Çoğumuz ekonominin karmaşık, sıkıcı ve keskin kurallarının olduğunu düşünürüz. Ama aslında insanların temelde duygusal tepkiler doğrultusunda en hızlı hareket etiiği anlar ekonomik anlamda karar verdiği anlardır. Aslında duygularımız para harcarken disiplinin en önemli unsurlarından biridir. Burada aklımıza gelen ilk şey de tabiki hiçbirimizin vazgeçemediği "alışveriş" .
Peki alışverişin cinsiyeti olur mu? Alışverişi duygularımızla mı yapıyoruz? Kadınlar alışverişi neden terapi gibi görüyor? Erkekler neden eşleriyle alışveriş yapmayı sevmiyor? Öncelikle her yazımda olduğu gibi yaptığım küçük anketteki yanıtlara bakalım.
Soru: Erkekler eşleriyle neden alışveriş yapmayı sevmiyor? (Cevaplar hanımefendilerden)
Eşim alışverişte vakit harcamayı zaman kaybı olarak görüyor. Ben ise çok seviyorum.
Ben kıyafetlerimde detay severim. Onun içinde çok gezerim. Eşim ise bu detayları aramaya tahammül edemiyor.
Alışverişte birbirimizi kaybediyoruz. O genelde girişte olur ben ise mağazanın diğer ucunda. Mağazanın tamamını gezmeden alamam. Dolayısı ile beklemek zor geliyor.
Ben çalışmıyorum. Dolayısı ile aldığım her şey ona masraf gibi geliyor.
Almak istediğim birçok kıyafetin evde giyinmediğim listesinde olduğunu belirtiyor. Alışveriş kavgaya dönüşüyor.
Cevaplar aşağı yukarı bu şekilde devam ediyor. Eşimle ilk evlendiğim zamanlar benimle kıyafet alışverişi yapmak istemediğini fark ettim. Önce biraz söylendim. Sonrasında aslında sıkılacağını düşündüğüm için bende onunla kıyafet alışverişi yapmadığımı fark ettim. Sonra ben ona o bana alıştı. Tabi bu süreçte hızlı karar vermede, her mağazaya değil seçtiğimiz mağazaları tercih etmede karar kıldık.
Çoğu insan alışveriş yaparken hem akıllarını hem de kalplerini, diğer bir deyişle dugularını kullanır, rasyonel bir neden bulmaya çalışır. Önce ihtiyacı olan ürünün ne işe yaradığına bakarlar, sonra duygusal bir karar verirler. "Bunu seviyorum, buna ihtiyacım var, bu tam bana göre, bununla ilgili iyi hisler besliyorum, alırsam iyileşeceğim" gibi bir sürü iç sese kulak vererek alınan binbir çeşit ürünler... Tam olarak bu duygular kadın ve erkek algısını etkiliyor.
Gelin bir de alışveriş yapmayı seven kadınların nedenlerini sıralayalm;
Alışveriş yapmak tanımadığım insanlarla iletişim kurmamı sağlıyor.
İyi bir alışveriş benim için aileme daha iyi bir yaşam standardı sunabileceğim anlamına geliyor.
Satın aldığım şeyler benim kimliğimi insanlara anlatmama yardım ediyor.
Alışveriş merak duygumu besleyen bir tutku.
Özellikle moralimin bozuk olduğu durumlarda benim için bir terapi.
Alışveriş bazen bir arkadaş gibi.
Alışveriçinin gözünden baktığımızda ise ortaya bunlar çıkıyor. İnsanlarla bağlantımızı sürdüren şey duygulardır. Aslında üreticiler ürünleri değil duyguları satıyor. Kadın veya erkek fark etmez. Özetle firmaların duygularımızı etkisi altına almaya çalışırken, duygularımızın asıl sahibini bu çerçeveden çıkarmamakta fayda var.