Bu aralar enerjiniz mi düşük? Durup dururken ağlama krizine mi yakalanıyorsunuz? Kendinizi bir dönüm noktasına gelmiş gibi mi hissediyorsunuz? Biraz rahatlamak adına masaj, refleksoloji gibi alternatif rahatlama tekniklerine mi yöneldiniz?
Yaşamınızda bu ve bunun benzeri şeyler oluyor ise “değişim sürecinde” olma ihtimaliniz yüksek demektir. Böyle bir süreç içerisindeyken; eski alışkanlıklarınızı devam ettirmek istemezsiniz. Çevreniz daha farklı görünür. Geçmişte “Hayır” diyemediğiniz konulara “hayır“ demeye niyetlenirsiniz. Tüm bunlar niye mi başınıza gelir? Çünkü geçmişte bir ara kuantum sıçraması olmuş ve farkındalığınız değişivermiştir. Görülmeyen görülür hale gelmiştir.
İşte bu tür anlarda içiniz acır, daha fazla içinize yönelmek istersiniz. Bu içine dönme isteği bir müddet sonra yalnızlık hissini getirecektir. Aslında yalnızlık hissine sebep olan illüzyona meyilli düşünce tarzıdır. İllüzyona meyilli düşünce (İMD) tarzı, değişimi sevmediğinden “yalnızlık” masalı ile sizi kandırmaya çalışır. Bu tarzın bir de lehinize çalıştığı anlar vardır ki bu anlar isteklerinizin hızla gerçekleşmesini istediğiniz anlardır. Mesela, üyesi olduğunuz bir topluluğu değiştirip farklı bir gruba katılmak istersiniz. İMD tarzı bir an evvel yeni gruba bağlanabilmeniz için eskiden ait olduğunuz grubu karalamanız için sizi yüreklendirir. Artık eski “tütü kaka” yeni ise “şahanedir, hep aranılan, hep beklenen” olur. Ancak gözden kaçan bir şey vardır. Eski grup ret edildiğinde geçmişteki var oluş şekliniz de ret edilmiş olur. Yani bir taşla iki kuş vurmuş olursunuz, ancak vurulan kuşlardan birinin kendiniz olduğunu fark eder misiniz? İşte bundan pek emin değilim. Vurulan kuşlardan biri olmamak için; önce XX ve XXX’in seçiminin güzel olduğunu ve şimdilerde XXX’ i seçmeye karar verdiğinizi kabul etmeli, sonra da bu seçimden sadece ve sadece kendinizin sorumluluğunu kabul etme cesaretini göstermelisiniz. Kısaca değişim sürecindeyken bir yetişkin gibi davranmalısınız.
Seçimlerinize bu bakış açısıyla baktığınızda içinizde sevgi için daha fazla yer açılmış olur. Bence bu tarz düşünce tarzı bizi bütüne daha çabuk yaklaştırır.
Ne dersiniz? Sizce bu yapılabilir bir şey midir? Unutmayın, yapılamayacak bir şey yoktur, yapmak istemediğimiz şeyler vardır
Her Daim Sevgi ve Işıkla
www. Nefestr.com
Sibel.kavunoglu@gmail.com