23.12.2008 - 13:31 | Son Güncellenme:
Kriz şartlarında çalışanlar arasında artan rekabetin kalp krizi, felç, kalp yetmezliği gibi ölümcül sağlık sorunlarına neden olduğu, gelir düzeyi düşük olan bireylerde yüksek gelir düzeyine sahip olanlara göre iki kat fazla depresyon görüldüğü açıklandı.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İzmir Şube Başkanı Ergün Demir ile Türkiye Psikiyatri Derneği Dış İlişkiler Sekreteri Halis Ulaş, düzenledikleri basın toplantısında ekonomik krizin toplum sağlığı üzerindeki etkilerini anlattı. Demir, Türkiye'de yoksulluk oranının yüzde 22 olduğunu, kriz öncesi bir milyon 800 bin kişinin günlük bir doların altında bir gelirle yaşadığını, 5 yaşındaki çocukların yüzde 12'sinde beslenme yetersizliği olduğunu dile getirerek, sosyal stresin aile içi sorunları intiharları, alkol kullanımını tetiklediğini vurguladı. Demir, şunları söyledi:
“Gebelikte ve erken çocukluk dönemindeki dengesiz beslenme demir, çinko, folik asit ve B vitamininden fakir gıda alınması nedeniyle yeterli zeka kapasitesine ulaşamayan yoksulların bu dezavantajlı durumları eğitim haklarının da önünde temel bir engeldir. Annelerin en az bir ya da daha fazla ölü doğum ve düşük yapma oranları artmaktadır. Çalışma saatlerinin uzaması ve düzensizleşmesi, düşük gelir ve belirsizlik çalışanlar arasındaki acımasız rekabet kalp krizi, felç, kalp yetmezliği gibi ölümcül sağlık sorunlarına neden oluyor” dedi.
Türkiye Psikiyatri Derneği Dış İlişkiler Sekreteri Halis Ulaş, işsizlerde ruhsal bozukluk oranının çalışanlara göre iki kat, intihara bağlı ölümlerin işsizlerde çalışanlara göre üç kat fazla olduğunu belirtti. Ulaş, gelir düzeyi düşük olan bireylerde yüksek gelir düzeyine sahip olanlara göre iki kat fazla depresyon görüldüğünü vurguladı. Ulaş, Hükümet'in işsizlik ve yoksullukla mücadele edici politikalar geliştirmesi gerektiğini söyledi.