Evrenin bolluk, bereket kaynağının sınırsız olduğunu bilir, çoğu zaman da bunu unuturuz. Bolluk ve bereket kaynağındaki sevgi, şefkat, mutluluk, huzur, neşe, coşku, güven, kızgınlık, pişmanlık, üzüntü, öfke, korku her ne var ise tüm bu duyguları bize hissettirecek her şeye sahip olmak için yanıp tutuşuruz. Sevgiyi “Benim Sevgim” haline getiririz. Sevgi “Benim Sevgim” haline geldiğinde mutasyona uğrar ve evrenselliğini kaybeder. Durum böyle olunca sevginin zıt kardeşi korku hayatımıza sızmaya başlar. Kaybetme korkusu arttığında sevgi hemen mekân değişikliği yapar. Çünkü gerçek sevgi özgürlüğüne çok düşkündür. Sevdiklerimizle aramızdaki ilişkinin zaman zaman arzuladığımız gibi gitmemesi işte bu yüzdendir. Benzer durum kızgınlık ve öfke için de geçerlidir. Öfkemizi dışarıdakilere karşı kalkan olarak kullanmayı seçtiğimizde onu “benim öfkem” haline getiririz. Öfkeye hayatımıza aldığımız sürece aynen sevgideki korku gibi öfkenin zıddı olan mutluluk, bizi terk eder.
Şimdi bir tavus kuşu hayal etmenizi istiyorum. Tavus kuşunun kanatları altında herkesi büyüleyen güzel tüyleri vardır. Çiftleşme zamanı geldiğinde tavus kuşu, gagasını kanatlarının altına vurur ve bu görkemli tüyler kendiliğinden ortaya çıkıverir. Tavus kuşu ihtiyacı olduğunda tüylerinin ortaya çıkacağını bilir. Hiç bir zaman “ Ya açılmazsa” şeklinde düşünerek tüylerini sürekli açıkta bırakmaz. Bolluk bereket kaynağından bize sunulacaklar için de durum aynen böyledir. Garantiye almak için “Benim” demeyi bırakıp, ihtiyacımız olanın bize verileceğini inanarak ilerlediğimizde bolluk bereketin sınırsızlığını deneyimleriz. Güzel şeyleri arzu etmek, onlara sahip olmayı istemek güzeldir. Ancak mutluluk kaynağının sürekli değiştiği göz ardı edilmemelidir. Örneğin bir gün elmas bir yüzüğünüz oldu diyelim. Elmas yüzük bir anda mutluluk kaynağınız oluverir. İlerideki günlerde yüzüğün taşı düştüğünde geçmişte mutluluk kaynağınız olan elmas yüzük şimdilerde sizin mutsuzluk kaynağınız olacaktır. Bu nedenle bazı şeylere sahip olduklarımızın sürekli bizimle olacağını sanmak doğru olmaz.
Bolluk ve bereket kaynağı, bize ait olduklarına inandıklarımızı bize getirir. Arzuladıklarımıza sahip olmayı garantilemek için çabaladığımızda ise bize zaten ait olan bizden uzaklaşacaktır. En iyisi, bir şeyleri “benim, benim, illa benim” haline getirmeyi bir an evvel bırakıp ki bolluk ve bereket kaynağından bize sunulanı görebilelim.
Sevgiler
Gerçeğiniz arzu ve isteklerinizdir.
www.yourwishisyourreality.com
Sibel.kavunoglu@gmail.com