Çocuğunuz ya da yeğenleriniz için harika bir oyuncak ya da çok güzel bir kıyafet gördünüz, önce fiyatını mı sorarsınız yoksa hemen kasaya mı yönlenirsiniz? Genelde dayanamayız. “Onun için almaya değer” anlayışıyla hareket ederiz ve çocukları fark etmeden olağanüstü doyumsuz olma dünyası ile tanıştırırız.
Alışveriş yaparken hepimiz denk gelmişizdir; çocukların ebeveynlerine bir yığın oyuncak veya herhangi bir şey aldırmak istemelerine, çığlıklarına, huysuzluklarına... Bunun karşısında “oğlum o satılmıyormuş, kasiyer abisi bu satılmıyor değil mi, evde aynısından bir sürü var.” şeklinde çocuklarını sakinleştirmeye çalışan anneler ve babalar… Doyumsuzluk tam olarak nedir? Nasıl başa çıkılır?
Ebeveynler, artık belli bir metotla, uygulama ile değil de çocukları çocuk olarak görmeden hareket etmesi gerektiğini anladı anlamasına da hâlâ değişime nereden ve nasıl başlayacağını bilmiyor. Bence işe, “Benim zamanımda çocuklar böyle değildi, benim çocukluğumda bu kadar oyuncağım bile yoktu.” sözlerini bırakmakla başlamalı. Bir kere artık zaman sizin zamanınız, sizin çocukluğunuz, sizin şartlarınız değil. Burada herkes hemfikir olmalı. Teknoloji çağındayız. Çocuklar; robotlar, telefonlar, tabletler gibi birçok akıllı elektronik aletin içine doğuyor. Hatta bir bebeğin profesyonel fotoğraf makinesiyle tanışma yaşı bile 0’ın altına düştü.
“Bunları biz de biliyoruz da peki ne yapacağız?” dediğinizi duyar gibiyim. Psikolog arkadaşlarımdan ve akademisyen hocalarımdan aldığım bilgilere göre “çocuğun her istediğini yapmamak” ana kuralların başında geliyor. Özellikle doyumsuzluktan ötürü söylediklerini yapmak tam anlamıyla çocuğa kıymak demek oluyor.
Neler yapılabilir?
Anne baba her şeyi alır profilinden uzak durmanız gerekir. Her şeyin emekle alındığını öğretin.
Ona ufak görevler verin. Görevi tamamladıktan sonra takdir edin. Böylece hem sorumluluk duygusu artacak hem de özgüveni gelişecek.
Tasarrufu öğretin. Basit bir örnekle her gün kullandığı suya, aslında başka çocukların ulaşamadığını anlatın. Afrika’daki çocukların fotoğraflarını gösterin. Bu şekilde verdiğiniz somut örnek suyu kullanırken aklına gelecektir.
Size yardım etmek istediğinde “sen çocuksun, yapamazsın içeride oyuncaklarınla oyna” demeyin. Yaptığınız işi onun da oyuncaklarıyla yapabileceğini gösterin. Hatta aynı işi onun da yanınızda yapmasına izin verin.
Çocuğa hediye alacağınız zaman her şeyi almış olmayın. Geride mutlaka almadığınız, onun hayalini süsleyebilecek şeyler de kalsın.
Listeyi uzatmak mümkün. Bunların yanında çocuk müzesi, fuarları ve etkinlikleri gibi bir sürü şey var. Çocuklarınızı tabletle kenara almak yerine buralara götürün. Çünkü artık teknoloji, sadece çocukların değil bizlerin de vazgeçemediği bir öğün hâline geldi.