Kalp ve yüksek tansiyon rahatsızlıkları olanlar çoğunlukla kısıtlı nefes alırlar. Kısıtlı nefes almak, hoşumuza gitmeyen bir duyguyu kabullenmekten kaçındığımızı işaret etmektedir. Nefesimizi tutarak duygularımızı durdurur yani onları baskılarız. Baskılanan duygular bir şekilde bilinçaltımızda taht kurarlar. Duyguları bu şekilde içimizde tutmak aynı zamanda korkunç bir enerji gerektirmektedir. Bu da kronik gerginliğe yol açar. Bu gerginliğin ileride kalp ve yüksek tansiyon rahatsızlıklarına yol açma potansiyeli vardır.
Dr. Dixhoorn tarafından Hollanda’da kalp hastaları ile yapılan bir çalışmada ise; bir grup insana basit diyafram nefes öğretilmiş, diğer bir gruba ise hiçbir nefes eğitimi verilmemiş. Nefes eğitimi alan on iki kişiden yedisinin iki sene içinde kalp krizi geçirmediği, nefes eğitimi almayan diğer grup üyelerinin ise iki sene içinde ikinci bir kalp krizi geçirdiği görülmüştür. Aynı şekilde yüksek tansiyon üzerinde yapılan çalışmalar da derin nefes alarak yani diyafram nefesi kullanıldığında endişenin etkileri hafiflediği görülmüştür.
Transformal Nefes sihirli bir değnek olmasa da, bunu uygulayan ve öğrendiklerini kullanmaya devam edenler anlayışın çok üzerinde bir huzur duygusuna ulaştıklarını bildirmektedirler. Huzur duygusunun olması nefesin bedende rahatça aktığını, bedendeki enerjinin dengeli ve eşit olarak yayılmasına sebep olmaktadır. Bu da Kalp ve yüksek tansiyon hastalıklarının genel sebebi olan endişe ve hayal kırıklılıklarının ortadan kalması anlamına gelir.
“Bilinçli Nefes” (Concious Breathing) kitabının yazarı Gay Hendricks Ph.D’nin de söylediği gibi “...Bir kalp hastasına ilk öğretilen şey sağlıklı nefes almak olmalıdır….”
Sevgiler