27.10.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
Radyolojiye dair buluşlarıyla tanınan, kuantum biyolojisinin kurucusu olarak kabul edilen Friedrich Dessauer, diyabet ve hipertansiyonla ilgili buluşları olan dahiliyeci Erich Frank, kendi adını taşıyan cerrahi tekniğiyle tarihe geçen cerrah Rudolf Nissen gibi yabancı hocalara, adıyla anılan Behçet sendromunu keşfeden dermatoloji hocası Hulusi Behçet, Türkiye’de ilk modern ruh sağlığı hastanesini kuran psikiyatrist Mazhar Osman gibi Türk hekimleri de eşlik ediyordu. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi, 1945 yılında çıkarılan 4761 sayılı kanunla Ankara Tıp Fakültesi kurulana kadar Türkiye’nin tek tıp fakültesiydi.
Çocuk hastalıklarıyla mücadele
Çocuk sağlığı Cumhuriyet hükümetlerinin önem verdiği konulardan biriydi. Bebek ve çocuk ölümlerini engellemek, hastalıkları asgari düzeye indirmek, sağlıklı nesiller yetiştirmek hedefiyle yapılan projeler birer birer hayata geçiriliyordu. 1925 yılında Ankara ve Konya’da 20’şer yataklı Doğum ve Çocuk Bakım Evleri açılmış sonraki yıllarda farklı illerde açılanlarla sayıları dokuza ulaşmıştı. Nüfusu yoğun olan illerde, belediyelere Süt Çocuğu ve Mektep Çocukları Muayene ve Müşavere Evi açma zorunluluğu getirildi. 1930-1933 yılları arasında İstanbul, Aydın ve Balıkesir’de toplam beş ev açıldı. Salgın hastalıklarla mücadele, anne adaylarının düzenli kontrolü, bebeklerin anne karnında takibi, yeni doğan bebeklerin takibi, halkın bilinçlendirilmesi gibi çalışmalar daha sağlıklı bir nesle ulaşma adına atılan önemli adımlar oldu.
Çocuklar için sağlık kampı: Azat Obaları
Sağlıklı bir nesil yetiştirmek amacıyla hayata geçirilen bir başka proje Trakya’da uygulanan Azat (Tatil) Obaları oldu. Bir çeşit sağlık kampı olan Azat obaları okulların tatil olduğu haziran ve temmuz aylarında açılacaktı. Projenin fikir babası olan dönemin Trakya Umumi Müfettişi Kazım Dirik Paşa, İzmir Valiliği yaptığı 1935 yılında Çocuk Yurtları ismiyle benzer bir uygulamayı denemişti. Trakya’da göreve başlar başlamaz çalışmaları başlattı. 1936 yılından itibaren Trakya’nın dört vilayetinde Azat Obaları açılması kararı alındı. Trakya Umumi Müfettişliği, Azat Obaları’nın açılma sebebini şöyle özetliyordu:
“Trakya bölgesi köy çocuklarından, okulda bulunan ve bakımsızlık yüzünden zayıf, kansız ve yorgun olan yoksul yavruları kuvvetlendirmek, onları vücutça sağlam bir hale getirmek, en önemli işlerimizden biridir. Büyük Türk Rejimine candan bağlı bulunan Türk köylüsünün kıymetli yavrularını kurtarmak Cumhurluk hükümetinin güttüğü siyasanın ana hatlarındandır.”
Obalara yalnızca köy çocukları alınacaktı. Çocuklar doktor muayenesinden geçirilecek hastalıklar sonucu zayıf düşmüş benzer yaş grubundaki çocuklar kabul edilecekti. Azat Obaları havası bol, suyu iyi, meyvesi zengin, okulu ve telefonu olan köylerde açılacaktı. Obaların yakınında bataklık, sazlık ve göl bulunmamasına dikkat edilecek, sert rüzgarlara karşı korunaklı ve plajı olan yerler tercih edilecekti. Bu kıstaslar doğrultusunda Edirne, Çanakkale, Kırklareli ve Tekirdağ’da açılacak Azat Obaları için en uygun yerler belirlendi. Hazırlıklar tamamlandıktan sonra 1936 yılında projeye başlanıp 16 Azat Obası açılıyordu. 500’ün üzerinde hasta ve bakımsız köy çocuğu havası ve suyu temiz, doktor kontrolünde bir program dahilinde beslendikleri obalarda sağlıklarına kavuşuyor, boş zamanlarında bilgilerini artıracakları eğlenceli aktivitelerle vakit geçiriyordu.
İlk yıl bu uygulamaya katılan çocuklar ortalama 2 ila 6 kilo alarak ailelerinin yanına döndüler. Bir sonraki yıl Azat Obaları yaygınlaşıyor, bu obalardan yararlanan çocuk sayısı artıyordu. Son Azat Obaları 1938 yılında kuruluyor, 1939 yılından itibaren yaklaşan savaşın da etkisiyle uygulama devam ettirilemiyordu.