Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr - İstanbullu olan Ruchan (30), 14 yaşından bu yana Japon kültürüne ilgi duymaya başladı. O dönemlerde Budizm'e ve Uzak Doğu kültürüne merak saran Ruchan, odasında kendisine küçük bir sunak oluşturarak orada meditasyon yapmaya başladı. "Ne olduğunu dahi bilmiyordum ama hoşuma gidiyordu" diyen Ruchan, “Evlerinizde oluşturacağınız küçük sunaklara Butsudan deniyor. Ve ben internette bunları araştırmaya başladım. 14 yaşımdayım, babamın kredi kartıyla yüklü bir alışveriş yaptım ve Japonya’dan kendime küçük bir butsudan sipariş verdim” şeklinde anlattı.
'BUDİZM'E GÖRE TÜM İNANIŞLAR DOĞRU VE YANLIŞ'
Üniversiteyi Çin’de okumaya karar veren Ruchan, sık sık Japonya ve Güney Kore’ye de seyahatler etti. Yaşadıkça Buddha’nın çektiğimiz ızdıraplara olan öğretisinin kendisini çok etkilediğini ve iyileştirdiğini söyleyen Ruchan, "Var oluş sancısından kurtulmak için hepimiz belli başlı dinlere yöneliyoruz. Ben Kur'an da okudum, hayatımda bir dönem kiliseye de gittim. Belli bir zamandan sonra var oluş sancısı geliyor insana. Hepimiz sürekli bir arayış içindeyiz" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kendi tecrübe ettiğimiz hayata göre sürekli bir cevap, bir yol arayışı içindeyiz. Bu cevap çok değişken olabilir. Aynı hayatın kendisinin sürekli değişken olduğu gibi. Bir ağaçta aynı yaprak bulunmaması gibi. Hepimiz birbirimizden çok farklıyız ve hepimizin arka planına göre çok farklı cevapları olabiliyor. Budizm burada tek yol olmadığını söylüyor. Bizim perspektifimize göre her şey konumlanıyor ve değişiyor. Bu yüzden Budizm’e göre bütün inanışlar hem doğru hem de yanlış. Budizm ne bir din ne de bir felsefe. Budizm sadece bir yaşam şekli. Budizm aslında bizlere ben diye bir şeyin olmadığını, duygularımızın ve düşüncelerimizin ötesine geçtiğimizde burada bambaşka bir ben olduğunu öğretiyor."
'GÜNDE 5 SAAT UYUYUP ZORLU TAPINAK İŞLERİ YAPIYORUZ'
Kore ve Japonya’da resmi olarak Budist rahibi olmak için çok zorlu geçecek 1 senelik acemilik dönemini bitirmeniz gerektiğine dikkat çeken Ruchan, “Günde 5 saat uyuyup, ağır tapınak işlerinde yardım edip, tatil gününü olmaksınız fakir insanlara yemek servis etmeniz gerekiyor. Ardından 2 hafta sürecek daha zorlu bir rütbe sınavına giriyorsunuz. Konuşmak ve telefon yasak. Burada birçok sutradan ezber sınavı ve ayin yönetme sınavlarına giriyorsunuz” şeklinde konuştu.
Tüm bunlardan sonra 4 sene de üniversite okumanız gerektiğine dikkat çeken Ruchan, “Yani anlayacağınız gibi çok sancılı ve zorlu bir yol. Biz istersek alkol de alabiliyoruz, et de yiyebiliyoruz ve evlenebiliyoruz. Yani Güney Asya’daki Budist rahipler gibi bir dağa çekilmiyoruz. Bizdeki tapınaklar genellikle şehir içinde oluyor ve insanlarla iletişim halindeyiz. Budist rahip olmaya karar verdiğinizde baş rahip tarafından size yeni bir isim de veriliyor. Bizler kafasında intihar düşüncesi olan insanlarla, aç insanlarla veya yetim çocuklarla vakit geçiriyoruz. Bu insanlara bizler yardım etmeye çalışıyoruz” ifadelerine yer verdi.
'TEK PİŞMANLIĞIM DAHA ERKEN YAŞTA RAHİP OLMAMAM'
Küçüklüğünden beri Uzak Doğu'ya olan merakından dolayı ailesinin bu kararına pek şaşırmadığını söyleyen Ruchan, "Ailem modern ve anlayışlı oldukları için bana destek oldular" dedi. Duygularına göre hareket etmemeyi öğrendiğini söyleyen Türk budist rahip, “Aynı zamanda tüm kainatın tek olduğu, ikilemi yaratanın zihin olduğunu öğrendim. Yani eskiye göre epey pozitifim. Budizm çok derin bir kozmolojiye sahip. Zihin ve duyguların, bize verilmiş kimliğin ötesindeki asıl kendimizle buluşmamızı sağlayan bir öğreti” dedi ve tapınakta bir gününü şu sözlerle özetledi:
"Tapınakta hayat çok erken saatlerde başlıyor. Sabah 04.30'da uyanıyoruz ve 05.00'te sabah ayini için hazırlık yapıyoruz. Ayinden sonra tapınağı temizliyoruz. Ardından kahvaltıyı hazırlıyoruz. Öğlen yemeği için yoksul insanlar tapınağa geliyor ve onlara yemek hazırlıyoruz. Benim kişisel olarak gittiğim bir yetimhanede öğlen saati çocuklarla vakit geçiriyorum. Ardından tekrardan tapınak işlerine yardım ediyorum. Gün genelde akşam 19.00'da bitiyor."
"Ben Pure Land (Saf Ülke) Budizmi'ne bağlıyım. Japonya ve Tayvan’da en büyük ekoldür" detayını paylaşan Ruchan, “Buraya geldiğim için hiçbir pişmanlığım yok, pişmanlığım sadece daha erken yaşta rahip olmamam oldu" diye konuştu.