Hangi yaşta, nasıl dudaklara sahip olmalı?

Haberin Devamı

Bence duygularımızı en iyi gösteren yapı dudaklarımızdır. Evet, “Gözler yalan söylemez” ama dudaklar istersek somurtur, istersek çekici, arzulu, istersek umursamaz olabilir hatta bazen tüm bu ifadeleri aynı anda bile yapabilirler.
Estetik cerrahinin en fazla mesai harcadığı yüz yapılarının başında ağız çevresi ve dudaklar geliyor. Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Dr. Ali Duman, yaşlara göre dudaklarımızda ne gibi değişiklikler olur ve bunlara nasıl müdahale edebiliyor; bize anlatıyor.

20’li Yaşlar
Şikayetler: Bu yaşlarda dudaklarda mevcut bir asimetriyi düzeltmek veya çok ince olan dudak yapısını değiştirmek için dolgu uygulamaları yapılabilir. İngilizcesi farklı olup dilimize 'trip yapan kız suratı' olarak çevirebileceğimiz ifadenin bir bileşeni olan dudakların köşelere doğru incelip yok olması da bu yaşlarda gençlerin en fazla şikayetçi olduğu konulardan biridir.

Ne Yapılıyor?
Üst dudak kontürünü birazcık (çok fazla yapılması halinde olduğundan yaşlı bir görünüm ortaya çıkabilir) belirginleştirip, gerekirse dudak kalınlığı da yine orantılı bir şekilde artırıyoruz.

30’lu Yaşlar
Şikayetler: Dokularda kolajen ve elastin kaybının yaşandığı, yıllar boyunca maruz kalınan güneşin etkilerinin yavaş yavaş görülmeye başlandığı yaşlar. Dudaklarda ve ağız çevresinde küçük kırışıklıkların ortaya çıkması tam bu yaşlarda oluyor. İnsanlar daha çok gülerken dudaklarının çok inceldiğinden veya mimik yaparken önceden olmayan çizgilerden bahsediyorlar.

Ne Yapılıyor?
Uygun oranda ve doğru tercih edilmiş dolgu maddeleri ile eski diri ve genç görünümlü dudakları yakalamak için geç değil. Dudak kontürlerinden biraz daha fazla geçmek gerekli olabilir, alt dudak (özellikle orta bölgesi) için de çok az düşünülebilir. Ancak unutmayın, güzel de olsa herşeyin fazlası zarar.

40’lı Yaşlar
20’ler ve 30’larda daha çok genetiğin bize vermediklerini düzeltmeye çalışıyorken, 40’lardan sonra genelde önceki genç ve dolgun dudaklarımıza, diri ağız çevremize kavuşmaya çalışırız.

Şikayetler: Gülme çizgileri daha belirgin hale geliyor, özellikle üstte olmak üzere dudaklardaki kırışıklıklar oturmaya başlıyor. Bu arada dudaklar ve ağız çevresinin anatomik değişikliklerini de görmeye başladığı yaşlardır bunlar. Dudak köşeleri somurtur gibi aşağı doğru inmeye başlamıştır bu tüm ifadeyi değiştirir.

Ne Yapılıyor?
Dolgular özellikle gülme çizgilerinde ama bu kez daha derine ve yüzeye olmak uzere iki ayrı katmanda uygulanmalıdır. Bu katmanlara farklı biyokimyasal özellikteki dolguların uygulanması gerektiğini söylemeye gerek yok herhalde..
Ayrıca üst dudaktaki "sigara" çizgilerini azaltmak için çok çok az botoks da kullanılıyor, böylece dolguyu daha küçük miktarlarda kullanarak o garip "ördek dudak" görüntüsü ortaya çıkmıyor.
Ağız köşeleri için de derin dolgular çok işe yararlar bu yaşlarda. Sadece bu bölgedeki değişiklik tüm yüze sinen somurtuk, memnunsuz ifadeyi yok eder.

50’li Yaşlar
Şikayetler: Doğanın vücudumuza uyguladığı tarifenin yüzümüzde iyice hissedilmeye başladığı yaşlara geldik. Tüm yüzdeki kolajen kaybı, özellikle orta yüzdeki yapıların aşağı doğru inmesine neden oluyor. Burnun yanlarından ağız köşelerine inen çizgiler artık vadi halini alıyor. Burun ile dudak arası mesafe iyice artıyor, bunda dudakların da doku kaybına uğrayıp küçülmesinin rolü vardır. Mesela bu yaşlarda, "cupid's bow" ismi verilen Türkçe'ye "Eros'un yayı" olarak çevirebileceğimiz üst dudağın ortasındaki tatlı kavis, çoğu kez yok olmuştur..

Ne Yapılıyor?
Yine dolguların bir karışımını deformitelerin geliştiği bölgelere uygulanıyor. Bu yaşlarda botoks çok daha dikkatli kullanılmalı, çünkü zaten uzamış üst dudak mesafesini daha da uzatmak istemeyiz. Unutulmaması gereken evet çizgiler derinleşti, kırışıklıklar daha da yerleşti ama dolgu miktarını çok çok artırmak istediğimiz sonucu elde ettirmeyecek aksine komik bir görüntü ortaya çıkaracaktır. biz 56 yaşında birini 23 yaşında göstermeye çalışmıyoruz ki. AAA HİÇ YAŞINI GÖSTERMİYORSUN halini yakalamaya çalışıyoruz.

60’lar ve sonrası
Bu yaşlarda halen dolgu maddeleri ve botoks ile kaybedilebilecek çizgiler, kırışıklıklar veya deformiteler var. Ancak bu yıllarda lazer ve diğer teknolojik ekipmanları daha fazla öneriliyor. Fraksiyonel Radyofrekans veya Ultherapy gibi uygulamalarla tüm yüz, boyun, dekolte ile birlikte ağız çevresinde de çok memnun edici sonuçlar yakalamak mümkün.
Yine özellikle kök hücreden zenginleştirilmiş yağ dokusunu kullanmak için çok uygun bir dönem bu yaşlar ve her zaman cerrahi modaliteler akılda tutulabilir.