Yaşama merhaba diyen bebeğin fiziksel ve beyin gelişimi nasıl muhteşem bir hızda ilerliyorsa, kişilik gelişiminin temelleri de bu dönemde oldukça hızlı bir şekilde atılmaktadır. Kişilik gelişimi için en önemli dönemin ilk 6 yaş olduğunu meslektaşlarım tarafında daha önce de çok kez dinlemişsinizdir.
Bu yazımda size ilk altı yaşın ilk ana evresinin ektilerinden bahsetmek istiyorum.
Birinci ana evre 0-3 yaş arasındaki evremiz preödipal evre olarak isimlendirilirken, ikinci ana evre 3-6 yaş arasındaki evresi ise ödipal evre olarak isimlendirilmektedir.
Ödipal evreden özellikle anne baba tutumlarından kaynaklanan sorunların sağaltımı için destekleyici terapi modeli kısmen yeterli olabilirken, preödipal evrede anne ( bakım veren kişi) ile gelişen ilişkiden kaynaklı sorunların sağaltımı için yoğun ve uzun soluklu terapi gerekmektedir.
Preödipal evrede yaşan her şey kişilik örüntümüzün bir tuğlası olarak nitelendirilebilir. Temel kişilik örüntümüz bu evre oluşur;
Şizoid örüntü,
Narsist Örüntü,
Antisosyal örüntü
Borderline örüntü olarak şekillenir.
Bu evrede örüntümüzü belirleyen temel etken annemizken, örüntü türünü belirleyen unsur ise bebeğin optimal üstü kırılmalarının hangi aşamada olduğudur.
Optimal üstü kırılma bebeğin tolere edemeyeceği düzeyde kırılmaya maruz kalması demektir. Örneğin Margaret S. Mahler’in ayrılma-bireyleşme kuramına göre 9-15 ay arasında bebekler hayatla ilgili denemeler yapmakta yani girişimde bulunarak alıştırmalar yapmaktadır. Bu evrede sık sık engellenen bebeğe annenin verdiği mesaj ‘Sen yapamazsın’ olacaktır. Sıklıkla bu mesajı alan çocuk haliyle ileriki evrelerde her kendilik aktivasyonu denemesinde içselleştirdiği anne modeli bilinçdışından ona seslenerek sen yapamazsın mesajını verecektir. Bu denemeler esnasında birey umutsuzluğa düşecek, öfkelenecek, depresif hissedecek ve kısacası Terk Depresyonu yaşayarak mahşerin altı atlısına teslim olacaktır.
Yukarıda bahsettiğimiz durum yıllarca yaşamımızın bir parçası olarak bizimle birlikte var olmaktadır. Yani kişiliğimizin matematiği 0-36 ay arasında formüle edilmiş ve yıllarca bilinçdışından bize seslenen annelerimizin sesleri her davranışımızda yanı başımızdadır. Bu nedenledir ki, farkında olmadan içinde olduğumuz çarkları değiştiremiyoruz.
İçselleştirdiğimiz annemizin sesi, her davranışımızda her kararımızda bizi etkiler ve hayatımızı farkına varmadan ona göre yaşarız. Örneğin narsistik evreden kırılmalar yaşayan birey onaylanma ihtiyacını ömür boyu arayacaktır. Onaylanmadığı hiçbir ilişkide, işte, etkinlikte bulunmayacak ve orayı terk edecektir. Terk etmediği durumda terk depresyonu yani mahşerin altı atlısı yakasına yapışır ve birey kesinlikle agresif bölgeye düşerek ruhsal olarak zorlanacaktır.
Kişiliğimizin matematiği ve dönüp durduğumuz çarklar çok erken evrede belirlense de terapi ile temel intrapsişik yapımız fark edilerek değiştirilebilir ve içselleştirdiğimiz annemizin sesini fark ederek daha işlevsel hale dönüştürülebilir.
Konu ile ilgili araştırma yapmak isteyenler için yol haritası:
Bağlanma Kuramı
Nesne ilişkileri Kuramı
Kendilik Bozuklukları
Masterson Kuramı
Mehmet Murat ALTAN
Psikolojik Daışman/ Oyun Terapisti
www.psikolojiportali.com
instagram: psikoterapi_
psikolojiportali06@gmail.com