İş görüşmelerinin insana tecrübe kazandırdığı fikrindeyim. Bu nedenle kendime olabildiğince görüşme ayarlamaya çalışıyorum. Bu sırada karşımdaki profesyonel insanları hem dinliyor hem de kendime notlar çıkarıyorum. Bu hafta Türkiye’nin ilk kadın kanalı Woman TV Genel Yayın Yönetmeni Ahu Özyurt ile görüştüm. Kendisinin samimiyeti dolayısıyla görüşmem iş görüşmesinden çıkıp bir röportaja döndü. Neden mi? Dinlerken bende hem tecrübeli bir gazeteciden neler öğrenebilirim soru işaretlerini hem de bu tecrübesini nasıl paylaşabilirim hissiyatını oluşturdu.
Evet, yanlış okumadınız Türkiye’nin ilk kadın televizyonu. Birçok programın artık evlerde sorun oluşturduğundan yola çıkarsak evlerinizde bilgi alabileceğiniz ve uzmanına soru sorabileceğiniz bir kadın kanalından bahsediyorum. Kısa sürede kanalın izleyici kitlesinin arttığını belirten Woman TV Genel Yayın Yönetmeni Ahu Özyurt, kanala aynı zamanda erkeklerinde ilgisinin yoğun olduğunu belirtiyor.
Medya sektörünün ekonomik anlamda zorlandığı günlerde yeni bir kurum olarak ortaya çıktınız ve istihdam alanı oluşturdunuz. Siz bu durumdan etkilendiniz mi?
Seçim süreci medya sektörünü çok etkiledi. Bu dönemde herkes tasarruflu iş yapmaya gayret etti. Seçim süreci uzadı ve doğal olarak medya sektörü de kendi içinde bir kriz yaşadı. Şu an sonbahara kadar dayanmaya çalışan gazeteler, dergiler ve kanallar göreceğiz diyebilirim. Sonbahar itibarıyla da belki bazı kanalların kapandığını veya birleştiğini göreceğiz. Ben Woman TV’ye ekim ayında dâhil edildim. Benden önce burası biraz daha haber kanalı olarak formüle edilmişti. Ali Güven ve ben dâhil olduk. Ardından çalışmalarımıza başladık. Biz küçük bir bütçe ve ufak bir ekiple yola çıktık. Bu nedenle bu süreçlerde fazla hırpalanmadık. Minimum ekiple çıkarak çok çalıştığınızda borcunuz olmuyor ve masrafları ona göre karşılıyorsunuz. Böyle dönemlerde niş kanallar ve kendi kendini çevirebilen medya kuruluşları, internet siteleri ayakta kalabiliyor. Fakat ana akım o kadar borca giriyor ki sonrasında bir türlü kendini toparlayamıyor. Bizim bundan sonraki amacımız, Woman TV’de saatlerimizi uzatmak ve ekibimizi büyütmek.
Kadın kanalı diyoruz. Peki, erkeklerin ilgisi nasıl? Kanalı arayan erkekler en çok hangi konular hakkında soru soruyor?
Kanalımıza erkeklerin ilgisi büyük. Biz bir süre sonra ekranda erkeklerin de dilini değiştirdiklerini gördük. Mesela sabah kuşağımız kadın kuşağı. Ama en çok bizi arayıp soru sormak isteyenler erkekler oluyor. Sağlık programlarımızda en çok eklem rahatsızlıkları ve kalp rahatsızlıkları ile alakalı konularda soru sormak için arıyorlar. Yine öğle kuşağında hukuk konularında çok soru geliyor. Özellikle nafaka konusu çok merak ediliyor. Ekranda nafakadan ve işten atıldıklarında yaşadıkları durumdan dolayı mağduriyetlerini anlatmak isteyen beyefendiler oluyor. Biz de elimizden geldiğince ekranda yer vermeye çalışıyoruz. Dolayısıyla aslında biz kadın erkek diye ayırmıyoruz. Biraz orta zemin bulunmasını, meclise gelen tekliflerin dengelenmesine katkı sağlamaya çalışıyoruz. Örneğin, evde çalışan hanımlar geldi buraya ve yaşadıklarını anlattılar. Sosyal haklarının nasıl zorlandıklarını anlattılar. Bizler de olayın hukuki boyutları hakkında onları bilgilendirmeye çalıştık. İnsanların sesini duyurabileceği bir alan oldu burası diyebiliriz.
En çok hangi alanlar ilgi görüyor?
Kadın konusunun içini sadece kadınla da sıkıştırıp kalmamak amaçlarımız arasında yer alıyor. Örneğin, eğitim programlarına başladık ve herkes tarafından çok ilgi görüyor. Yine aynı şekilde sağlık programlarımızda ilgiyle izleniyor. Sonrasında belki bu halkaya çevre konusunu da ekleyeceğiz. Bu şekilde yelpazeyi genişleterek yolumuza devam edeceğiz. Siyasi bir haber kanalı olmak istemiyoruz. 7’den 70’e herkesi ilgilendirsin ama kimseyi de rahatsız etmesin. Ekranda dinlenilenlerden kimsenin rencide olmaması ve evde hanımların rahatça izleyebileceği bir kanal olması için gayret ediyoruz.
Sabah ve öğle kuşağı programları konusunda ne düşünüyorsunuz? Programları seçerken neleri göz önünde bulunduruyorsunuz?
Sabah magazin kuşağı var. Öğle kuşağında ise kadınlarla alakalı birçok adli vaka var, bu noktada insanları bilinçlendiriyoruz. Bunu yapmanın doğru yolunun da onların aile yapısını destekleyecek şekilde anlatmak olduğunu düşünüyoruz. Evet, amacımız kadın ve erkeği anlatmak fakat birbirine destek olacak şekilde konumlandıracak şekilde anlatmaya çalışıyoruz. Örneğin, kadınlar şiddet görüyorsa yalnız olmadıklarını bilsinler istiyoruz. Her zaman bize başvurabilecekleri mesajını veriyoruz ve bunun dilini de doğru kullanmaya çalışıyoruz.
İş dünyasında özellikle bazı yerlerde kariyerden önce çocuk soruluyor. Bu noktada kadınların istihdamı konusunda ne düşünüyorsunuz?
İş başvurusunda çocuk sorulup sorulmamasını doğru bulmuyorum. Bu mevzuyu birçok profesyonel arkadaşımdan da çok duyuyorum. Saçma olduğunu düşünüyorum. Kadının çocuk doğurma hakkı vardır ve sonrasında işe geri dönme hakkı da vardır. Bundan güzel ne olabilir. Bir iş gücünün içinde anne adayının olması bize ancak güç verir diye düşünüyorum. Ben iş dünyasının bu takıntısını anlamış değilim. Siz personeli iyi tutarsanız o da size o şekilde cevap verecektir. Tabi kadınlara bu konuda maddi ve manevi destek gerekiyor. İzin süresini de iyi belirlemek lazım. Çocuk doğduğunda anneyle bir bütün oluyor ve baba da dışarı atılıyor gibi oluyor. Dolayısıyla babalar da sorumluluk alsın ki annelerin gözü arkada kalmasın.
Gençlerle birlikte çalışıyorsunuz. Bu anlamda üniversite öğrencilerine ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?
Burada kedimizle, çiçeklerimizle ve müziğimizle oldukça rahat bir çalışma ortamı oluşturmaya çalışıyoruz. Yaz döneminde özellikle bizimle çalışan öğrenciler var. Sadece bizim kanalımız değil bütün medya sektörü ve diğer iş alanları için staj önemlidir. Ben üniversiteye girdiğim yıl staj yapmaya başladım. Hilton Otelinde staj yapmıştım. Hiç unutmuyorum. Rahmetli Demirel ve Özal’a kahve servisi yapmışlardı. O dönemdeki akılda kalan tecrübeler önemli. Genç kuşağa tavsiyem üniversiteye girdiğiniz andan itibaren yaşadığınız veya okuduğunuz şehirde mutlaka staj yapın ve iş imkânlarını araştırın. 1 veya 3 ay bile olsa o sizin cebinize girecek küçük harçlığın ve oluşturduğunuz çevrenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Staj dediğimiz şey deftere atılmış bir imza değildir. Tamamen çevre yapma işidir. İki iyi stajla bir sonraki potansiyel işlerinizi bulabilirsiniz. Örneğin, staj yaptığınız kanala konuk gelen biri olabilir, dikkatinizi çeken biri olabilir, size önem veren dergi editörü olabilir, reklam ajansı yöneticisi olabilir… Küçük fırsatların hayatınızda neye dönüşeceğini bilemezsiniz. Kısacası iş hayatına girebildiğiniz kadar hızlı girin…