Elimizi ateşe değdirdiğimizde ne olur? Canımız yanar ve elimizi hemen ateşten geri çekeriz. Peki, canımız yandığında elimizi ateşten çekerek acıdan kurtulabiliyorsak, zihinsel ve duygusal acılardan kurtulmak konusunda aynı kararlılığı neden gösteremiyoruz? İsterseniz kişisel gelişimin en popüler konularından biri olan “Değersiz Hissetmek” ile bu konuyu gözden geçirelim.
Hepinizin bildiği gibi insanın kendisini değersiz hissetmesi, acı verir. Çünkü kendimizi her değersiz hissettiğimizde öz güvenimiz azalır ve de kendimizi güvende hissetmeyiz. Değersiz hissetmenin böylesi bir negatif etkisi olmasına rağmen ondan kurtulamamamızın bir tek sebebi olabilir. O da onun bize hizmet etmesidir. Nasıl mı? Mesela değersiz hissederek birilerinin bizimle ilgilenmesini sağlayabiliriz. Bu sonuç güzel bir sonuç gibi görülebilir. Ancak değerimizi her düşürdüğümüzde sahip olduklarımızın değeri de düşecektir. Bu da şükretmenin üzerimizde yaratacağı olumlu enerjisinden faydalanmaya son vermek anlamına gelir. Benzer analizi korku, kızgınlık, pişmanlık gibi acı veren diğer her şey için yapabilirsiniz. Bunu her yaptığınızda, daha da özgürleşeceğinizden emin olabilirsiniz.
Belki de şu an zihninize “Allah isen senin işin mi yok, her anı saniye saniye check etmek zor iş” şeklinde düşünceler düşmüş olabilir. Ne yazık ki, acıdan kurtulmanın yolu yaşamı farkındalıkla yaşamaktan geçer. Artık bir yetişkinsiniz ve evrendeki her şeyle baş edebilecek güce sahipsiniz. Gücünüzü kullanmak yerine sorumluluğu değersizlik, kızgınlık v.b gibi size acıdan başka bir şey vermeyeceklere devrederseniz, kendinizi kısıtlarsınız. Kendinizi kısıtladığınızda ise, zihniniz ve dolayısıyla nefesiniz de kısıtlanır. Bu da yaşamın kısıtlanması anlamına gelir. Kendiniz olamazsınız. Ve de ateşin elimizi yakmasından daha fazla acı çekmeye başlarsınız. Bence elimizi ateşten nasıl çekebiliyorsak diğer acılardan da elimizi eteğimizi çekebiliriz. İşte o zaman kolaylıkla “Acılardan Kurtulmak Mümkündür!” diyebiliriz.
Her Daim Sevgi ve Işıkla Kalın
Sevgiler