Uzun yıllardır basında Dilek Türkan Ünlü. Reklam sektöründe çalışıyor. Bir yandan da çocukluğundan buy ana en büyük hayali olan masal yazarlığı yapıyor. Son çocuk kitabı ‘Dev ile Peter’ın hem hikayesi hem de çizimleri kendisine ait. Dilek Türkan Ünlü ile hem çocukluğuna gittik hem de masal dünyasına büyülü bir yolculuk yaptık.
- Basında uzun yıllar reklam sektöründe çalıştıktan sonra bir çocuk kitabı yapmak nereden aklınıza geldi?
Yıllardır hep bir şeyler karalamıştım. Tabii bunlar hep sandıkta kalmıştı ve ayrıca birkaç defa büyüklere masal anlatımlarım olmuştu. Pandemi başladığında etrafındakilerin yüreklendirmesi ile özellikle şair yazar ve anlatıcılardan bu teşvik görünce bende harekete geçtim. Her zaman dediğim gibi ben yazar değilim. Bir yazar olmam için daha bir fırın ekmek lazım. Öncelikle masallarımdan biri olan ‘Dev ile Peter’ı düzenleyip bir video ile çocuklarla buluşturmaya çalıştım sosyal medya hesabımda. Sonra birkaç sosyal sorumluluk çalışmasında çocuklara yine yazdığım masallardan bir iki tanesini anlattım. Dedim ki, ‘Neden bunu kalıcı olarak bırakmıyorum çocuklara?’. Kitabı hazırlarken bir butik kitabevinde çocukları etrafıma toparlayıp masal anlatmayı hayal ettim: Eski ahşap bir bina kapı her açıldığında ses çıkaran çıngırak ve bir katında sadece masal okuyup, bu masalı onların hayal gücü ile harmanlamayı...Umarım bunu da bir gün gerçekleştirme şansım olur. Bu aramızda kalsın, Meg Ryan’ın oynadığı ‘Mesajınız Var’ filmindeki kitabevi çok hoşuma gitmişti.
- Çocukluğunuzda sizde iz bırakan kitap ya da kitaplar hangisi?
O kadar çok var ki…Ama hala başucumda ‘Küçük Prens’ durur. Dönem dönem bir sayfa açar tekrar okurum. Sonra ‘Şeker Portakalı’, ‘Seksen Günde Devr-i Alem’, ‘Alice Harikalar Diyarında’ herkesin bildiği benimde çok severek okuduğum kitaplar arasında. Tabii ki, ‘Cin Ali’yi unutmamalı…
- Ben bir çocuk kitabının yazarının aynı zamanda çizimleri de yaptığı bir çalışmaya ilk kez şahit oldum. Kitabın hem hikaye kurgusu hem de çizimlerle ilgili hazırlık sürecini paylaşır mısınız?
Resim yapmayı hep sevdim. Mükemmel olmasa da kendimce naçizane karalıyorum zaman zaman. Yanımda boya kalemlerim ve minik resim defterim hep vardır. ‘Dev ile Peter’da öncelikli amacım çocukların hayal etmesini arzulamam. Devin yaşadığı ev, kasaba, Peter’ın evi vs vs... Ama bunlar hep çocukça karalamalar oldu. Renkli nahif resimleri, kitabı düzenlerken bir yandan da çizdim. Amacım, kitabın sonunda çocukların kendi hayal güçlerini kullanarak ‘Dev ile Peter’ı kendilerince resmetmelerini sağlamaktı. O kadar güzel resimler geldi ki, bu da beni çok mutlu etti.
- ‘Dev ve Peter’in konusu nedir?
‘Dev ile Peter’da çocuklara önyargıyı anlatmaya çalıştım.
- Hikayeniz ile çocuklara ne katmak istediniz?
Önyargı, Einstein’in dediği gibi bir atomu parçalamak kadar zor. Ama çocuklara bunun olumsuz tarafını ne kadar önce aktarır isek o kadar yararlı olur diye düşündüm. Zaten masallarda hep çocuklara kendi adıma mesajlar vermek istedim. Bunu önce bir öğretmen ile paylaştım, çocukların yorumu hep aynıydı. Ve onların yorumlarında önyargıyı her duyduğumda mesaj doğru yere gitti diye düşünüp mutlu oldum. Sonrasında pedagog yorumu da beni çok onore etti ve yüreklendirdi.
- Size göre Türkiye’de çocuk kitapları sektörünün eksikleri/artıları neler?
Çok güzel kitaplar var çizimlerine anlatımına kurgusuna hayran kaldığım. Günün sonunda yıllar geçiyor ve bizim çocukluğumuzdan çok çok farklı güzellikte kitaplar ortaya çıkıyor. Ancak naçizane eleştirim, çocuklar kitaplarında ölüm, çalma vs kelimelerin direkt cümle içerisinde kullanılmaması gerektiği düşüncesindeyim. Bunların yerine aşırmak hayatını kaybetmek vs gibi korkutucu olmayan kelimeler kullanılmasının daha sağlıklı olduğu kanısındayım.
- Sizce iyi bir çocuk kitabında bulunması gereken ilk üç özellik ne olmalı?
Çocuğun gelişimine katkıda bulunmalı, çocuğun gelişimine etki eden bazı değerleri basit şekilde onlara aktarmalı, hep iddia ettiğim çocukların hayal gücünü geliştirmeyi sağlayacak nitelikte olmalı.
- Türkiye, okuma oranı dünya geneline göre düşük ülkeler arasında. Size göre çocuklara kitap okuma alışkanlığı kazandırmak için ebeveynler ve eğitimciler neler yapmalı?
Biz arkadaşlarımıza özel günlerimizde hep kitap aldık. Ancak şimdi pahada değerli hediyeler alınıyor daha çok. Kitap okumaya teşvik yine ebeveynler tarafından olacaktır diye düşünüyorum. Ebeveynler, çocuklarının hangi tür kitaplardan hoşlandığını çocukları ile belirleyip onları okumaya daha rahat teşvik edebilirler. ‘Çocuğum okumayı sevmiyor’... Böyle bir şey olduğunu sanmıyorum. Önemli olan onun klasik mi, fantastik mi, çizgi roman mı, şiir kitabı mı sevdiğini bulmak. Bu çizgi roman bile olsa bırakın onu okusun çocuk. Okuma alışkanlığı kazandığı zaman mutlaka başka kategorileri de deneyecektir. Eğitimcilerin de tatil ödevi olarak çocuklara belirli bir kitabı değil de neyi okumak istiyorlar ise onu okumalarını ödev olarak vermelerini öneriyorum.
- Yakın zamanda yeni kitap projeniz var mı?
Evet, heyecanla üzerinde çalıştığım yetişkinler için bir minik öykü kitabım olacak, adı ‘Harme’. Üç ayrı kadının kalp hikayesi. Görselleri karakalem olarak yine bana ait olacak. İlk öykünün resimleri tamamlandı sayılır. Bir de kişiye özel arada masallar yazıyorum. En son pandemi dolayısı ile Avustralya’ya yeğenin doğumuna gidemeyen arkadaşımın dünyaya gelen minik aile ferdi Sara için bir masal yazdım, videoya çektim ve aileye mail olarak ilettik. İnşallah 1. yaş gününde kitap olarak gönderme fırsatı da bulacağız. Zaman zaman yaptığım bu özel çalışmalar da bana çok keyif veriyor.
- Kitap yazmak dışında nelerle besleniyorsunuz? Farklı hobileriniz var mı?
Tığ ile bir şeyler örmeyi, eski dantelleri, parçaları değerlendirmeyi çok seviyorum. Hem kafamı dağıtmak hem de insanların beğenisini kazandığını görmek hoşuma gidiyor.