19.06.2017 - 11:28 | Son Güncellenme:
Tatil sezonunu açanlar sıcaklardan korunmak için çareyi klimalı ortamlar ya da havuzlarda serinlemekte buluyor. Ancak astım hastalığı olanların hem tatil yapacakları yeri seçerken ve havuza girerken hem de evlerindeki klimayı çalıştırmadan önce bir kez daha düşünmesi gerekiyor.
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Cengiz Şen de nefes darlığı problemi yaşayanlar için önemli hatırlatmalarda bulundu.
Astım hastalığı, akciğerlerimizdeki hava yollarının tıkanmasıyla meydana gelen ve nefes darlığına yol açan bir rahatsızlıktır. Bu tıkanmanın arkasında enfeksiyonlar, alerjik maddeler, bazı besin ve ilaçlar, reflü hastalığı gibi birçok neden olabileceği gibi soluduğumuz havanın kirlilik derecesi, ısısı ve nem oranı da etkilidir
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Cengiz Şen, yaz aylarında maruz kaldığımız sıcak hava ve yüksek nemle birlikte temizliği iyi yapılmayan klimaların ve klorlu havuzların da astımda tetikleyici faktörler arasında yer aldığını belirterek önemli uyarılarda bulundu;
HALI KAPLI ODALARDAN UZAK DURUN
Solunum yolları ile ilgili sorun yaşayanların özellikle yaz aylarında birçok seçimi yaparken dikkat etmeleri gerekiyor. Bunların başında;
• Sıcaklığın ve nemin fazla olduğu saatlerde dışarıda olmamak ve bu saatlerde yorucu fiziksel aktivitelerden sakınmak,
• Küf sporları ve ev tozu akarları yüksek nemli ortamlarda artmaktadır. Astım hastası olanların tatil için seçtiği konaklama yerlerinde halı kaplı olmayan odaları tercih etmesi gerekiyor. Ayrıca antialerjik yatak kılıfı kullanılmasının ev tozu akarı maruziyetini azaltacağı unutulmamalıdır,
• Yaz aylarında sıklıkla kullanılan ve özellikle klorla dezenfekte edilen havuzlar, klor duyarlığı olan astım hastalarında nefes darlığına yol açabilmektedir,
• Mutlaka yeterince sıvı alınmalı ve düzenli olarak kullanılan astım ilaçlarına sizi takip eden doktorunuzun önerileri doğrultusunda devam edilmelidir,
KLİMANI TEMİZLET NEFESİNİ KORU
Ortam sıcaklığı ve nemin çok yüksek olduğu bölgelerde klimalı ortamlarda kalarak sıcaklığın ve nemin uygun şartlarda olmasını sağlamak önemlidir. Astımlı olgular için ortamdaki havanın en uygun nem miktarı yüzde 30–50 arasıdır. Fakat, klima kullanımında özellikle ortam sıcaklığının fazla soğutulmaması ve klimanın direkt kişin üzerine hava akımı vermemesi gerekir.
Ayrıca klima filtrelerinin düzenli olarak temizlenmesine dikkat edilmelidir. Aksi halde klima faydadan çok zarar verebilir. Temizliği iyi yapılmayan klimalarda bazı mantarlar ve çok tehlikeli bakteriler üreyebilmektedir. Bu mantar ve bakterilerin hava yoluyla akciğerlere ulaşması neticesinde astım krizleri ve ölümcül zatürreler (pnömoni) olabilmektedir.
SU TESİSATI DEĞİŞİKLİĞİ AKCİĞER ENFEKSİYONU NEDENİ OLABİLİR
Legionella pnömonisi (Lejyoner hastalığı), ‘Legionella pneumophilia’ adlı bakterinin neden olduğu bir akciğer enfeksiyonu olarak tanımlanır. Bu bakteri nem ve su içeren ortamlarda yaşayabilmektedir. Yaşlılar, kanser hastaları, kronik akciğer hastalıklarına sahip kişiler, sigara kullananlar, kortizon ve türevlerini kullananlar, yakın zamanda otel konaklamalı seyahat öyküsü olanlar ve evlerindeki su tesisatında değişiklik yapanlar bu hastalık açısından risk altındadırlar.
Legionella pnömonisinin belirti ve bulguları hafif bir üst solunum yolu enfeksiyonu belirtilerinden, ölümcül seyreden pnömoniye kadar çeşitlilik gösterebilir. Genellikle ilk 24-48 saat içinde halsizlik, kırıklık, kas ağrıları ve şiddetli baş ağrısı belirtileri görülür. Ardından önce ani yükselen ateş, daha sonra ise akciğer röntgeninde pnömoniye bağlı gölgelenmeler saptanır. Bunlara bazen kuru öksürük, yan ağrısı, bilinç bozukluğu, bulantı, kusma ve ishal gibi belirtiler de eklenebilir.
Ağır pnömoni durumunda hastalarda ciddi solunum yetmezliği gelişmekte, takip ve tedavilerinin yoğun bakım koşullarında yapılması gerekmektedir.