Amerikalı doktor John Zabat, Nefes Farkındalığının ( mindfulness) kronik tibbi durumların tedavisinde etkin rol oynayabileceğini düşünmüş ve ünlü Budist hoca Thich Nhat Hanh’ın desteğini alarak yapmış olduğu klinik çalışmalarla bu düşüncesini ispatlamıştır. John Zabat farkındalığı “ Yargısız bir şekilde şimdiki ana odaklanabilmek amacıyla, Dikkatinizi toplayabilmektir” şeklinde tanımlamaktadır. Sizce John Zabat’ın bahsettiği gibi yargısız bir şekilde dinleyebilmeyi, duyabilmeyi, var olabilmeyi, tadabilmeyi, görebilmeyi ve de hissedebilmeyi başarabilen varlıklar kimlerdir? Tabii ki çocuklar. Ama biz yetişkinler ne yaparız? , “ Öyle yaparsan böyle olur, böyle yapman gerekir, böylesi her zaman en güzelidir, Böyle ol, buna dikkat et, “ şeklindeki bilgece sözlerle! Onları güle oynaya yargılar dünyasına davet ederiz. Peki, onlar ne yapıyorlar?
Olgunluk çağına geldiklerinde geçmişte olduğu gibi yargılardan arınmış bir dünya yaratabilmek adına terapilere, workshoplara katılarak farkındalık geliştirirler. Ancak bu farkındalık süreci uzun bir süreçtir. Peki, bu süreç neden uzundur?
Çünkü gerçeğin farkında değiliz. Çünkü sürekli geçmişin düşünceleri ile geleceğin öngörülerinde kalma bağımlılığımız var. İşte bu da, deneyimlerimiz arasında sebep ve sonuç ilişkisini kurmamızı engelliyor. Nedense, bir şeylerin var oluş sebebi yerine sonucuna odaklanmaya, sebebini düzeltmek yerine sonucu düzeltmeye yani imkânsıza yönelmek daha kolaydır.Peki, bu bağımlılığı yaratan nedir?
Hayal gücümüzün yaratımlarından bir haber olmamızdır. Basit bir örnekle açıklayacak olursam. Şimdi derin bir nefes alın ve çok sulu bir limonu ikiye ayırdığınızı hayal edin. Şimdi ise bu limonu ağzınızda hissedin. Ağzınız sulandı değil mi? Peki, gerçekte ortada bir limon var mıydı? Yoktu. İşte sevgili 5 duyumuz, limon örneğinde olduğu gibi geçmişin düşünceleri ile geleceğin öngörülerini referans alarak geçmişte olan bir suiistimal ya da aldatma olayını şu ana yansıtarak bizim gerçeği görmemizi engellerler.
Gerçekte olmayan bir şey hakkında düşünmek, hissetmek, duymak, görmek için muazzam bir enerji sarf edilir. Hormonlar gereksiz yere çalışır. Herhangi bir dayanağı olmadan bedenimizden yayılan adrenalin karşımızdaki kişi tarafından Tehdit! Olarak algılanır ve kişi hemen kendisini korumaya geçer. Böylece hiçbir neden yokken şiddet tohumları atılmış olur. Bu tohumu ekenin gerçekte kim olduğu ise sır olarak saklanacaktır. Bir kez ekilen şiddet tohumları da stresten kaynaklanan kronik rahatsızlıklara sebep olabilir. Bunun çok iyi bilen büyük hocalar da ne der? “Anda Kalın”
İşte bu yüzden de 5 duyumuzun “yargısız olarak şimdiki ana odaklanmasını” sağlamak çok önemlidir. Bu da farkındalık geliştirerek gerçekleşir. Farkındalık geliştirmenize yardımcı olan en güçlü teknikler de, “ nefes” ve“ nefes farkındalığı ( meditasyon)” dır. Nefes yaparak düşünceleri sakinleştirirsiniz. Bu da 5 duyunuzun geçmiş ve gelecekten ilham almasını engeller. Böylece nefes farkındalığı için uygun bir ortam sağlanır. Nefes farkındalığı tekniği ise anda kalmayı ve gerçeğin keşfedilmesine hizmet eder.
Yargısız baktığımızda, hissettiğimizde, duyduğumuzda, gördüğümüzde her şey daha güzel görünecektir!
Her Daim Sevgi ve Işıkla
sibel.kavunoglu@gmail.com