Geçtiğimiz hafta, Torium Alışveriş Merkezi’nin düzenlediği Uluslararası Sokak Gösterileri Festivali, dünyanın pek çok ülkesinden sokak sahatçılarını ağırladı. Ben de İtalyan akrobasi ustası Luca ile sıra dışı mesleğiyle ilgili konuşma fırsatı buldum…
- Böylesi heyecan ve adrenalin dolu bir hayatı seçme nedeniniz nedir?
Aslında ben değil bu hayat beni seçti. Geçmişte barmenlik yapıyordum ve çok para kazanıyordum. Sonra, palyançoluk yapan biri ile tanışıp arkadaş oldum. O benim bu işte çok başarılı olacağımı düşündü. Ben de akrobasiye başladım. Çocukları ve insanları güldürmek hoşuma gidiyor o yüzden bu mesleği seçtim.
- Bu alanda başarılı olmanın sırrı nedir sizce?
- Kendime olan inancı ve içimdeki çocuğu hiç kaybetmemek.
- Türkiye’ye ilk gelişiniz mi, sokak festivalini nasıl buldunuz?
Evet, İstanbul’a ilk kez geliyorum. Festival çok güzel geçiyor. Bu sayede yeni bir kültürü öğreniyoruz. Türklerin şovumuza olan ilgisi beni çok mutlu etti. Gerçekten meraklı gözlerle karşılıyorum bu da beni heyecanlandırıyor.
- Akrobaside denge hayatınızın önemli bir unsuru olmalı? Dengeyi hayatınıza nasıl adapte ediyorsunuz?
Aslında en önemlisi içinizdeki denge… Dolayısıyla ilk olarak kendi içimdeki dengeyi bulmaya çalışıyorum. Bu mesleği seçmemdeki en önemli unsurlardan birisi de buydu. Çok düzenli katı kuralları olan bir meslekte çalışmak hiç bana göre değildi. O özgürlüğü hep aradım ve sanırım buldum da. Özgür olduğumu hissetmek bahsettiğiniz dengeyi bulmamda önemli bir yardımcı.
- Bugüne kadar başınızdan geçen en sıra dışı deneyimi hangi ülkede yaşadınız?
- Brezilya’da hiç kimsenin gitmediği kimsenin de dışarı çıkmadığı bir adada gösteri yapmıştım. Tamamıyla yabancıydım. İnsanlar beni görünce çok şaşırıyorlardı. Ama bazen gösteri sırasında silahları gösterdikleri oluyordu, gerçekten ilginç bir deneyimdi benim için.
- Akrobosi sanatının en önemli kuralı nedir?
Kesinlikle çalışmak… Akrobosi doğuştan yetenekli olacağınız bir alan değil. Bu yüzden hep çalışmak pratik yapmak zorundasınız.