Son yıllarda aynaya baktığımızda yüzümüzdeki küçük bir kırışıklık, bir sarkma olduğunda sanki dünyamız kararıyor. Yaşlanmaktan korkuyoruz. Hemen botox yaptırıp hatta bazen mimiklerimizin ortadan kalkmasını bile göz önüne alarak gençliğimize kavuşma hissini yaşamayı tercih ediyoruz. Fark edilip sorulunca daha da mutlu oluyoruz; amacımıza ulaşmanın verdiği haz bambaşka geliyor insana. Peki ya ilişkilerimiz?
Evliliğimizde veya flört döneminde yaşadıklarımıza ayna ile bakmaya var mısınız? Öncelikle baktığımız aynanın temiz olmasına dikkat edelim. Mevlana’nın “Dışarıya baktığın pencere kirli ise sana uzattığım çiçekler çamur görünür” sözünü unutmayalım. Dışarıdan bir gözle izleyelim ilişkilerimizi… Ne görüyoruz? Aynı frekansta olduğunuz kişi ile ilişkilerinizde problemlerin hep karşı tarafın mı yarattığını düşünüyorsunuz? Sizin seçtiğiniz kişi ile ilgili çok önem verdiğiniz değerlerin evlilik sürecinde yok olduğunu mu görüyorsunuz? Bunlar gerçek mi ya da olduğunu zannettikleriniz mi? Yoksa bakış açınız mı değişti?
Yüzümüze botox yaptırdığımız gibi ilişkimize de biz botox yapabiliriz. Küçük bir tedavi. Fark ettiğimiz kopuklukları tamamlamanın yolunu bulmak gerekiyor.
Tek yol ise sevgi. Zihinde değil, kalpte olmak. Yani eşimize, kendimize, hayata sevgi ile bakmak. Zihinde olduğunuzda ego devreye giriyor. Kendimizi korumaya almak için karşımızdakini suçluyoruz. Biz mükemmel miyiz? Zihindeyseniz kendinizde tek bir kusur bulamazsınız. Deneyin zihinden kalbe inmeyi. İşte o zaman huzur ve mutluluğu göreceksiniz.
İlişkilerde botoxu sevgi ile bakarak yapıyoruz. Bir psikiyatrist arkadaşım bana öfkelendiğimde ne yaptığımı sordu. Ben öfkelenmiyorum, öfke duygusunun insanı çirkinleştirdiğini gördüm diye cevap verdim. Şaşırdı, hiç mi öfke yok yani deyince kızgınlık var, öfke yok dedim. Birisine kızabilirsiniz, örneğin eşinize kızdığınızda bunu ifade edip, paylaşabilirsiniz. Kızgınlığın nedeni sizin kurallarınıza uymaması mı? Öyleyse kızmayın. Eşinize yol gösterici olmayın, o isterse tabii ki yapın. İstediğiniz gömleği giymediyse, pantolonunun paçası dar diye kızmayın. Onu olduğu gibi kabul etmeyi unuttunuz mu yoksa? Erkeklerin eşlerinden beklediği kendilerine güven duyulması, ihtiyaç hissedilmesiyken biz kadınlar kimseye muhtaç olmayız diyerek beklentilere hayır diyoruz. Bunun farkında mıyız? İlişkinize bir de bu şekilde bakabilir misiniz? Bizim yapmamız gereken botox, kendimizi sevmek, kabul etmek, bugüne kadar olanlar için kendimizi suçlamadan “yeniden” diyerek devam etmek… Mevlâna “Sevgi şifadır. Sevgi güçtür. Sevgi değişimin sihridir” der. Biz bu sihri kullanarak ilişkilerimizde botoxu gerçekleştireceğiz. Yüzümüzde yaptırdığımız botoxla değişimi yaşadığımızdaki mutluluk, neden ilişkilerimizde olmasın?