Spirituel çalışmalara ilk başladığımda “Anda Kalma” konusuna neden bu kadar çok önem verildiğini bir türlü anlayamıyordum. Zaten hep “An”da değil miydik? “An”da olmasak, endişe, üzüntü, mutluluk ve sevinci nasıl hissedebilirdik ki! Herkesin bildiği kişisel gelişim uzmanı Echart Tolle tüm felsefesini “Anda Kalma” teorisi üzerine kurmuştu. Echart Tolle’un mutlaka bir bildiği olmalıydı. Ve böylece bu konuda biraz farkındalık geliştirmeye karar verdim. Meditasyon ve nefes yaparak “Anda Kalma” halini biriktirmeye başladım.
“Anda Kalma” halini biriktirdikçe enteresan şeyler olmaya başladı. Buz dağının altı görünmeye başlamıştı. Zaman makinesinin fantezi olmadığını fark ettim. Çünkü başıma gelenler geçmişin tekrarı gibiydi. Örneğin ilişkilerim çok iyi giderken birden bitiveriyordu. Herhangi biri üç ayı tamamlasa kutlama yapacak duruma gelmiştim. Sanki benim dışımda birileri hayatıma müdahale ediyordu. Sonunda müdahale edenin kim olduğunu anladım. Müdahale eden acı sonla biten geçmiş ilişkinin hayaletiydi. Diğer tarafa geçmek yerine sürekli müdahale ediyordu. CNBC’de oynatılan “Ghost Whisperer” dizi filmindeki Melinda gibi diğer tarafa geçmesi için onu ikna etmeliydim. Ama Nasıl?
Öncelikle bu hayaletin geçmişte acı sonla biten ilişkide ölmüş olan “ben” olduğunu kabul etmeliydim. Ancak işim biraz zordu. Çünkü geçmişten gelen hayaletler birden fazlaydı. Ve dünyayı algılama şeklime sürekli müdahale ediyorlardı. Bunu nasıl mı başarıyorlardı? Diyelim ki nehrin kıyısında bahçesi olan güzel bir eviniz var. Günün birinde nehir taşıyor ve sizinki de dâhil olmak üzere nehrin kenarındaki tüm evler yerle bir oluyor. O günden sonra ne zaman bir nehir görseniz o eski anınız canlanıyor.”Bir daha mı asla” fikri hâkim olmaya başlıyor. Öyle ki artık tabiatın içinde yaşamak yerine şehirde yaşamayı seçiyorsunuz. Nehrin kenarında yaşarken doğanın size hissettirdiği huzuru ve keyfi hafızanızdan tamamen siliyorsunuz. Çünkü silmediğiniz takdirde tekrar nehre yöneleceğinizi çok iyi biliyorsunuz. Aynı duruma bir de nehrin bakış açısından bakalım; Selden sonra o, her zamanki gibi tatlı tatlı akmaya, romantik görüntüsü ile insanları cezp etmeye, çevresindeki hayvanların su kaynağı olmaya devam ediyor. Size zarar vermiş olduğunun o da farkında ancak her ne oldu ise sadece onun kontrolünde değildi. Yağmur ve rüzgârlar da bu yıkımda görev aldı. Daha geriye gidersek iklim değişikliklerine sebep olan her ne ise onlar da sorumlusu.
İşte başımıza gelenler de böyledir. Nehri tek sorumlu olarak nasıl görüyorsak aynı şekilde acılı deneyimlerimizde rol alan insanları da suçlarız. Acılı deneyimin geçmişteki bir yanılsamanın ya da atılan bir tohumun sonucu olduğunu göz ardı ederiz. Sürekli olarak “Böyle geldi, böyle gider” algısının içinde kalırız. Dünyada milyarlarca insan, milyonlarca kilometre karelik alan olduğu ve buna bağlı olarak birçok değişik alternatifin söz konusu olabileceğini aklımıza getirmekten kaçınır, geçmişten gelen hayaleti dinlemeyi seçeriz.
Bu kısır döngüden çıkış yolu ise “ Anda Kalma” halini biriktirmektedir. Bu hali ne kadar çok biriktirirseniz geçmişten gelen hayaleti fark etmeniz kolaylaşır. Ve böylece yaşadığınız dünyanın düşündüğünüz gibi acılı olmadığını anlarsınız. İşte “Anda Kalma” halini biriktirmenize yardımcı olacak iki yöntem,
Birincisi Vipassana Meditasyonu; %100 Farkındalık Beklemeyin Yaklaşık %5 Bekleyin Ve Hayal Kırıklılığına Uğramayacaksınız isimli yazımda bu konuda bilgi yer almaktadır. İkincisi ise Sevgili Michael Brown’nun “Var Oluş Süreci” kitabındaki “Duyguların Bütünleşmesi” ritüeli. Bu kitap içerisinde “Anda Kalma” halini biriktirebileceğiniz 10 haftalık bir çalışma yer alıyor. Ben bu çalışmayı 4 kez yaptım. Çünkü başıma gelenler için diğerleri suçlama masalına artık inanmak istemiyordum. Peki, geçmişten gelen hayaletlerim tükendi mi? Hayır, Hala onlar üzerinde çalışmaya devam ediyorum. Ancak hepsi birer “Sevimli Hayalet Casper” haline geldi. Artık daha mutlu ve umut doluyum.
Sevgiler
Gerçeğiniz arzu ve isteklerinizdir.
www.yourwishisyourreality.com
Sibel.kavunoglu@gmail.com