Gelen sorular sebebiyle farkındalık yazılarıma biraz ara verip oksijen ve enerji arasındaki bağlantı ile ilgili bir şeyler yazmak istiyorum. Umarım herkese faydası olur.
Vücudun enerji üretebilmesi için oksijene ihtiyacı vardır. Beden enerjiyi kimyasal bir formda, çoğunlukla da ATP (adenosin tri fosfat) diye adlandırılan bir molekül halinde üretir ve depolar. ATP kullanıldığında, ısı enerjisine neden olur. Bu reaksiyon ATP’yi ADP’ye (adenosin di - fosfat) dönüştürür. Açığa çıkan enerji bedenin bütün kimyasal reaksiyonlarını beslemek amacıyla kullanılır. ATP otomobilinizin yakıtı gibi düşünülse de aslında ondan daha fazlasını yapar. Aynı zamanda aracınızı üretir/geliştirir, tamir eder ve ona yeni yakıt sağlar. İşte bu noktada beden enerji (ATP) üretmek için oksijene ihtiyaç duyar. Peki, beden oksijeni kullanarak enerjiyi nasıl üretir?
Oksijen akciğerlere nefes yoluyla taşınır ve oradan kana nüfuz eder. Kırmızı kan hücreleri içinde bedenin her yerine taşınan oksijen, dokuların içine salınır. Oksijen buradan hücrelerin teker teker içine girer ve mitokondri denilen minik enerji santrallerini bulur. Hücrenin mitokondrisinin içinde, oksijen elektron nakil zincirinin bir halkası haline gelir. Elektron nakil zinciri, montaj hattı gibi işlev gören bir grup kimyasaldan oluşur. Bu montaj hattının üzerinde, oksijen elektrik yükünün akıntı yönünde aktarılmasına yardım eder. Yükün hareketi güç üretir ve bu güç ADP’ye bir fosfat molekülü ekleyerek onu yeniden ATP’ye dönüştürür. Yani oksijen, montaj hattında bedenin enerjisini yeniden doldurmak, vücuda yakıt ikmali yapmak amacıyla kullanılmaktadır. Gerçekte, bedendeki oksijenin %90’ından fazlası bunun için sarf edilir. Bazı kimyasallar bu süreci doğrudan baltalarlar ve bu nedenle zehir olarak kabul edilirler. Sürece elektron nakil zincirini yavaşlatarak ve kırmızı kan hücrelerinin yeni oksijen yüklenmesini engelleyerek zarar veren karbon monoksit, bunlara iyi bir örnektir. Karbon monoksit zehirlenmesi sonucu ölüm hızlı bir süreçtir. Kısaca hücrelere oksijen dağıtımı aksarsa, hücre ölümü olabilir.
Peki, eğer vücut yeterince oksijen alamıyorsa ya da daha az dramatik ama daha kronik bir şekilde, aldığı oksijeni kullanmakta aciz kalıyorsa neler olur? Bu durumda zihinsel faaliyette bir düşüş, kasların iş görme yetilerinde bir azalma olacaktır.
“Nefes çalışmalarını fazlaca abartmıyor musunuz? İşte bildiğiniz nefes, bu yaşımıza kadar nefes almıyor muyduk? Şeklinde yapılan konuşmaların da bu şekilde yanıtlanmış olduğunu düşünüyorum.
Bir sonraki yazımda doğru nefes alma ile ilgili gelen soruları yanıtlayacağım.
Her Daim Sevgi ve Işıkla
Nefestr.com
Sibel Kavunoğlu
Kaynak. Transformal nefes vakfı eğitim notları