Geçenlerde Deepak Chopra sitesinde gezinirken sitenin meditasyonla ilgili bölümünde Deepak Chopra’nın kalbin fiziksel yapısı ile ilgili paylaştığı bazı bilimsel verileri okuma fırsatım oldu. Enteresan bulacağınızı düşündüğüm için bu verileri sizlerle paylaşmak istiyorum.
“ Kalp hücrelerinin %65 -75 nöronlar gibi hareket ederek bilgi taşırlar. Bu bilgi taşıma işi duygu ve düşünceleri de kapsar. Pacemaker ile (kalp atışını düzenleyen bir alet ) ile kalpteki 100 hücre üzerinde bir araştırmanın sonunda aşağıdaki bilgiler tesbit edilmiş;
1-100 hücre fonksiyonal olarak birbirleri ile iletişim halinde olmadıkları halde senkronize hareket ediyorlar.
2-İki kalp atışı arası sabit ise stress, değişken ise denge hali deneyimleniyor. Çünkü sabitlik olduğunda beden adrenalin salgılıyor. Tepkisel davranmak, sigara ve alkolden daha zararlı desek yanlış olmaz. Tutarlı duygu ve düşüncelere odaklandığımız sürece elektromanyetik alanımız yani auramız dengeye giriyor, tepki verdiğimizde ise bozuluyor.
3-Kalp hücreleri her şeyle bağlantılıdır. Örneğin kış mevsiminin uzun sürdüğü ülkelerde insanların daha fazla depresif olması ya da baharda daha kolay “aşık olmak” gibi. “
Yukarıdaki bilgilerin iyi bir şifacılıkla olan bağlantısını gelirsek; Ciddi olarak sevgiye odaklanarak kalpteki nöronlar gibi hareket eden hücrelerin bu bilgiyi elektromanyetik alanımıza göndermesini ve etrafa sevgi şifası yaymasını sağlayabiliriz. Örneğin; Holiness Dalai Lama bulunduğu alanın ve oradaki insanların enerjisini değiştirip davranışlarına dahi etki edebiliyor. Bunun tek sebebi, onun zihin yerine kalbin yolundan gitmesi yani hiç bir şeye karşı tepkisel yaklaşmaması.
Başkalarını şifalandırmak istiyorsanız tepkiselliğe son vermekten başka çareniz yok. “Yok, hayatta bunu yapamam, zaten onlar bana karşı, ben onlara değil “ diyorsanız, bence tamamen yanılıyorsunuz. Diğerlerinin size karşı olduğunu düşündüğünüz sürece elektromanyetik alanınızda “ Ben size karşıyım” enerjisi beliriveriyor. Kısaca “korktuğunuz şey başınıza geliyor” Başka bir deyişle;
“Kalbiniz size o kadar çok seviyor ki size yalancı çıkartmamak adına bu isteğinizi hemen gerçekleştiriyor. “
Tepkiselliğe son vermek için ise bakış açınızı bir an evvel değiştirmeli ve evrensel sevgiye odaklanmalısınız. Mesela zihninizde yarattığınız “Dostlarım, Düşmanlarım, Nötr hisler beslediklerim” şeklinde gruplamalarınız var ise onlara son vermek iyi bir başlangıç olabilir. Çünkü ayrımcılık yapmadığınızda kalbinizde nöronlar gibi hareket eden hücreler elektomanyetik alanınızdan sevgi şifasını yayacaklar. “İlla da şifacı olmak istiyorum” diyorsanız başka çareniz yok gibi görünüyor.
Her Daim Sevgi ve Işıkla
www.nefestr.com
Sibel.kavunoglu@gmail.com