Kendimiz olmak, kendimizi sevmek kavramlarından uzak olmamız bizim kendimizi fark etmediğimizi gösteriyor. Özellikle hedefini sorduğum bir grupta “Ben hedeflerden kurtulmak için emekli oldum.” diyen bir kişiyle karşılaştığımda bu konuda yazmaya karar verdim.
Bir eğitimde son derece değerli olduğunu fark ettiğim ama kendisinin yetersizliklerini birbiri ardına sıralayan güzel bir kadın, beni hayal kırıklığına uğrattı. Orada sorun çocuklarının sürekli kendileri olmasa birçok şeyi yapamayacağını vurgulamalarıydı.
Kendimizi fark etmek için swot analizi yapmalıyız öncelikle… Güçlü yanlarımızı, zayıf yanlarımızı, fırsatlarımızı ve tehditleri görmeliyiz. Bu çalışmayı kendimizle baş başa olduğumuzda yapmamız gerekir. Örneğin iş hayatında başarılı olduğunuzu düşünüyorsunuz. Ancak kendinizi ifade etme konusunda zayıfsınız. O halde bu tarafınızı geliştirmek için bir eğitim alabilirsiniz, daha çok okuyabilirsiniz, yazabilirsiniz. Fırsatlarınızı görebiliyor musunuz? Hedefiniz çalıştığınız şirkette CEO olmak ise yabancı dilinizin zayıf olması tehdit olarak görünüyorsa ya hemen eğitime başlarsınız ya da CEO olup çok iyi yabancı dili olan bir asistan seçebilirsiniz. Önemli olan sizin yeteneklerinizdir belki de. Bir holdingde genel koordinatör düzeyinde çalışan yabancı dili olmayan bir kişi ile tanışmıştım. Kısaca kendinize engeller koymayın.
Kendinize net olmak için öncelikle kendinizi sevmeniz gerekiyor. Kendini değerli görmeyen hedef de belirleyemez ki… Neye layık olduğunu bilemez… Kendini sevmeyen kendini fark edemez. Ne olduğunun farkında değildir, sadece kim olduğunu bilir. Etiketlerle hayatına devam eder. Ama bu ona yetmez.
Çocukluğumuzda başlıyor kendimizi değersiz hissetmelerimiz… Pigmalion etkisini, yani beklenti etkisini kanıtlamak üzere Rosenthal’in deneyi sonucunda ileri zekalı oldukları söylenen, aslında diğerlerinden farkı olmayan çocukların, yine çok başarılı oldukları söylenen öğretmenler tarafından eğitime alınması sonucunda IQ’larının 4 puan arttığı görülmüştür. Biz çocukluğumuzda olumlu beklentileri alabilseydik, pigmalion etkisi ile büyütülseydik belki çok farklı yetişkinler olabilirdik. Biz daha çok golem etkisi ile yani pigmalion etkisinin tersi ile büyüdük. Kardeşler arası karşılaştırmalar, başka çocukların örnek gösterilmesi, annelerimizin model çocuk yetiştirme istekleri sonucunda değersiz hisseden yetişkinler olduk.
Biz önce kendimizi sevmekle başlayalım. Osho “ Kendini kabul et, kendini sev ve kendini kutla.” sözüyle her şeyin başının sevgi olduğunu ifade etmiştir.
Başkalarına saygılı davranalım, başkalarına kötü söz söylemeyelim öğretilerinin önce bizimle ilgili olduğunu söylüyorum. Siz önce kendinize saygı gösterin, kendinize haksızlık yapmayın, kendinizi yargılamayın.
Koşulsuz sevgi sizden sizedir. Tabii kendinizi olduğunuz gibi kabul ederseniz…