06.03.2013 - 10:22 | Son Güncellenme:
İlk adet, gebelik, emzirme, menopoz, osteoporoz, düşük bel pantolonlar, bakımlı ve formda olma baskısı, gazete-TV’leri süsleyen kusursuz kadın vücutları, eğer varsa tempolu çalışma hayatı, aile düzeni, mutfak organizasyonu derken, “Kadın olmak zor” cümlesi hiç de abartı değil.
Kliniğimize eşleriyle gelen kadınlar, erkeklerin daha hızlı kilo verdiğini görünce üzülüyor. Ben de bu duruma üzülüyorum ama her bireyin metabolizmasındaki farklılık, kadın ve erkek olarak baktığımızda çarpıcı bir şekilde karşımıza çıkıyor.
Kadınlar, erkeklere oranla kilolarına daha fazla dikkat ediyorlar çünkü daha kolay kilo alıyorlar. Bunun sebebi, vücut yağ oranının östrojen hormonu sebebiyle daha yüksek olması.
Erkekler, bizden çok daha fazla yemek yiyor ama hemen kilo almıyor çünkü onların metabolizmaları daha hızlı çalışıyor. Daha yüksek kas oranı ve geniş vücut yüzeyiyle yediklerini daha çabuk yakıyorlar.
Kadınlarda yağ dokusu fazlalığı estetik açıdan dezavantaj olsa da sağlık bakımından erkeğe göre avantaj yaratıyor. Klasik Türk kadını armut, erkekse elma tipi olarak düşünüldüğünde armut tip şişmanlık sağlık açısından daha avantajlıdır.
Erkeklerin göbeğinde biriken yağlar daha tehlikeli olup, diyabet, kolesterol, yüksek tansiyon ve böbrek taşı gibi rahatsızlıklara yol açıyor. Bel/kalça oranı bu nedenle önemli bir parametre, bu değer, erkekte 1 kadındaysa 0.8 değerinin üzerine çıkmamalı.
İdeal vücut, kadınların sadece yüzde 5’inde var
* Erkekler bütün gün dışarıda oldukları için daha düzenlidir, kadınlar evde zaman geçirdiklerinde veya komşu ziyaretlerine katıldıklarında daha çok yeme eğilimine giriyor.
* Belli bir yaştan sonra kadınlar için spor güç bir uğraştır çünkü çocuklar ve evle ilgilenmek birinci görevdir. Oysa erkekler özellikle ileri yaşlarda spora daha çok yöneliyor.
* Erkeklerin yağsız doku kitlesi yani kas ağırlığı daha fazla.
* Kadınlarda adet, doğum, menopoz gibi dönemlerdeki hormon değişiklikleri yağlanmayı tetikleyebiliyor.
* Medyanın dayattığı güzellik ideali, sadece kadınların yüzde 5’inin sahip olduğu bir özellik. Geri kalan yüzde 95’lik oran, yüzde 5’lik kesim gibi görünmeye zorlanıyor. Bu durumda yanlış diyetler ve mucizevi formüllerden medet ummak, metabolizmada kalıcı hasar meydana getirip daha fazla kilo almaya yol açıyor.
* Kadınların en büyük korkularından biri, vücudunun kaslanması. Ancak unutulmamalı ki, uzman bir egzersiz hocası tarafından yaptırılan kas çalışması, kişinin vücut şeklini düzeltiyor ve daha sıkı bir ciltle fit görünüm elde edilmesine yardımcı oluyor. Erkeklerinse kas kütlesi artırdıkça metabolizmaları hızlanıyor.
* Kadınların vücutları çok iyi olsa bile yüzde 76’sı sürekli diyet yapma fikriyle yaşıyor. Vücudundan memnun olan kadın sayısı çok az. Bu kısır döngüde kendini gösteren mutsuzluk ve özgüven eksikliğiyle birleşen duygusal yemek yeme, kadını daha fazla etkiliyor.
Eşler birbirine destek olmalı
Bir kadının diyetinin bozulma sebebi, bazen eşler oluyor çünkü eve gelirken alınan tatlı veya evin beyi için yapılan hazırlıklar ve güzel kokular kadınları baştan çıkarabiliyor. Erkeklerin metabolizmaları kadınlardan daha hızlı çalıştığı için, onlar bize göre çok daha fazla yemek tüketebiliyor.
Bu sebeple uzun zamandır dikkatimi çeken tecrübelerimden biri de, kadınların diyete başladıktan 1-2 hafta sonra mutlaka eşlerini de ikna etmeye çalışıp yanlarında getirmeleri.
Bu şekilde evde kontrol artıyor. Ben, eşiyle beraber gelenlere aynı şekilde egzersize de beraber gitmelerini tavsiye ediyorum, böylece birlikte geçirilen zaman onları mutlu ediyor.
Her şeye rağmen kadın olmak güzel. Şimdiden 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nüzü sevgiyle kutluyorum.
Dilara KOÇAK