Düğün, nişan, sünnet ve yaş günü gibi günler insan yaşamında özel bir öneme sahip. Tekrarlanması mümkün olmayan bu özel günleri hepimiz fotoğraf çekerek, videoya alarak veya başka bir şekilde kayıt altına almaya çalışıyoruz. Tamamen ekonominin etkisi altına giren bu özel günlerde her şey kusursuz olsun isterken her alanda kendini hissettiren kapitalist sistem, bir bakmışsınız düğünü yarıda kesiyor.
Geçen hafta kuzenimin düğününe katıldım. Düğünde fotoğraf makinemle kendi ailemi birkaç fotoğraf çektim. Yani gelin damat girişi, dans gibi özel anların fotoğrafını çekmedim. Bütün amacım kuzenime hediye verebileceğim hatıra birkaç fotoğraf kalmasıydı. Bu çekimleri salonun fotoğrafçısına da engel olmadan yaparken düğün salonu işletmecisi geldi. Tehditkâr bir edayla, “Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz. Fotoğraf çekmek yasak. Sözleşmem var benim. İstersem şu an bu düğünü bitirilebilirim.” şeklinde konuştu. Neye uğradığımı şaşırdım. Ben de şu şekilde cevap verdim, “Ben ablasıyım ve hatıra olarak birkaç fotoğraf çektim. Profesyonel fotoğrafçı değilim. İster telefonumla ister fotoğraf makinemle çekerim. Burada kötü olan nedir anlamadım. “
Karşımda üsluptan bir haber insan… Uyarının da bir adabı olmalıdır diye düşünüyorum. Tartışsam bir dünya şey konuşacağız. Düğün elektriği kesilebilir, müzik aletleri bozulabilir vs… Netice de düzen onların elinde. Döndüğümde bu konuyu hemen araştırmaya başladım. Bir baktım ki bu konuda davalık olan, düğünü iptal olan, tazminat isteyen, salon işletmecisiyle kavga eden birçok insan var. Peki, bu konuda tüketici kanunları ne diyor?
Kendi Düğününüzde Fotoğraf Çekmek Yasak mı?
Böyle özel anlar için imzalanan sözleşmelerin mutlaka okunması gerektiğine dikkat çeken Tüketici Başvuru Merkezi Hukuk Komisyonu Başkanı Emekli Hakim İzzet Doğan, “Bu gibi önemli merasimlerde fotoğraf çektirmek genel olarak salon sahibi ile düğün sahibi arasında bir “hizmet sözleşmesi” yapılmaktadır. Bu sözleşme kapsamına müzik, pasta, yemek vs. hizmetleri de eklenmektedir. Sözleşmenin içeriği bu merasimlerde çıkan çekişmelerin çözümü için çok önemlidir ve öncelikle bu sözleşmelere bakmak gerekir. Ancak çoğu zaman çekişme düğün salonlarında görevli fotoğrafçı ve diğer görevlilerle düğün davetlileri arasında olmakta ve salon sahipleri veya fotoğrafçılar konukların fotoğraf çekmelerini engellemek istemektedirler ve hatta müziğe son verip salonun ışıklarını bile kapatacakları tehdidinde bulunmaktadır.” ifadelerini kullandı.
Hizmet sözleşmesinin salonu kiralayan ile salon sahibi arasında geçerli olduğunu belirten Doğan, üçüncü kişi olan konukların bu sözleşmede taraf olmadığını belirtti. Bu nedenle konukların fotoğraf çekmelerinin engellenemeyeceğini anlatan Emekli Hakim Doğan durumu şu şekilde anlatıyor, “Eğer konukların fotoğraf çekmeleri nedeni ile salon kapatılır, ışıklar söndürülür ise sözleşmede bu konuda çok özel bir hüküm yoksa, bu davranış düğün, nişan vs. yapanlara karşıda haksız fiil sayılabilir. Çünkü insanların yaşamlarının çok önemli anları ihlal edilmiş olmakla kişilik haklarına saldırı oluşmuştur. Şimdi herkesin elinde bir telefon ve her an fotoğraf çekme imkânı var. Düğün, nişan vs. merasiminde çok özel çok muhteşem bir anı görüntülemek imkânı varken, fotoğrafçının gelmesini bekleyip o anı ıskalamayı kim ister ki?”
Tazminat Hakkı Var mı?
818 sayılı Borçlar Kanunu'nun haksız eylem faslında düzenlenen 49. maddesi, aynı Kanun'un 98/2. maddesi yollaması ile sözleşmeye aykırı davranışlarda da uygulanmaktadır. “Sözleşme hükümlerine aykırılık hâllerinde, bu aykırı davranış, eğer kişilik haklarını ihlal etmişse ve Borçlar Kanunu'nun 49. maddesinde öngörülen koşulların varlığı sabit olursa, o takdirde manevi tazminata hükmedilebilir.” diyen Doğan, konukların fotoğraf çekmeleri merasim sahiplerinin fotoğraf çeken konukları tarafından engellenmemesi veya zorlaştırılmaması gerektiğini ve böyle bir durum da fotoğraf çekenin lehine değerlendirilmesi gerektiğini anlattı.