Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr - İngiltere'nin doğusunda Hertfordshire bölgesinde yaşayan 45 yaşındaki Paul Milham oldukça sağlıklıydı. Ancak kısa bir süre içerisinde karnı şişmeye başladı. Karnı öylesine büyüdü ki içinde sanki kocaman bir bovling topu vardı. Şişliği kısa bir sürede 17.5 cm'e ulaştı. Soluğu hastanede alan genç adama, doktorlar tarafından çok az kişinin duyduğu bir şey yaşadığı söyleniyordu. Duydukları karşısında şoke olmuştu, bakın sonrasında neler yaşandı.
KARNI BİR ANDA ŞİŞMEYE BAŞLADI
Paul Milham, 2 yıl önce iki kez divertiküler hastalıktan (kalın bağırsaktan yani kolondan dışarıya çıkan balon şeklinde kesecikler) ameliyat olmuş ve eski sağlığına kavuşmuştu. Ancak son ameliyatından 2 ay sonra karnı şişmeye başladı. Başlarda geçer sandığı şişliği zamanla dayanılmaz bir hale ulaştı. Karnı şiştikçe şişti, şiştikçe şişti ve sonunda 7 aylık bir hamile kadının karnının büyüklüğüne ulaştı. Milham'ın karnı şişerken gerildiği için çok acı çektiriyordu. Buna daha fazla dayanamayan genç adam doktora gitti. Doktorlar ona mide fıtığının olduğunu ve fıtığının düzeltilebilecek en üst sınırda olduğunu söyledi.
Genç adam ameliyat için sıraya alındı ve tam 86 hafta beklemesi gerektiği söylendi. Geçen yılın haziran ayından kasım ayına kadar bekleyen Milham'ın durumunun 'klinik açıdan acil olmadığı' yönünde değerlendirilme yapılmıştı. Fakat sonrasında yapılan bir tetkik sonucunda durumu 'klinik olarak acil' konumuna geldi. 45 yaşındaki Milham bekleme sürecinden kurtulmak için ameliyatını özel bir klinikte yaptırmaya karar verdi. Karnı giderek büyüyen Milham ameliyatını yaptırabilmek için şimdilerde ameliyat parası toplama sürecinde.
FAZLA KİLO EN BÜYÜK SEBEBİ
Paul Milham'ın fıtığı dışarıdan bakıldığında gözle görülebilir bir boyuttaydı. Ancak bazen fıtıklar karında bir şişlik olarak kendini göstermeyebilir, hasta reflü gibi şikayetlerle hekime başvurduğunda yapılan tetkikler sonucunda bir mide fıtığı görüntülenebilir. Türkiye'de görülen bazı mide fıtığı vakaları da gözle görülebilir şişlik yaratırken bazıları da tamamen hekimlerin istediği tetkikler sonucunda fark ediliyor. Peki nedir mide fıtığı? Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Tevfik Kıvılcım Uprak'a bu hastalığa dair bilinmesi gerekenleri sorduk.
"Mide fıtığı tıbbi literatürde 'hiatal herni' olarak geçer. Midenin bir kısmı ya da tamamı göğüs bölgesine doğru hareket eder" diyen Doç. Dr. Tevfik Kıvılcım Uprak "Diyafram, göğüsteki organları karındaki organlardan ayıran kas tabakasıdır. Normalde mide diyaframın altında yer alır. Yiyecekleri ağızdan mideye taşıyan tüp olan yemek borusu, diyaframdaki bir delikten geçer. Mide fıtığı olan kişilerde, mide bu delikten yukarı doğru çıkar. Her yaş grubunda görülen mide fıtığı yaşlı hastalarda sıklıkla görülür" açıklamasıyla sözlerine başladı.
Mide fıtığına sebep olan etkenler arasında ise karın içi basıncının artması yer alıyor. Uprak, "Obezite bunu artıran bir durum. Hastalarımızın dikkat edeceği ya da yapabileceği yegane şey kilo kontrolü ve obeziteden korunmak. Fazla kilo alımı ve yaşın ilerlemesiyle beraber mide fıtığı görülme sıklığı artıyor" dedi.
'BAZEN TOMOGRAFİ ÇEKTİRİNCE ÖĞRENİYORLAR'
Bazen bulantı gibi başka sebeplere bağlı gelişebilecek sorunlar nasılsa geçer deyip önemsenmiyor. Bir kişi kendisinde hangi sıkıntıyı hissederse kesinlikle doktora başvurmalı? Mide fıtığı nasıl teşhis ediliyor? Mide fıtığının kendine özgü belirgin bir semptomu olmamakla beraber bazı durumlarda mide asidinin yemek borusuna sızmasına neden olabilir. Doç. Dr. Uprak, "Buna 'asit reflüsü' veya 'gastroözofageal reflü' denir. Bu asit reflüsü ile mide ekşimesi olarak bilinen göğüste yanma, boğazda yanma veya boğazda asit tadı, mide veya göğüs ağrısı, yutma güçlüğü, seste tizleşme veya boğaz ağrısı görülebilir" diyerek belirtileri sıraladı.
Çoğu kez insanların mide fıtığına sahip olduklarını, semptomların nedenini bulmak için test yaptırırken veya başka nedenlerle öğrendiklerini söyleyen Uprak, "Örneğin bazı hastalar mide fıtığına sahip olduklarını tomografi çektirdiklerinde öğrenirler. Teşhiste bize en çok yardımcı olan yöntemler endoskopi, video yardımlı kontrastlı yemek borusunun görüntülenmesi ve tomografidir" detayını paylaştı.
Gelelim en yaygın mide sorunlarından olan reflü ve gastritin mide fıtığı ile olan ilişkisine. Reflü ya da gastrit sorunu yaşayan herkeste mide fıtığı da görülür mü? Doç. Dr. Tevfik Kıvılcım Uprak akıllardaki bu soruyu şu şekilde yanıtladı: "Mide fıtığı, reflü ve gastritin bir arada görülmesi nadir değildir. Ancak reflü ve gastriti olan herkesin aynı zamanda mide fıtığına sahip olmayacağını unutmamak önemli. Mide asidinin yemek borusuna geri akmasını engelleyen normal anatomik bariyerler tehlikeye girebileceğinden, bu yer değiştirme reflü semptomlarına katkıda bulunabilir. Mide fıtığı reflü şikayetlerini şiddetlendirebilirken, reflüsü olan herkeste mide fıtığı yoktur."
Tedavi kısmına gelindiğinde ise mide fıtığında özellikle reflü ilişkili şikayetler ön planda olduğunda hayat tarzı değişikliği ve ilaç tedavileri ilk planda öneriliyor. Kilo verme, yatağın baş kısmını yükseltme ve tetikleyici gıdalardan kaçınma gibi yaşam tarzı değişiklikleri ilk adım. Uprak, mide asidini kontrol edici azaltıcı ilaçların reflü şikayetlerini azalttığını ancak cerrahi onarımın asıl tedavi olduğunu söyledi.
TEDAVİ EDİLMEZSE KANSERE ÇEVİRİR Mİ?
Peki mide fıtığının patlama olasılığı nedir? Patlarsa sonuçları ne olur? İyi haber şu ki mide fıtığı tipik olarak patlayarak açılma anlamında 'rüptüre' olmaz. "Bununla birlikte özellikle büyük olduklarında veya dev mide fıtıkları olarak sınıflandırıldıklarında çeşitli komplikasyonlara yol açabilirler" diyen Doç. Dr. Uprak, bazı durumlarda midenin bir kısmı veya diğer karın organlarının diyaframda sıkışabileceğini, bu organlara giden kan akımının azalabileceğini ve acil cerrahi müdahale gerektiren tıbbi bir acil durum olan boğulmaya yol açabileceğini ekledi.
Tedavi edilmeyen mide fıtığı kansere çevirir mi? sorusunu Doç.Dr. Tevfik Kıvılcım Uprak şçyle cevapladı: "Mide fıtığı ile kanser arasında bildiğimiz bir direkt ilişki yok. Ancak mide fıtığı olup uzun süre reflüsü olan hastalarda yemek borusunun alt kısmında sürekli asit maruziyetine bağlı olarak hücre değişiklikleri ve mide içinde ülser görülebilir. Bu da kanama ve anemiye neden olabilir."
Son olarak tanı almış ve tedavi olmuş hastalar ise Uprak şu tavsiyeleri verdi: "Yatağınızın baş kısmını yükseltip uyumak, kahve, çikolata, turunçgiller ve meyve suları, domates ürünleri, baharatlı yiyecekler, acı biber, alkol, nane ve yağlı yiyecekleri az tüketmek önemli. Aşırı yemekten kaçınmak ve daha küçük öğünler yemek reflü şikayetlerinin azalmasına yardımcıdır, bununla birlikte yemeklerle birlikte çok fazla sıvı içilmemeli. Geç saatlerde yemek yemekten kaçınılmalı, kilo vermeye çalışmalı. Kilo kontrolü gerekli. Buna ek olarak sigara içiyorsanız sigarayı bırakmak reflü şikayetlerini azaltır."