12 Kasım 2017 günü düzenlenecek 39. İstanbul Maratonu’nda haberiniz vardır. Peki bu seneki maratonun özel olduğunu ve onlarca insanın Altı Nokta Körler Vakfı’na ‘1000 adet beyaz baston alımı ve 1000 sesli kitap’ kitap alınabilmesi için koşacağını biliyor musunuz? Bir marka var ki, tüm çalışanlarıyla maratona katılıyor ve kampanyaya en özverili desteği veriyor. Fransız kozmetik markası L’Occitane’ın Genel Müdürü Pınar Akçam önderliğinde başlayan kampanya kapsamında önemli miktarda yardımı toplamayı başardılar bile. Pınar Akçam’a detayları sordum...
- L’Occitane ekibi neden koşuyor?
L’Occitane çalışanları 30 kişilik bir ekip olarak 12 Kasım’da İstanbul Maratonu’nda Altı Nokta Körler Vakfı için koşuyor. Her birimizin vakfın ‘Sesli Kitap’ ve ‘Beyaz Baston’ projelerine destek için ayrı ayrı bağış hesapları var; bu hesapları tüm koşu ekibi kendi sosyal medya hesaplarından duyurdular.. Bizim ekip olarak koşmaya karar vermemiz, farklı projelerle hali hazırda desteklediğimiz ve destekleyeceğimiz Altı Nokta Körler Vakfı’nın tüm çalışmalarında kendi ana işimiz dışında kişisel ve kurumsal emeğimizi de koymak, farkındalığı artırmak istememizin sonucu olarak ortaya çıktı.
- Koşacak ekipte profesyonel koşucular var mı, neye göre seçim yapıldı?
Ekibimiz, çalışanlarımız, siz ve ben gibi kişiler... Maratonun İstanbul’da olmasından dolayı, İstanbul ili ve çevre illerdeki mağazalarımıza bu projeyi sunduk ve tabii ki yönetim kadromuz da dahil çalışanlarımızdan katılım için çok güzel dönüşler aldık. Herkes çok heyecanlı. İlk defa birey olarak, çalışan olarak katkıda bulunabilecekler. Amacımız ses olmak ve bu projeyi duyurabilmek.
- Böyle bir sosyal sorumluluk projesini ilk kez mi hayata geçiriyorsunuz?
Aslında Türkiye olarak sosyal sorumluluk üzerine hikayemiz yeni değil; her yıl Shea yağı içerikli serimizde özel bir ürünümüz oluyor. Genelde sabun, sembolik rakamlara satıyoruz ki, herkese ulaşabilelim. Senede 2 defa bu ürün farklı ambalaj tasarımlarıyla, sınırlı sayıda mağazalarımızda satışa sunuluyor. Satışından herhangi bir karımız yok; Birleşmiş Milletler Kadın Organizasyonu ve Uluslararası Görme Engelliler Vakfı’yla beraber kar gözetmeyen çalışmalar yapan L’Occitane Vakfı’na bağışlanıyor. Bunun dışında kendi oluşturduğumuz konsept ve setlerle satış gelirini vakfa bağışladığımız, sosyal medyada ve mağazalarımızda duyurduğumuz çeşitli projelerimiz oldu. Şu andaki proje ilk olmasa da, bundan sonraki projelerin daha da büyük olabilmesi için bizim açımızdan önemli bir adım ve milat olmasını planlıyoruz.
- Neden Altı Nokta Körler Vakfı’nı seçtiniz?
Aslında bu seçim markamızın hikayesinden ve değerlerinden geliyor. Markamız kurulduğu yıldan beri 41 senedir temellerini ve değerlerini savunan bir marka. Otantiklik, duyumsallık ve saygı… Savunduğu bu değerler içerisindeki duyumsallıkla, tüm duyulara hitap etmeyi hedefleyen ve görmeye önem veren bir marka. 5 duyuyu uyarmayı ve aynı zamanda kullanıcılarımıza sağlıklı ve duyumsal bir deneyim yaşatmayı hedefliyoruz. 1997 yılından beri ürün isimlerimizi Braille alfabesini kullanarak ambalajlarımıza yazıyoruz; böylece görme veya kısmı görme problemi olan kullanıcılarımızın da duyumsallığını artırmak istiyoruz. 2000 yılından beri, engellenebilir körlükle ilgili bilinci geliştirmek için birden fazla sivil toplum kuruluşunun desteğini alarak bu konuyla ilgili mücadele ediyoruz. Dünyada 285 milyon kişinin görme engeli veya görme bozukluğu var. Yapılan araştırmalar bu kişilerin yüzde 80’inin görme engelinin oluşmadan önüne geçilebileceğini bize gösteriyor. 2020 yılına kadar yepyeni bir hedefimiz var. ‘Union For Vision’ programı ile 10 milyon kişiye göz muayenesi ulaştırmayı hedefliyoruz. Orbis (görme engelli konusunda çalışmalar yapan sivil toplum kuruluşu) ile ortak çalışmalar yapıyoruz. 2000 yılında Orbis’le birlikte eğitimli doktorları tüm dünyada farklı noktalara taşıyan Uçan Göz Hastanesi projesini başlattık. Bu proje ile şu ana kadar 2 milyon kişiyi tedavi edildi. Global olarak yapılan, markamızın bulunduğu tüm ülkelerin desteklediği bu sosyal sorumluluk projelerinin yanı sıra biz de görme konusuna hassasiyet gösteriyoruz ve lokal olarak farklı çalışmalar yapıyoruz. Bu doğrultuda da markamızla paralel hedefleri olan ve desteklemek istediğimiz konuya doğrudan hizmet eden Altı Nokta Körler Vakfı ile projeler yapmak istedik ve bu çalışmamıza 2016 yılında başladık. Şimdiye kadar vakıf için dikkat çeken ve güzel dönüşler aldığımız farklı çalışmalarımız oldu. Şimdi de bu yeni projeyle iş birliği içerisindeyiz.
- Dünyada da markanızın bu tarz sosyal sorumluluk adına gerçekleştirdiği pek çok örnek var. Hatta ürünlerinizi üretme aşamasında da buna özen gösteriyorsunuz. Bir örneği de Burkina Fasolu kadınlarla yaptığınız çalışmalar. Biraz da bundan bahseder misiniz?
L’Occitane Vakfı aynı zamanda lokal üreticilerle de çalışıyor. Burkino Faso’daki kadınlarla bir katılımcı-gelişim programı başlattı. Onların ekonomik hayata katılımını sağlıyoruz. Birleşmiş Milletler Kadın Organizasyonu tarafından ödüllendirilen bir marka olarak Burkina Faso’da kurulan kadın kooperatiflerine destek veriyoruz. Günümüzde, Shea yağı içerikli ürünlerimizin inanlımaz başarısı ile bu yağı üretmek için markamızla birlikte çalışan kadınların sayısı 15.000’e ulaştı.
- Bundan sonra yine bu tarz çalışmalar yapmak adına ne tarz planlarınız var?
Bu yıl sonuna kadar ve 2018 yılında da Altı Nokta Körler Vakfı’na ses olmaya devam edeceğiz. Gerek müşterilerimiz, gerek çalışanlarımız bu konuda son derece hassaslar ve bize tam destek oluyorlar. Önümüzdeki projelerden biri görme engelleri ve farkındalığını artırmak için müşterilerimize her alışverişlerinde bir miktar bağış da yapmalarını sağlayacak bir proje. Bunun için özel tasarlanan doğa dostu çantalarımızın gelmesini bekliyoruz. Başladığında yine biz her kanaldan mümkün olduğunca duyurup yapabileceğimiz en fazla katkıyı ve farkındalığı sağlamayı hedefliyoruz.