Geçtiğimiz yıl sekiz kurucu ortak tarafından kurulan ‘Mersin Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi’, tarım, turizm, tekstil, gıda ve hediyelik eşya satışı gibi pek çok projeyi bünyesinde barındırıyor. Kooperatif, gıdada doğa dostu üretimi desteklemek ve kente özgü yerel tohumların ve tarımsal ürünlerin korunmasını sağlamayı amaçlıyor. Tabii ki, merkezinde kadınlar var... Mersinli kadınların ürettiği tarım, gıda, tekstil ve hediyelik eşya üretiminin ve organizasyonun yapıldığı, kooperatifin kurucu başkanlığını da yine bir kadın yürütüyor: Meral Seçer… Kendisinden kooperatif ile ilgili detayları konuştuk.
- Kooperatifinizin kuruluş hikayesi nedir?
Kooperatifimiz, geçtiğimiz yılın Kasım ayında 8 kurucu ortak ile kuruldu ve hemen ardından ‘Mersinden’ markası ile üretime başladık. Bildiğiniz gibi, üretim ve ürettiğimiz ürünlerin sürdürülebilir bir şekilde ekonomiye kazandırılması, tüm Türkiye’nin olduğu gibi kentimizin de öncelikle ele alması gereken konuların başında geliyor. Bu anlamda yeni dönemle birlikte özellikle kadın üreticiler ayağında bu konunun üzerine çalışmalar ve projeler yapılması gerekliliğini gördük. Kuruluşumuzun hemen ardından bir çok alan da kadınlara istihdam yaratabileceğimiz üretim çalışmalarımıza başladık.
- Üretici kadınlarla buluşmanız nasıl gerçekleşti?
Mersin Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi’nin ‘Gönüllülük Şubesi’yle birlikte Mersin’in 13 ilçesinde toplantılar düzenledik. Bu toplantıların amacı geniş coğrafyada farklı doku ve kültürlerde yaşayan kadınların sorunları, üretim alanları, ürünlerini hangi şart ve ortamlarda ekonomik kazanca dönüştürdükleri, bununla birlikte bu süreçte maksimum fayda elde edebilmek anlamında ihtiyaçlarının neler olduğunu tespit etmekti. Kadınlarımızla görüş alışverişinde bulunduk. Görüşmeler sonucunda yöremizdeki kadın emeğini değerlendirip, örgütleyip, var olan ya da yeni üretilecek ürünlere bir marka değeri katıp katma değere dönüştürecek, kadının sosyal ve ekonomik alanda var olmasının yolunun kooperatifleşmeden geçtiğine karar verdik. Kooperatifimizi bu düşünceler temelinde kurduk.
- Henüz çok yeni olan bu oluşum için 2020 nasıl geçti?
2020 yılı, kooperatifimiz için üretim yılı olduğu kadar stratejilerimizi ve sistemimizi de oluşturduğumuz bir yıl oldu. Bu amaçla geçtiğimiz Şubat ayından itibaren 71 katılımcımız ile tam 19 hazırlık toplantısı ve sonrasında yaptığımız çalıştay ile birlikte 2021-2024 dönemi stratejik planımızı hazırladık. Toplam 10 ortakla devam ettiğimiz 2020 yılında yaptığımız faaliyetler ile 305 kadının hayatına dokunduk. Birlikte üretimler yaptık. Eğitimler düzenledik. Ve hazırlamış olduğumuz stratejik planımızda da belirttiğimiz gibi amacımız 2024 yılı itibari ile 100 kadın ortak ve birlikte çalışacağımız kadın sayısında 1000‘e ulaşmak.
- Bu süreç için üretim alanınızı nasıl belirlediniz?
Üretim alanlarımızdan biri Silifke’nin Atayurt Beldesi. Buradaki en önemli motivasyonumuz, 1936 yılında Atatürk tarafından kurulan ilk Tarım Kredi Kooperatifi’nin ve kooperatifçiliğinin sembolü Gazi Çiftliği binasının burada olması. Tarihsel olarak baktığımızda, Mustafa Kemal Atatürk, milli mücadelenin ardından Cumhuriyet’i kurduğunda Anadolu’da her alanda topyekün ayağa kalkma hamlesi başlatır. O dönemde ülkenin yaşadığı zor koşullar içinde kalkınma aracı olarak kooperatifçiliği görmüş ve bu alanda büyük uğraşlar verir. Mersin’e yaptığı gezi sırasında Silifke bölgesinde satılık olan bu çiftliği 36 bin liraya bedelini kendisi ödeyerek satın alır.
Çiftlik, bakımsız ama içerisinde temiz su kaynağı bulunan 12 bin dönümlük bir araziydi. Ankara’ya döner dönmez çiftlikte neler yetiştirilebileceğine dair araştırmalar yapar. Yurt dışından kaliteli pamuk tohumu getirtip Silifke’ye gönderir. Çıkan pamuk uzun elyaflı ve kalitelidir. Bunlarla birlikte jüt, keten gibi lifli ürünleri de ektirir.At, keçi, tavuk, inek, koyun gibi hayvanların seçme ırkları bu çiftlikte çoğaltılmaya başlanır. Traktör ve tarım makineleri Anadolu’da ilk kez burada kullanılmaya başlanır. Bu fikirler ışığında 1936 yılında kooperatif kurmak için dilekçe verilir. Ve böylece Anadolu’da kooperatifçilik fitilinin ilk ateşlendiği yer Silifke Gazi Çiftliği olur.
- Mersin Büyükşehir Belediyesi’nden destek gördünüz mü?
Evet... Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin işbirliği protokolü ile çiftlik binası, kooperatifimizin de içerisinde yer aldığı, kadınların buluşup sosyalleşebilecekleri, kooperatif toplantılarının yapıldığı, çocukların ihtiyaç duydukları teknolojiye ulaşabildikleri, eğitim, atölye, kütüphane alanlarıyla da bilimin, eğitimin ışığında kadın üreticilerimize ve çocuklarına, Ata mirasını gelecek nesillere aktarabilmeleri yönünde yol açıldığı bir merkez haline getirildi.
- Kooperatifiniz şu an hangi projeleri yürütüyor?
Kuruluşumuzu yapar yapmaz ilk faaliyetimiz, süs bitkisi yetiştiriciliğine konu ile ilgili eğitimleri alan 20 kadın ile başlamak oldu. Yaklaşık 1.5 milyon adet çiçek üretimi yaptık. Tekstil alanında da yaklaşık 20 kadın işbirlikçimizle birlikte faaliyet gösteriyoruz. Kooperatif ortağı hocamız ile dışarıdan alınan özellik iş kıyafetleri olmak üzere siparişe göre her türlü tekstil üretimi yapılıyor.
Gıda üretiminde de ana hedefimiz Mersin’e özgü, spesifik veya coğrafi işaretli ürünler ile üretimde bulunmak. Bunun yanında diğer bir belirleyicimiz geleneksel yöntemlerle ve temiz üretim ile üretilmiş olması. Bu alanda çıkan ürünlerimiz şu anda sosyal medya hesaplarımız, yerel yönetimler, butik satış mağazaları aracılığı ile satışı yapılıyor.
- Kooperatifin öne çıkan yöresel ürünleri hangileri?
Atalık tohumdan üretilen sarı buğdaydan yapılan bulgur, un, erişte... Yine Ata tohumundan ekilen Kisecik köyünün yerli domateslerinden domates konservesi, Torosların kendiliğinden yetişen harap vişnesinden yapılan Vişne reçeli, organik tarım ürünü şeftali reçeli, Silifke’ye özgü Çilek reçeli, incir reçeli, andız pekmezi, Akdeniz güneşinde kurutularak yapılan domates salçası, Toros konar-göçerlerinin çerezi kavurga, Mut ilçesine özgü fıstıklardan üretilen fıstık ezmesi en özel ürünlerimiz arasında yer alıyor. Bu yıl ürün çeşitlerimiz artarak devam edecek.
- 2021 yılında faaliyete geçireceğiniz projeleriniz var mı?
Öncelikli projemiz, Darısekisi Köy Projesi... Toroslar’da bir dağ köyü olan ve şimdilerde ise Darısekisi Mahallesi olarak geçen bu bölgenin kadim kültürü olan konar-göçerlerin de yaşam tarzının yaşatıldığı ve tanıtıldığı bir turizm alanına dönüştürülmesi için çalışmalarımızı başlattık. Burada da bölge kadınları ile yöresel üretimler yapılacak. Organik tarım, toprak ve suya dair başta olmak üzere kadın ve çocukların ihtiyaç duydukları eğitimlerin verileceği bir alan planlıyoruz. 2021 Haziran ayı itibari ile faaliyete geçireceğiz.
Bir diğer proje, Uluslararası Göç Örgütü ve Mersin Büyükşehir Belediyesi ile birlikte başlatılan güneş enerjisi ile çalışan kurutma alanı projesi. Burada yaklaşık 25 kadınişbirlikçiile birlikte bölgeye özgü ürünler kurutularak satışa sunulacak. Şu an kurulma aşamasında, Mart ayı itibari ile faaliyete geçmesi planlanıyor. Ayrıca Toros Dağları’nda hayvancılık yapan veya bu yetiştiriciliği öğrenmek isteyen 100 kadına kaz civcivi vererek dönem sonunda kadınlar tarafından yetiştirilen kazların satışa hazır hale getirilmesini sonrasında satışını hedefliyoruz.