Buddha, Bodhgaya’da aydınlandıktan sonra ilk olarak “4 Yüce Gerçek” isimli öğretiyi paylaşmış. Bu öğretiyi ilk okuduğumda “Bu kadar basit olsa insanlar hemen uygulardı” şeklinde düşünmüştüm. Ne yazık ki bu konuda yanılmışım.. Gerçekten de çok basit fakat kimse uygulamıyor.... Bu öğreti, acının varlığı kabul edilmediği sürece onunla ilgili bir şeyler yapılamayacağı gerçeğinden bahseder. Zaten şöyle bir geçmişe baktığınız da acıyı yok etmek yerine ona nasıl katlanabileceğimize dair teknikler bulmaya daha meyilli olduğunuzu fark edersiniz. İsterseniz sözü fazla uzatmadan bu 4 yüce gerçeğin ne olduğuna bakalım.
İlk yüce gerçek: Her canlı bir şekilde fiziksel, duygusal ve zihinsel olarak acı çeker. Bu acıdan uzaklaşmak için de dedikodu yapmak, televizyon seyretmek, kitap okumak vb. gibi bize hiç bir zaman hizmet etmeyecek aktivitelere yönelerek acıya katlanmanın yollarını araştırırız.
İkinci Yüce Gerçek:Her acının bir sebebi vardır. Acının temel sebebi bir önceki aksiyonların beden, zihin ve ruhumuzda negatif etki yani öfke ve bağımlılıkların hayatımızda yaratmış olduğu illüzyondur. Bu yüzden de acının önüne geçmek yani sebebini ortadan kaldırmak mümkündür.
Üçüncü Yüce Gerçek: Acı sonlandırabilir. Herkes sevgi, şefkat, huzur ve barış dolu bir zihne sahip olma potansiyeline yani acıyı hissetmeme potansiyeline sahiptir.
Dördüncü Yüce Gerçek: Acının sonlandırılmasının belli bir anlamı vardır. Bencilliğin, kızgınlığın, bağımlılıklar ve diğer negatif düşünce yapılarının aşama aşama arındırılarak sabırlı, bağımlılıklardan arındırılmış, sevgi, şefkat, cömertlik gibi pozitif zihin durumu yaratılabilir. Ev, araba gibi nesnelerin bizi mutlu edeceğine inanmak yerine pozitif zihin yaratmaya yönelmek daha akıllıca olacaktır.
Tüm bu yazılanları toparlarsak, öncelikle hayatımızdaki acının varlığını kabul etmekle başlamalıyız. Bu kabullenmeyi kolaylaştırmak için ise her şeyin birbiri ile bağlantılı olduğu gerçeğini hatırlamak gerekir. Çünkü evrendeki her şeyin birbirinden bağımsız olarak var olduğuna inanmaya devam ettiğimiz sürece acı çekmeye devam edeceğiz. Budist öğretiler bu durumu şöyle açıklar. Bir çiçeğin açabilmesi için toprak, su ve güneşe ihtiyaç vardır. Toprak, su, güneş olmadan çiçek tek başına var olamaz. Çiçeğin için de güneşten, buluttan, sudan, topraktan bir parça vardır dersek yanlış olmaz. Bu gerçeği fark etmemek ve çiçeğin çiçek açma sorumluluğunun sadece çiçekte olduğunu düşünmek her zaman acı verecektir. Aksini düşündüğümüzde ise çektiğimiz acı azalacaktır. Bu örneği yaşantınızda size acı veren olaylar için uygulayabilirsiniz.
Bir sonraki yazımda, hayatınızda acı ile karşılaştığınızda neler yapılabileceğinize dair bilgileri paylaşacağım. Dileyenler şimdiden kendi kendine meditasyon zamanları yaratarak bu konu üzerine çalışabilir. Örneğin: Çok sıkıldınız, açıktınız, kendinizi yorgun hissettiniz, sıkıldınız, rahatsızsınız, bir yeriniz acıdı ya da başınız ağrıdı. Bu tür örnekler üzerine odaklanabilmek için gün içinde bir sürü fırsatınız olabilir.
Her Daim Sevgi ve Işıkla
Nefestr.com