Sıkışık hissettiren evet cevabına baktığımızda aslında niyetinizin doğrudan evet olmadığını fark edebilirsiniz. Bu fark edişle birlikte başkasına hayır demediğiniz için şu an yaşamınızda neleri var ettiğinizi gözlemlemeniz çok önemli. Kişi kendinde değiştirmesi gerektiğini düşündüğü konuyu fark edip, kendini gözlemleyip sonrasında eylem adımları atmaz ise; okuduğu, dinlediği tüm geliştirici metotlar ruhuna zihnine anlık iyi gelen motivasyon konuşması şeklinde kalabilir. Şimdi yaşantınızda evet demek istemediğiniz anlarda sizi kolaylaştıracak basamakları okumak için hazırsanız başlayalım.
Kişi kendisi ile çatışan bir eyleme girdiğinde otomatik olarak kendini sıkılmış hisseder. Öyle ki bu hissediş ruhunu en çok yoran konulardan biri haline gelebilir. Bu konuda Edward Higgins bir çalışma yapmıştır. Çalışma 1987 yılında “Öz Benlik Çelişkisi Teorisi” adını almıştır. Bu çalışma kişinin öz benliği ile çeliştiği bir konuda kendine vermesi gereken önceliği karşısındakine verdiğinde kişinin yaşamış olduğu durumu ele almaktadır. Her hayır demek isteyip diyememe halinde insan kendi öz benliği ile çelişir. Bu konuyu metafor olarak somutlaştırırsak fark etmemiz daha kolay olabilir. Örneğin; sizin görevinize dâhil olan, severek yaptığınız bir iş var. Bu iş için kutlama yemeği oluyor. Takım lideriniz sizi değil bambaşka birini davet ediyor. O an orada ne hissedersiniz? Reddedilme, kabul görmeme, yok sayılma, kaybetme, öfke. Bu duygular örneklendirme amaçlıdır. Her insanın durum karşısında verdiği tepkiler farklılık gösterebilir. İşte zihnimiz de kendinin yerine farklı birinin önceliği için kendisinin yok sayılması durumunda kişiyi aşağı çekiyor ve sıkıştırıyor. Zihnimiz gizli bir gözlemcidir. Her kararımızda bizi gözlemler.
Hayır diyememe durumlarında çoğunlukla kişiler kendisinin “ne yapayım kıyamadım” ya da “ben iyi niyetliyim” diyebilirler. Yalnız burada temelde yatan konu iyi niyetten ziyade reddedilme kaygısı ya da yansıtması olarak, daha fazla o an kabul görme isteği olabilir. Bunun için hayır diyemediğiniz anları gözden geçirip o an ne hissettiğinizi hatırlamanız size çok katkı sağlayacaktır. Her hayır demeyi dilediğiniz ve bunu evet olarak söyleyip, evet olarak yaşadığınızda kişisel olarak kendinizi aşağı doğru çekersiniz.
Hayır diyememenin altında yatan sebepleri anlamak çok önemli. Sebep olarak reddedilme kaygısı, bulunduğunuz yerde dışlanma duygusu, kaybetmekten çekinmek gibi durumları sayabiliriz. Hayır diyememenin altında ne gizli ise fark edersek dönüştürebiliriz. Fark etmenizin kolaylaşması için örneklendirelim; Çocuğumun istediği şu şeye evet dedim çünkü onun beni sevmemesinden ya da kötü ebeveyn olmaktan korktum. Sevgilimin film seçimine evet dedim çünkü bir daha birlikte film izlemek istemez diye çekindim. İşten çıkarılmaktan korktuğun için diğer görevi de üstlendim. Bu örnekler daha da çoğaltılabilir. Öz benliğimizle çeliştikçe bu durumu kabul edebilmek adına kendimize senaryolar yazabiliriz. “Çok iyi niyetliyim ondan hayır diyemedim. Yapsam ne olur canım elime mi yapışır? Ben zaten çok uyumluyum, hallederim. Şimdi durduk yere sorun çıkaran olmayım.” gibi.
Doğduğumuz an itibariyle zihnimiz kaydetmeye başlar çevremizdeki olan biten her şeyi. Bir süre sonra biz bu bilgileri deneyimlememiz gereken konularda ortaya çıkarırız. Yani zihinde bir kod olarak reddedilme kaygısı var ise reddedilmemek adına harekete geçmek gibi. Reddedilme geniş bir konudur. İçine beceriksiz olduğunuz için, başarısız olduğunuz için, çirkin olduğunuz için daha birçok şey için madde oluşmuş olabilir. Bizler bebeklik itibariyle çevremizi gözlemleyip sıklıkla tekrarlanan bilgiyi kendimize kod olarak alıyoruz. Sonrasında bu kodların sonuçlarından biri olan hayır diyememe ortaya çıkabiliyor. Böyle bir durumu dönüştürmek için önce hayır demek istediğiniz anda derin bir nefes alıp kendinizi kibarca ifade edebilirsiniz. Hayır demenin birçok yolu vardır. “Bu konuda size katılmıyorum. Bugün bu plana dâhil olamayacağım. Bu film dışında başka hangi seçeneklerimiz var? Bu dilediğin şey ile ilgili destek olamıyorum. Farklı bir konuda elimden gelen bir durum olursa haberleşelim” gibi. Bunu yaparken içsel kaygınız yükselmeye başlar ise derin nefesler alıp yüzünüze bir tebessüm yerleştirmek zihne rahat ol her şey yolunda mesajı verecektir. Davranışlarımız doğrudan zihnimizi etkiler. Bununla birlikte her duruma o an cevap vermek zorunda değilsiniz karşınızdakinden biraz süre isteyebilirsiniz. Bunların dışında gelelim o iç sesimize, hani kaygı uyandıran o sese. Bu konuda bir kâğıt kalem alıp hayır derseniz neler olur yazmanızı öneriyorum. Sonrasında hayır dediğiniz anlardan birini hatırlayın geçmişte gözlerinizi kapatıp o anı anımsayın. O an iç sesiniz ne diyordu? Oradaki duygular ve bakış açıları kime ait? Önce bunu fark edin sonrasında o sahneyi daha komik bir hale çevirin. İç sesiniz size ne söylerse söylesin komik bir sesle duyun. Sevdiğiniz bir komedyen ya da çizgi film karakteri gibi. İmgelemeye devam edin. Siz hayır diyorsunuz ve karşı taraf da gayet komik, eğlenceli bir tonda cevap veriyor. Siz de kolaylıkla hayır diyorsunuz. İç sesiniz de neşeli. Bu egzersizi sıklıkla tekrarlamanız hayır deme konusunda size katkı sağlayacaktır. Kişisel gelişimde altın kural sürdürebilirliktir. Farkında olarak adım atmaktır.
Hayatınızda hayırlarınızın hayır, evetlerinizin evet olduğu mucize bir ömür dilerim.
R.Hakan Kırkoğlu
Yeniay Oğlak’ta doğuyor
28 Aralık 2024
Astrolog Aslıhan Doktoroğlu
2025 yılı burç yorumları: Beklenmeyeni bekle
27 Aralık 2024
Astrolog Seçkin İlbuğa
31 Aralık 2024 Oğlak Burcunda Yeniay: Güçlü başlangıçlar, büyük zaferler zamanı
26 Aralık 2024
Dt. Pertev Kökdemir
Dişlerim neden sarı ve nasıl beyazlar?
25 Aralık 2024
Kişisel Gelişim Dersleri Eğitmeni Sevgi Keleş
Adım adım kontrollü büyümek
25 Aralık 2024