12.08.2013 - 14:42 | Son Güncellenme:
Mersin Üniversitesi (MEÜ) Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Erim Erdem, sistit hastalığının kadınlarda erkeklere göre daha sık görüldüğünü ifade ederek, "Sistit hastayı çok rahatsız eden, hem ağrı ve yanması hem de idrar kaçırma hissi ya da zaman zaman da kaçırma durumu ile yaşam kalitesini çok bozan bir hastalıktır. Doğru işeme alışkanlığı özellikle çocuklarda olmak üzere her yaşta sistitten korunmada birincil koşuldur" dedi.
Sistit hastalığı ile ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Erim Erdem, sistit hastalığının kadınlarda daha sık görüldüğünü belirterek, "Bunda üretra yani mesane altı idrar yolu kısmının erkeklerde daha uzun olması, sadece erkeklerde bulunana bir organ olan prostatın iltihap önleyici salgılarının yanı sıra kadındaki kısa üretra, normalde vajina salgılarındaki iltihap önleyici ortamın menopoz sonrası bozulması, tuvalet sırasındaki temizliğin uygun yapılmaması nedeniyle sebep olan mikropların idrar yolu ağzına taşınması gibi faktörler yer almaktadır. Öyle ki ergenlik döneminden 60 yaşına dek sistit kadınlarda erkeklere göre 30 kez daha fazla görülmektedir. Bu yaştan sonra erkeklerde oran artmakta ve sıklık kadınlarda erkeklerin iki katına düşmektedir" diye konuştu.Sistitin çocuk ve erişkin olmak üzere her yaşta görülebileceğini kaydeden Erdem, "Bu iki grupta farklılık göstermektedir. Çocuklarda özellikle doğumsal anomaliler ve kötü işeme alışkanlığı sistit sıklığını arttıran nedenlerdir. Ayrıca her yaşta idrarın tam boşalmasını engelleyen rahatsızlıklar, üriner sistem taş hastalığı, böbrek yetmezliği, şeker hastalığı, genel sağlık durumunun bozularak vücut direncinin düşmesine yol açan hastalıklar sistite de zemin hazırlamaktadır" ifadelerini kullandı.
Sistit hastalığının belirtileri hakkında da bilgiler veren Erdem, "İdrar sıklığının artması ve hasta idrarını yaptıktan sonra dahi tam bitirememiş, hala çişi varmış gibi hissetmesi, gece idrar yapmak üzere uyanma sayısının artması, idrar yaparken, özellikle de bittikten hemen sonra çok şiddetli ağrı ve yanma, aniden gelen, çok sıkışma hissi ve zaman zaman gerçekten tuvalete yetişemeden idrar kaçırma, idrarda kan görülmesi, zaman zaman idrar tam olarak kan kırmızısı olabilir. Bu bulgu hastaları çok endişelendirmektedir. Ancak uygun tedaviye çok çabuk yanıt vereceği için bu denli büyük bir endişeye gerek yoktur. Karnın alt kısmında ağrı hissedilebilir. Çocuklarda idrar kaçırma bazen en önemli bulgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Sistit mesaneye sınırlı bir enfeksiyondur. Dolayısıyla yukarıdaki şikayetlere sebep olmasına karşın hastanın ateşi yükselmemektedir" şeklinde konuştu.
Sistit tedavisinin bakterinin tipine uygun olarak verilecek 3-5 günlük ağızdan antibiyot ile yapıldığını vurgulayan Erdem, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ancak hastada tedavinin başarısını düşürecek tıbbi durum ya da yapısal sorunlar varsa tedavi süresi ve ilacı veriş şekli değişmektedir. Tekrarlayan sistit atakları pek çok bayan için önemli bir sorundur. Bu durum genellikle iki nedenle ortaya çıkmaktadır. Yetersiz ya da uygun olmayan tedavi bakterinin zaman içerisinde tekrar güçlenerek enfeksiyon tablosunu yaratmasına neden olabilmektedir. Dolayısıyla enfeksiyonun uygun ilaçla tedavisi çok önemlidir. Bazen de hastada var olan ve enfeksiyon oluşmasına neden olan doğumsal bozukluklar, idrar yollarındaki taş hastalığı ya da kötü temizlik ve yanlış işeme alışkanlığı gibi faktörler enfeksiyonun tekrarlamasına yol açmaktadır. Bu nedenle tedavinin başarısı için tekrarlayan enfeksiyonlarda zemin hazırlayan yukarıdaki faktörler araştırılarak tedavi edilmesi zorunludur. Aynı zamanda gerekli olduğu zaman düşük dozda koruyucu antibiyotik önlemi de kullanılan yöntemlerdendir."
Doğru işeme alışkanlığının özellikle çocuklarda olmak üzere her yaşta sistitten korunmada birincil koşul olduğunun altını çizen Erdem, "İdrar tutmak için çok uzun süre beklenmemeli, idrar yapma süresini yeterli tutmalı yani çok hızlı şekilde mesane tam boşalmadan işenerek tuvaletten çıkılmamalı, tüm idrar yollarının çalışmasını kolaylaştırmak amacıyla özellikle sıcak havalarda bol sıvı alınmalıdır. Aynı zamanda özellikle bayanlarda tuvalet sonrası temizliğe çok dikkat edilmeli, temizlik arkadan öne değil önden arkaya doğru yapılmalıdır. Bunun yanı sıra sistit sıklığını arttıran durumların özgün tedavileri de yapılmalıdır" ifadelerini kullandı.
Sistitin cinsel yaşamı da etkilediğini belirten Erdem, "Sistit hastayı çok rahatsız eden, hem ağrı ve yanması, hem de idrar kaçırma hissi ya da zaman zaman da kaçırma durumu ile yaşam kalitesini çok bozan bir hastalıktır. Şüphesiz bu olumsuz tablo cinsel hayata da olumsuz olarak etki etmektedir. Hastaların cinsel ilişkinin şikayetleri arttıracağı endişesi de cinsel hayatta yarattığı bu tabloyu daha da kötüleştirmektedir" dedi.