını başarılı tasarımcı kardeşlerle konuştuk…
- Kadınların özgürce giyinebildiği, ‘kim ne der…’ algısından uzak olduğu yıllar, 70'ler. Siz bu ruhu koleksiyonunuzda nasıl anlatıyorsunuz?
Koleksiyonun ismi ‘Modern Decadence’; Decadence, Türkçe ‘çöküş’ demek. Abartılı haz ve lükse karşı olan bağımlığlığın, etik ve kültürel bakımından getirdiği çöküşü temsil ediyor. Sınırsız lükse olan düşkünlük ve bağımlılık toplumda bu yaşam tarzını onaylamayanlar tarafından geleneksel değerlerinden vazgeçiş olarak tanımlanıyor. ‘Studio 54’, gece hayatında kişilerin kendilerini tamamen vurdumduymaz bir şekilde dünyevi tutku ve hazlara bırakabildikleri bir alan yaratıyordu. RaisaVanessa Modern Decadence koleksiyonunda, Studio 54 döneminden esinlerek ortaya çıktı.
- Yeni koleksiyonunuzda bir zamanların efsanevi gece kulübü Studio 54’ün ruhundan esinlendiniz. Koleksiyona dair detayları sizden dinleyebilir miyiz?
80 look ve 104 parçadan olusan bir koleksiyon yaptık. Bir kadının 24 saatini ele aldığımız bir koleksiyon oldu. İçinde hem gece elbiseleri ve parti elbiselerinin bulunduğu hem de ‘ready to wear’ parçaların olduğu çok seçenekli bir koleksiyon yaptığımızı düşünüyoruz. Büyük vatkalı ceketler, degaje detaylı elbiseler, sadece taşlardan oluşan mini elbiseleri görüyorsunuz.
- ‘Studio 54’ün müdavimleri arasında şüphesiz 70’lerin en ünlü ve güzel kadınları vardı. Sizi içlerinde tarzıyla en çok etkileyen isim ya da isimler kimlerdi?
Michelle Pfeiffer, Cher, Bianca Jagger bizi etkileyen kadınlar oldu. Hem tarzları hem de o dönemde yaptıkları film ve sahne kostümleri ile çıkıs noktamız oldular diyebiliriz.
- Koleksiyonun ana hatlarını oluşturan dokular, kumaşlar, renkler ve aksesuarlarda neler ön plana çıkıyor?
Fransa ve İtalya’dan seçilen dantel, ipek, saten, kadife gibi temel kumaşlardan ve jakarlar kullanıldı. Vintage dokulardan esinlendiğimiz detayları işlemelerimizde ve aksesuarlarımızda bolca kullandık.
- Raisa Vanessa’yı tanımlayan ‘couture’ ve ‘semi couture’, yeni koleksiyonda kendini nasıl hissettiriyor?
‘Couture’, her sezon yapmayı sevdiğimiz ve yenilikler kattığımız bir alan. ‘Semi couture’ ve ‘ready to wear’ ile iki sezondur tanısıyoruz. Marka algısı olarak daha güçlü ve karakteristik elbiseler cıkardığımızı düsünüyoruz. ‘Ready to wear’ de de bu ‘unique’ algısında ilerledik. Her ne kadar günlük bir trikoyu da koleksiyonumuzda görüyorsanız da yine de kendi tarzımızda detaylar ile birleştirdik.
- Nasıl bir kadını anlatıyorsunuz?
Bu sezonda bir dönem kadınını anlatıyoruz. 70’lerin sonundaki bir kadın; zamansız, sofistike ve elegan bir şıklık sunan, güçlü ve ne istediğini bilen bir kadından bahsediyoruz.
- Yeni sezonun sizin koleksiyonunuzda öne çıkan 5 parçası hangileri olacak?
Bunu öngörmek ancak Paris’te katılacağımız Showroom’da belli olacak. Birçok parçanın çok sevileceğini ve her tarz kadın tarafından tercih edileceğini düşünüyoruz.
- Biz kadınlara yeni sezonda moda konusunda ‘asla yapmamamız’ gerekenler konusundaki önerileriniz nedir?
Beden ölçünüz ne olursa olsun, doğru şekilde giyinirseniz şık görünebilirsiniz. Asla diyebileceğimiz hiçbir sey yok. Kendinizi mutlu hissettiğiniz ve güzel hissettiğiniz her şey, bizim görüşümüze göre güzeldir. Doğru proporsiyona göre giyinmeniz yeterli.