Çocukluğumuzda var olan o saf neşe, coşku, sevgi, mutluluk aslında içimizde bir yerde saklıdır. Onları saklandıkları yerden çıkarmak yani üzerlerindeki örtüyü kaldırmak için geçmiş travmalardan arınmak gerekir. Gerçek bir arınma, kişinin bilincinde, bakış açısında ve hareketlerinde olumlu yönde değişim yaratabilendir. Bu da bedensel, zihinsel ve ruhsal arınmanın birlikte olması anlamına gelir.
Bunun için de mutlu olduğumuz anların uzun sürmediğini kabul etmekle başlamalıyız. Örneğin zorlu bir kıştan sonra yazın gelmesi bizi çok mutlu eder. Hava sıcaklığı biraz artsamutsuz oluruz ya da son model güzel bir araba aldık diyelim. Birisi gelip aracımıza çarpar, işimiz o kadar yoğundur ki aracı tamire götürme zorunluluğu bizi mutsuz eder. Şöyle bir yaşamınıza baktığınızda sürekli sizi mutlu eden bir şeyi bulamazsınız. Sizi şu an mutlu yapan şey, ileride sizi mutsuz eden haline gelebilir. İşte bu yüzden de çocukken sahip olduğunuz o hiç değişmeyecek olan ışık halini aktive etmekte fayda vardır. Ayrıca hayatınızdaki bazı yanlışları değiştirmeye ya da bırakmaya odaklanmalısınız. Örneğin “Sevginin Peşinden Koşmak”başlıklı yazımda bahsettiğim gruplaşmakavramına bir an evvel son vermelisiniz. Çünkü “Bu kişi bana şu haksızlığı yaptı”, “o böyle yaptığı için başıma bunlar geldi” diyerek onu düşmanlarım grubuna aldığınızda bencillik rüzgârları esmeye başlar. Arkasından kıskançlık gelir. Sonrasında ise öfke ve nefret. Bencillik, kıskançlık, öfke ve kızgınlık olduğu sürece hayat amacınıza veda edersiniz. Hayat amacınıza veda ettiğinizde mutsuz olursunuz. Mutsuz olduğunuzda ise “beni neler mutlu eder” sorusunu sormaya başlarsınız.
Fakat düşmanlarınızdan gelecek tehditlere hazırlıklı olabilmek için sürekli koruma ve savunma hali içinde olmaktan bu soruya yanıt bulmak için zamanınız kalmaz. Günün birinde enteresan bir şey olur. Örneğin, düşmanlar grubundan bir kişi size güzel bir hoşluk yapar ve onu hemen dostlar grubuna alırsınız. Artık sürekli savunma ve korunma ile geçen o yıllara mı? Yoksa “beni neler mutlu eder?‘ den uzak kaldığımız yıllara mı yanarsınız? İşte onu bilemem.
Tabii ki kızgınlık, nefret, bencillik vekıskançlığın sebebi insanları gruplara ayırmak değildir. Ancak gruplama işine son verip herkesi eşit derecede sevmenin yolunu bulmak arınma için güzel bir başlangıç olabilir. Sonrasında “Farkındalık Her şeydir” başlıklıyazımda belirttiğim gibi farkındalığınızı geliştirmeye odaklanabilirsiniz. (“Farkındalık her şeydir” isimli yazımda farkındalık geliştirmeyi sağlayan teknikler hakkında bilgi yer almaktadır.) Bunların dışında sizi yolunuzdan alıkoyan korku, endişe vb gibi duygularınızın üzerinde çalışabilirsiniz. (“ Duyguları Farkındalığı II“ başlıklı yazımda bu konuda özet bilgiler yer almaktadır.)
Her daim Sevgi ve ışıkla
www.nefestr.com
sibel.kavunoglu@gmail.com