27.05.2021 - 12:06 | Son Güncellenme:
Stres ve depresyon gibi psikososyal faktörlerin kanserin gelişimi ve ilerlemesi üzerindeki etkisi, her zaman var olan bir hipotezdir. Aslında son 30 yıldaki epidemiyolojik ve klinik çalışmalar kronik stres, depresyon ve sosyal izolasyon ve kanser ilerlemesi arasındaki bağlantılar için güçlü kanıtlar sağlamıştır.
Koronavirüsün direkt olarak jinekolojik kanserlere yol açtığıyla ilgili herhangi bir bulgu yok. Ancak koronavirüsün neden olduğu stres jinekolojik kanserlerin ortaya çıkmasını tetikleyebilir ya da kanser seyrinin hızlanmasına yol açabilir.
Koronavirüs stresi bağışıklık sistemini zayıflatabilir
Uzun vadeli veya kronik stres, bağışıklık sisteminizi zayıflatarak kanser gibi hastalıklara yatkın hale getirebilir. Ayrıca sindirim sorunları ve depresyon riskinizi artırır. Kronik stres ayrıca kanserin çeşitli şekillerde büyümesine ve yayılmasına da yardımcı olabilir.
Stres, hormonların hastalıklı hücrelerini öldüren ve yayılmalarını önleyen apoptozis adı verilen süreci engelleyebilir. Ayrıca kan dolaşımını artıran belirli büyüme faktörlerinin üretimini de artırır. Bu da kanserli hücrelerin gelişimini hızlandırabilir.
Jinekolojik kanser türleri nelerdir?
Kanser, vücuttaki hücrelerin kontrolden çıktığı bir hastalıktır. Kadın üreme organlarında kanser başladığında buna jinekolojik kanser denir. Beş ana jinekolojik kanser türü şunlardır: Rahim iç zarı (endometrium), rahim ağzı (serviks), yumurtalık-tüp (over-tuba), vajina ve vulva.
Jinekolojik kanser, bir kadının üreme organlarında başlayan herhangi bir kanserdir. Kanser her zaman vücudun başladığı yer ile adlandırılır. Jinekolojik kanserler, midenin altındaki ve kalça kemikleri arasındaki alan olan kadının pelvisinde farklı yerlerde gelişebilir.
Jinekolojik kanseri tedavi etmenin birkaç yolu vardır. Tedavi, kanserin türüne ve yayılımına bağlıdır. Tedavide genellikle cerrahi tekniklerden faydalanılır.
Riski azaltmak için ne yapabilirsiniz?
Stresi kontrol altına almak ve koronavirüse yakalanmamak için gerekli olan tüm önlemleri almanın yanı sıra düzenli olarak yaptırmanız gereken kontrolleri ihmal etmemeniz ve aşıları da yaptırmanız tavsiye edilir. Unutulmamalıdır ki, koronavirüs pandemisinde tarama ve kontrollerin aksatılması nedeniyle bazı kanserler erken evrede yakalanabilecekken ileri evrelerde tanı almış ve tedavileri aksamıştır.
Bazı jinekolojik kanserler, cinsel yolla bulaşan çok yaygın bir enfeksiyon olan insan papilloma virüsünden (HPV) kaynaklanır. HPV aşısı, en sık rahim ağzı, vajina ve vulva kanserlerine neden olan HPV türlerine karşı koruma sağlar. HPV aşısı 11 ila 12 yaşları arasındaki çocuklar için önerilir. HPV aşısı, henüz aşılanmamışlarsa, herkese tavsiye edilir. Kadınlarda yaş sınırı yoktur.
Tarama testleri ile herhangi bir belirti ortaya çıkmadan önce erken teşhis sağlanabilir. Kanser tarama testleri, hastalığı erken bulabildiklerinde etkilidir ve bu da daha etkili tedavi için yararlıdır.
Tüm jinekolojik kanserler arasında, yalnızca rahim ağzı kanserinde, bu kanseri erken bulabilen bir tarama testi (Pap testi) vardır. Pap testi ayrıca, uygun şekilde tedavi edilmezlerse rahim ağzı kanserine dönüşebilecek rahim ağzındaki öncül hücresel değişiklikleri, hücre değişikliklerini bularak rahim ağzı kanserini önlemeye yardımcı olur.
Prof. Dr. Murat Naki