Eşinizle, sevgilinizle, ailenizle, arkadaşınızla, iş yerinde yöneticinizle, ekip arkadaşlarınızla olan ilişkilerinizde bir şeyler yolunda gitmiyor, çözüm bulamıyorsanız durun, bitirme noktasında değilsiniz henüz…
Erkek arkadaşınız size çok gergin bir tartışma anında tokat attıysa, sonraki gün evinize kocaman bir buket çiçek gönderip, özür dilerim dediyse ve siz mutluluktan uçtuysanız bilin ki yine gergin bir anda bir tokat daha atılabilir. Sessiz kaldınız, sessiz anlaşma ile size tokat atılmasını ve ardından özür dilenmesini kabul ettiniz. Karşı taraf sizin bu anlaşmayı kabul ettiğinizi düşünüyor. Bir sonraki olayda aynı şekilde olacağından emin. Ama bu kez siz tepki gösteriyorsunuz, polise şikâyete kadar gidiyorsunuz, erkek arkadaşınız şaşkın… Ama daha önce bu olay olmuştu, farklı ne oldu da olay polise intikal etti bu kez diye düşünüyor.
Yapılması gereken ilk davranışınız olay sonrası çiçeği alınca mutluluktan uçmak, sessiz anlaşma imzalamak yerine bir kez daha buna benzer bir olayı kabul etmeyeceğinizi söylemek, kararlı olduğunuzu tam, net bir şekilde ifade etmek, değerlerinizi, ilişkide konumlandırmanızı hatırlatmanız olmalıdır.
İtiraz etmek bir sona eriş diye düşünüyor ve bunu göze alamıyoruz. Değerlerimize aykırı olanları yaşamak konfor alanımızdan çıkmamak daha mı kolay geliyor bize. Mücadele etmek değil, sadece kendinizin ne olduğunu ortaya koymak önemli. Kendimizi konumlandırırken bunu belirlemiyor muyuz? İlişkileri her nerede olursa olsun anne baba ile iş yerinizde veya özel hayatınızda, arkadaşlarınızla konumlandırmanız paralelinde yürütmeniz çok önemli.
En yakın olduğunu düşündüğünüz arkadaşlarınızla iletişiminizde de sessiz anlaşma yapılıyor. Bir bakıyorsunuz çok kibar, asil, değerli olduğunu düşündüğünüz arkadaşınız size öyle bir kabalık yapıyor ki, o anki ruh hali diyorsunuz ve bir gün geliyor hayatınızdan çekilmesi gereken oluyor o kişi. Sessiz anlaşmaya evet derseniz gitme zamanı gelen, gider… Ama gitme zamanındaki gidişler bazen sizi üzebilir.
Üzülmemek, “siz” olmak için, gereksiz söylemler, görüntülerin olmaması için “sessiz anlaşmaya hayır”…