Sağlıklı bir yaşamın anahtarı ağız sağlığında gizli. Eğer ağzımız çok sağlıklı olursa hastalığın vücuda girmesi bile zor. İmmün sistemi için ağız ve diş sağlığının yerinde olup olmadığı önem arz ediyor. Özellikle de diş eti sağlığı yerinde ise mikrobiyotamız da yerinde oluyor ve Alzheimer, kolon kanseri gibi hastalıkları yaşama riskini azaltıyor. Diş etlerinin görüntüsü birtakım hastalıkları hatta en basit olarak gluten intoleransını bile anlamamızı sağlıyor. Hatta ağzımızın bu denli önemli olmasının sebeplerinden biri de omuriliğin başlangıç noktası olması. Dişlerin kapanışında yani çiğneme düzleminde eğrilik varsa boyun, çene eklemi, bel ağrılarına bile sebep olabiliyor. Ağız sağlığına ilişkin bilinmeyen noktaları, hayatımıza ne kadar etki ettiğini Estetik Diş Hekimi Dr. Birgül Metin’e sorduk ve öğrendik.
- Bağışıklık sistemimizle ağız sağlığı arasında nasıl bir ilişki var?
İnsan bedeninde sağlık ağızdan başlar. Günümüzde de her geçen gün öne çıkan ve Batı tıbbında da yer alan bütüncül bakış yaklaşımına göre birçok hastalıkta ağız sağlığı önceliklendiriliyor. Sağlıklı bir yaşamın, güçlü bir immün sistemi ile yoğun ilişkide olduğunu hepimiz biliyoruz. İşte immün sisteminin de en büyük ihtiyacı, ağız ve diş sağlığıdır, özellikle de diş eti sağlığıdır. Bu yerinde ise mikrobiyota da yerinde olur. İmmün deyince de sadece basit enfeksiyonlar, virüsler değil, Alzheimer ve kolon kanseri gibi hayati önem teşkil eden hastalıklar da bedenden uzaklaşır. Diş etlerinin görüntüsü birçok hastalığın da habercisi olur. En basit olarak gluten intoleransı bile diş etlerinden hemen anlaşılabilir. Sağlıklı bir mikrofloraya sahip olmak yani sağlıklı diş etleri, tükürük yapısı ve güçlü diş minesine sahipsiniz demektir. Vücuda ilk giriş yolu ağız olan mikroorganizmalar ise sağlıklı bir ağızda güçlü bir savunma mekanizması ile karşılaşır ve hastalık önlenmiş olur. Ağız sağlığı yerinde değilse bağışıklık sistemi olumsuz yönde etkilenir çünkü mikroorganizmalar tüm vücudu derinden sarsabilecek güce sahiptir. Ağız sağlığı şakaya gelmez ve ihmal edilmemeli.
- Ağızda yamukluk varsa bel ağrılarına da sebebiyet verebiliyor mu? Bunun tedavisi var mı?
Bedenimizin temel taşıyıcısı omur iliğinin başlangıç noktası olan ağızdadır. Dişlerin kapanışında yani çiğneme düzleminde eğrilik varsa; yüksek ihtimalle boyun, çene eklemi, bel ağrılarınız da vardır. Bunun tedavisi tabii ki mümkün. Özellikle günümüzdeki gelişmiş ortodontik tedaviler, prostetik restorasyonlar veya okluzal splint tedavileri ile yetişkinlerde de gayet güzel sonuçlar alıyoruz. İki taraflı dengeli çiğneme de bu ağrılarda önemli bir diğer faktördür, buna da hastalar bizzat kendileri dikkat edip, yemek yerken eşit iki tarafta çiğnemeli.
- Peki diş bakımı neden bu kadar önemli?
Ağızdaki patojen bakteriler tüm vücudu ve doğal olarak genel sağlığımızı etkiler. Özellikle sporcuların performansı için de bu konu çok önemlidir. Mesela yurtdışındaki birçok futbol kulübü sporcularını zorunlu olarak 6 ayda bir diş hekimi kontrolüne götürür. Çünkü ağız sağlığı tüm vücudu etkiler. Dinç, zinde ve sağlıklı yaşam için diş ve ağız sağlığı bilinci ülkemizde de artırılmalı.
- Ağız sağlığı için sizin önerileriniz nedir?
Tercihen 4-6 ayda bir mutlaka diş hekimi ziyaretinin yaptırılmasını öneriyorum. Sabah uyanır uyanmaz ayurvedik bir tedavi olan ve toksinleri atmamızı sağlayan ‘oil pulling’ dediğimiz ağız yağı ile 3-5 dakika ağız temizliği yapmalı ve sonra doğru fırçalama tekniği ve hekimin önerdiği ağız yapısına uygun diş macunu ile dişleri sabah ve akşam üçer dakika fırçalamalıyız. Bu arada dilimizi de unutmamalı mutlaka onu da fırçalamalı, ağız duşu yapmalıyız. Ayrıca ara yüz fırçası veya diş ipi kullanarak tam ve detaylı bir ağız bakımı sağlamalıyız.
- Herkes diş beyazlatmanın peşinde… Bunun diş için eksi yönleri var mı?
Her dişi beyazlatamayabiliriz. Diş minesinin sağlam ve çatlak olmaması gerekir aksi taktirde çok fazla hassasiyet yaşanabilir. Ofiste ve evde profesyonel kullanılan beyazlatma jelleri kullanıyoruz. 6 ay veya yılda bir kez yapılması yeterli ve bu dönemde sigara, çay, kahve içmeyi de çok tavsiye etmiyoruz. Beyazlatma fazla yapılırsa ileriki yaşlarda dişler daha gri-sarı görünüme sahip olabilir. Beyazlatma işlemi az da olsa diş minesine zarar verebiliyor.
- Diş sağlığı için kullanılan malzemelerin önemini sizden dinleyebilir miyiz?
Ağızda kullanılan malzemeler her geçen gün daha da önem kazandı. Dolgu malzemesi, implant materyali, kanal dolgusu ve hatta diş beyazlatırken kullanılan malzemeler iyi değilse bir zaman sonra ağız sağlığı riskli hale gelebiliyor ve dişler daha kötü bir görüntüye dönüşebiliyor. Sonuçta ağza yerleştirilen her malzeme kan ve tükürük vesilesi ile tüm vücudu etkiliyor. Bu nedenle günümüzde daha çok bio malzemeleri tercih etmeliyiz.
- Herkesin farklı bir çene-diş yapısı var. Normal hayatımızda veya işimizde mesleğimizi etkileyecek yönü var mı? Mesela bir şarkıcı ile avukatın diş yapısı farklı mı olmalı?
Evet, farklı olabilir… Kişinin pozisyonu, karakteri, yüzün anatomik yapısı; dişin formunu, rengini ve gülümsemeyi tasarlarken önemli yer teşkil ediyor. Her kişi kendisine özel dolayısı ile her gülüş de kendine özel olmalı. Gülüş, kişiyi iyi dinleyip beklentilerini iyi değerlendirip o kişiye uygun tasarlanmalı. Aksi taktirde herkes birbirine benzer. Gülüş zamansız tasarlanmalı ve o kişi ile bütünlük sağlamalı. Mesela oval yüzlü yanaklı bir hastaya kare formlu veya geniş diş tasarlanırsa yüzü daha da geniş görünecek, bu nedenle daha dar ve uzun görünümlü tasarlanmalı. Eğer ‘face lift’ operasyonu olacaksa önce dişlerin tasarlanması önemli. Dişin yüzey yapısı, cilası, parlaklığı hastanın yaşı ve cildi ile uyumlu olmalı. Sahnede ışıklar altında olan bir sanatçının diş rengi ve cilası ile bir doktor veya öğretmenin aynı olmamalı.