Çağdaş sanatın genç ve yetenekli isimlerinden ressam Çağlar Tağcı, ’Evren ve Yaratılış’ konulu çalışmalarıyla eserleri en çok satan sanatçılar arasında. En büyük hayalinin bir gün uzayda tuval üzerine resim yapmak olduğunu söyleyen Tağcı, resimlerine yansıttığı hayallerinde sınır tanımıyor.
- Çalışmalarınızda gezegen ve galaksilerin hareketliliğinden oluşan yansımaları tuvale aktarıyorsunuz, gökyüzünü inceliyor musunuz, yoksa tamamı hayal ürünü mü?
Gök olaylarını merakla ve heyecanla takip ediyorum, uzay görsellerini incelemeyi seviyorum. Konuyla ilgili görseller, belgeseller, kitaplar hayal gücümü besliyor. Kendi imkanlarımla da gökyüzünü gözlemliyorum ve bütün bunların sonucunda kendi evrenimi yaratıyorum.
- Evreni nasıl tanımlıyorsunuz, resmetmeyi düşündünüz mü hiç?
Bilinmezliği ile insanın merakını cezbeden, öğrendiklerimizle gizemin arttığı, sınırlarını tahayyül bile edemediğim bir yücelik evren. Ben kendi evrenimi resmediyorum. Benim evrenim de gizemlerle dolu ve sınırları yok.
- Çalışmalarınızı yürüttüğünüz bir atölyeniz var mı, nerede? Gününüzün ne kadarını çalışmaya ayırıyorsunuz?
Çalışmalarımı 2017 yılında Denizli’de açtığım atölyemde sürdürüyorum. Neredeyse günün tamamını fiziksel ya da zihinsel olarak çalışarak geçiyorum. Fiziksel olarak resim yapmadığım zamanlarda yeni üretimlerim için araştırmalar yapıyorum, bazen de bir resmi yalnızca zihnimde başlatıp yine orada tamamlayıp kendi hayal dünyamda sergiliyorum.
- Denizli sanat çalışmalarınızda sizin için yeterli bir şehir mi? Sanat çevresi nasıl, resim malzemelerinizi temin etmekte zorlandığınız oluyor mu?
Denizli aslında temel malzemeleri edinmek konusunda yeterli bir şehir. Ama ben bu konuda fazla talepkar biriyim bu yüzden şehir dışından ya da yurtdışından malzeme getirtmek durumunda kalıyorum. Yaşadığım şehir üretim yapabilmek için sakin ve güzel bir yer. Fakat maalesef zayıf bir sanat çevresi var. Genel anlamda kendini tekrar eden, dışa açılamayan bir yapı var. Ben bu yapıdan uzak durmaya çalışıyorum çünkü sanat çalışmalarımda, sanat yolumda her zaman ilerlemek ve gelişmek istiyorum. Denizli sanat çevresinden şikayet ederken şehrin sanat bilincini oluşturmamız veya uyandırmamız gerektiğinin de farkında olarak hareket ediyorum. Yani yaşadığım şehir için sanat mücadelemden vazgeçmiyorum.
- Eserlerinizde çok fazla renk kullanıyorsunuz, resmin renklere doyduğunu ve tamamlandığını nasıl anlıyorsunuz, bittiği anı tanımlar mısınız?
Resimlerimde titiz çalışılmış düzenli ve disiplinli soyut altyapı oluşturuyorum. Bunun üzerine uzaydaki renk patlamalarını yansıtan çok fazla miktarda boya yüklüyorum. Resmin açık-koyu, sıcak-soğuk, uzak-yakın ilişkisi içerisinde belli bir renk doygunluğuna ulaştığını düşündüğümde tamamlamış oluyorum.
- En büyük hayaliniz ne?
Günümüzde farklı gezegenlerde yaşamımızı sürdürebileceğimiz konuşulup planlanıyor. Teknolojinin ilerleyişine paralel olarak resim sanatında yapacağım yenilikler ile farklı gezegenlerde sergiler açmak isterim.
- Bugüne kadar açtığınız eserleriniz nerelerde sergilendi?
Ülkemizin büyük şehirlerinde gerçekleşen sanat fuarlarında, karma sergilerde ve çeşitli sanat projelerinde eserlerim yer aldı. 2019 yılında Barselona’da katıldığım karma sergi ile ilk Avrupa deneyimimi de yaşamıştım.
- Yeni bir yıla girmek üzereyiz, önümüzdeki bir yıl içinde gerçekleştirmeyi planladığınız projeler var mı?
2022 yılı için ilk projem İstanbul Gama Art Gallery’de Mart ayında gerçekleşecek olan kişisel sergim. Bunun öncesine başka bir proje koymak istemiyorum ama yine de bir yurtdışı sanat etkinliği sürprizi olabilir. Yıl içerisinde düzenli bir şekilde katıldığım sanat fuarları, karma sergiler devam edecek. Yurtdışı planlarıma yeni yılla birlikte ağırlık vereceğim.