07.11.2013 - 11:47 | Son Güncellenme:
Gelişen ve değişen teknoloji sayesinde pratikleşen estetik meme ameliyatları, iyileşmenin de hızlı olmasıyla birlikte, kadınlar tarafından daha da cazip hale geliyor. Ancak anne olmak isteyen kadınlarda bu durum biraz daha fazla hassasiyet kazanıyor. Özellikle doğumdan sonraki emzirme süreciyle ilgili operasyon sonrası tereddütler yaşanmaya başlıyor.
Çok sayıda bilimsel çalışma, meme küçültme-büyütme ve dikleştirme operasyonlarının, süt kanallarını etkilemediğini ve emzirmeye engel olmadığını belirtiyor. İmep Estetik’ten Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Y. İlker Manavbaşı, “Estetik meme ameliyatları, emzirmeye kesinlikle engel değildir. Bunun nedeni ise; meme içerisinde bulunan süt kanallarına hiç bir işlem yapılmamasıdır” diyor.
Emzirme Mucizesine Estetik Bakış
Son yıllarda estetik meme ameliyatlarında, meme işlevinin korunabilmesi için önemli çalışmalar yapılıyor. Bu operasyonları, en çok 20'li ya da 40'lı yaşlardaki kadınlar tercih ediyor. Kadınların doğurganlık çağı olan bu dönemde yapılan operasyonlarda hem göğüs şeklinin korunmasına, hem de süt bezlerinin bozulmamasına özen gösteriliyor. Böylece kadınlar, çocuk sahibi olduklarında, bebeklerini rahatlıkla emzirebiliyor.
Meme küçültme operasyonu, süt verme fonksiyonunu etkilemez
Estetik meme ameliyatı yaptıran kadınların en çok sorduğu soruların başında, operasyon sonrası emzirme yeteneğinin devam edip etmeyeceği gelir. Özellikle meme küçültme operasyonlarında, süt bezleri ve yağ dokusunun bir kısmı alınarak meme küçültülür. Meme küçültülme operasyonu sonrası, kalan meme dokusunun meme başıyla olan bağlantısı, ameliyat sırasında kesilmediğinden, memenin süt verme fonksiyonu etkilenmez. Meme küçültme ameliyatı geçirmiş hastanın süt miktarında azalma da yaşanmaz.
Meme küçültme ameliyatını estetik cerraha yaptırmalısınız. Günümüzde plastik ve estetik cerrahi eğitimi almamış cerrahlar tarafından meme küçültme ameliyatları yapılmaktadır. Maalesef yeterli eğitim almamış cerrahların süt kanallarının korunması ve meme başının kan dolaşımını sağlıklı bir şekilde devam ettirmesini sağlayamadıkları görülmektedir. Bu durumlarda meme başı çürümekte ve süt verme işlevi bozulmaktadır.
Protezler, emzirme sırasında anneye ve bebeğe zarar vermez
Meme büyütme ameliyatları, estetik cerrahın uygulama tekniğine göre farklı yöntemlerle yapılabilir. Bu işlemler, protez ya da yağ enjeksiyonu olup, hastanın vücut durumuna göre değişiklik gösterirler. Meme büyütme operasyonunda kullanılan protezlerin, meme dokusuyla herhangi bir teması yoktur. Protez, memenin arkasına ya da meme kasının arkasına yerleştirilir. Böylece emzirme konusunda hastalar hiçbir sorun yaşamaz. Ayrıca ne şekilde konulursa ya da hangi konumda bulunursa bulunsun, meme protezleri; herhangi bir hastalığa sebep olmaz. İmplant(protez) içeriğinin süte karışma olasılığı da söz konusu değildir. Silikon protez taşıyan kadınlar, bebeklerini rahatlıkla emzirebilir.
Yağ enjeksiyonu ile hem doğal görünüm hem de risksiz emzirme
Yağ enjeksiyonu ile meme büyütme işleminde, karın veya basen gibi yağ fazlalılığı olan bölgelerden alınan yağlar, belli işlemlerden geçirilerek memeye enjekte edilir. Bu yağlar, süt bezlerinin bulunduğu yere değil, göğüs kasının ve meme dokusunun altındaki bölgeye enjekte edilerek yapılır. Böylelikle süt bezlerinden uzak kalan yağlar, emzirmeyi etkilemez ve sarkma durumu da daha az yaşanır. Yağ enjeksiyonu ile gerçekleştirilen meme büyütme estetiği, hem doğal bir görünüm kazandırdığı hem de risksiz olduğu için, son dönemlerde en çok tercih edilen yöntemlerden biridir.
Meme dikleştirme, emzirmeye engel değil
Meme dikleştirme ameliyatında ise, fazla deri kesilerek alınır ve meme dokusu yukarıya toplanır. Emzirmeye yarayan hiçbir dokuya müdahale olmadığından, anne rahatlıkla bebeğini emzirebilir. Burada önemli olan durum; hastanın meme başı bölümünün özellikle de meme başı arkasının sağlam bırakılması gerekliliğidir. Özetle, hasta menopoz dönemine girmemiş ve doğurmaya eğilimli ise, bütün kadınlar meme dikleştirme ameliyatı olabilir ve bu durum emzirmeye engel değildir.