Yeni yıl, yeni başlangıçlar için en elverişli dönemdir. Yeni yılın bu özelliği, her kültürde aynıdır. Filmler, radyo ve dergilerin hepsi yeni yıl yaklaştığında ‘’Yeni Bir Sen’' sloganıyla bu yapıyı desteklerler. ‘’Yeni Bir Sen’’ tüketim paketi, tıpkı ramazan aylarında sahurda ısıtıp ısıtıp yenen temcit pilavi misali her sene önümüze getirilir. (Temcit pilavı, kulağa özel bir tarifi olan bir pilavmış gibi gelse de aslında herhangi bir pilav temcit pilavı olabilir.)
’Yeni bir Sen’’ tüketici paketinin enteresan bir yönü daha vardır. ‘’Yeni bir Sen’’ kıyafet, takı, özel bakım, hobiler ve başarılarla güçlendirilse de, iki saat içinde içerideki güzellik ortaya çıkar ve böylece harcanan onca zaman, para, enerji ve iç güç boşa gitmiş olur. Peki, Tüketim paketinin güçlenmesine yardımcı olan kültürümüz, ailemiz, arkadaşlar ve çevremiz üzerinde deprem olsa tüketim pazarı çalışır mı?
Tabii ki Hayır… Bu gerçeği bilsek de ne yazık ki bildiğimizi ret ederiz. Birçok gerçeğin farkında olmamıza rağmen onlara uygun bir hayat sürdürmüyoruz. André Aciman, bu durumu enteresan bir şekilde açıklamış. Hoşuma gittiği için sizlerle paylaşmak istiyorum.
‘’Bir şeyi bilmek ve onu bilmeyi reddetmek arasında, aramızdaki en aydınlanmış olanın bile yaşamaktan çok mutlu olduğu karanlık bir uçurum yatıyor. ”
Bu görüşe göre karanlık uçurumu seçtiğimizi yok sayarak yaşantımızı sürdürüyoruz. Sizi bilmem ama başarabilirsem bu karanlık çukurdan çıkmaya niyetim var ve yeni yılda bildiğimi bilmeye istekli olmaya karalıyım. Ben de deneyebilirim diyorsanız bildiğimizi ret etmekle bildiğimizi bilmek arasındaki boşluğu kapatmak için istekli olmak gerekiyor.
Bu yola baş koymak tüketici paketine sırtımızı dönmekle başlar. Tahmin edebileceğiniz gibi bu çok acı verici olabilir. Bu yola baş koymayı ancak kendimize veya başkalarına zarar verdiğimizi kabul ederek başarabiliriz.
Kadım bilgiler ‘’aslında ölmüyorsunuz ‘’ diyerek karanlık uçurumdan kolayca çıkabilmemiz için her an, her gün, her hafta, her ay, her yıl, her yaşam boyunca uyanma potansiyeli olan ‘‘Yeni Bir Sen’’in varlığından bahsederler. ‘’Yeni Bir Sen’’ hep oradadır. Şu an bu yazıyı okuyan ya da şu an bir konuyla ilgili düşünen ‘’Yeni Bir Sen’’ oradadır. Belki de ‘’Yeni Bir Sen’’ e başlamış dahi olabilirsiniz. ‘’Yeni Bir Sen’’ için yeni yılı beklemeye ya da gerek yoktur.
Matrix filmindeki Morpheus‘un Neo‘yla paylaştıkları belki size yardımcı olabilir;
“Beyninin içi bir hapishane. Ne yazık ki, Matrix’in ne olduğu kimseye anlatılamaz. Bunu kendin görmek zorundasın. Bu senin son şansın. Bundan sonra, bir geri dönüş olmayacak. Mavi hapı alırsan, bu hikâye sona erer, yatağında uyanırsın ve istediğin her neyse ona inanırsın. Kırmızı hapı alırsan Harikalar Diyarında kalırsın. Ben de sana tavşan deliğinin gittiği yerleri gösteririm. Unutma… Sana vadettiğim tek şey gerçek, fazlası değil…”
‘’Ben kırmızı, mavi anlamam’’ derseniz en azından Dalai Lama’nın aşağıdaki sözüne kulak verebilirsiniz.
‘’Önemli Olan, Ne Kadar Uzun Yaşayacağınızdan Ziyade Ne Kadar Anlamlı Bir Yaşam Yaşayıp Yaşayamadığınızdır. Bu Da Para Ve Şöhret Biriktirmek Değil Diğer İnsanlara Nasıl Hizmet Ettiğinizle İlgilidir. Yapabiliyorsanız Başkalarına Yardım Etmek Anlamına Gelir, Yapamıyorsanız En Azından Başkalarına Zarar Vermemeyi Düşünebilirsiniz. ‘’
Her Daim Sevgi ve Işıkla
Sibel KAVUNOĞLU
Nefestr.com