01.07.2011 - 10:53 | Son Güncellenme:
Annelerimiz, büyük annelerimizin evde hazırladıkları kimi güzellik reçeteleri, son zamanlarda doğal hayata dönüş çabaları içerisinde televizyon kanalları ya da yazılı basında tekrar gündeme gelmeye başladı. Bir de bunların coğrafya değişikliklerine göre çeşitlendiği düşünülünce, kendi kendimize yapıp uygulayabileceğimiz birbirinden farklı pek çok alternatifimiz oluyor.
Ünlülerin makyaj tasarımcısı Shalini Vadhera’nın yazdığı Passport to Beaty kitabı, güzellik için bir seyahat rehberi niteliğinde. Shalini, Avrupa, Asya, Afrika, Kuzey ve Güney Amerika ve Avustralya da dahil olmak üzere tüm dünyayı gezmiş bir kadın olarak, hemcinslerinden öğrendiği paha biçilmez güzellik sırlarını bu kitapta bizlerle paylaşıyor.
Daha güzel ve yumuşak bir cilt: Çok eski zamanlardan beri, Fransa güzelleştirme sanatında öncü olarak kabul edilir. Bugün bile geçerliliğini koruyor bu düşünce. Fransa aynı zamanda en iyi şarap şatolarının ülkesi olarak bilinir. Bu doğal gücü doğru kullanarak, Fransız kadınları taze üzümleri ciltlerini yumuşatmak ve gençleştirmek için vücutlarına sürüyorlar. Bu harika meyvenin nasıl işe yaradığını bilmek ister misiniz? Üzümün neredeyse her parçası- etli kısmı, çekirdekleri ve kabuğu- linoleik asit ve polifenoller gibi maddeler içeriyor ki bunlar da çok etkili antioksidanlar. Nemlendirme ve anti-aging faydaları bahşediyor. Bugün pek çok kozmetik markasının üzüm içerikli ürünleri piyasaya sürme sebebi de bundan kaynaklı.
Yıpranmış ve kuru saçlar: Dünyanın bir diğer köşesine geçecek olursak, Gana’ya özgü saç kremi, yıpranmış saçlara en iyi gelen ürün. Shea ağaçları, Afrika’nın batı kıyılarında vahşice ve özgürce yetişiyor. Bu ağaçların meyveleri işleniyor – fıstıkları çıkarılıyor, kaynatılıyor ve daha sonra da belirli bir süre güneşte kurutuluyor. İyice kuruduktan sonra ise fırınlanıp eziliyor ve ‘shea yağı’ delinen yağ elde edilene kadar ısıtılıyor. Shea yağı problemli, özellikle kuru ciltler ve yıpranmış saçlar için en etkili madde. Uzmanlara göre saçı sadece yumuşatmakla kalmıyor, aynı zamanda nemlenmesine ve parlamasını da sağlıyor.
Gözaltı morlukları: İspanya’da, ince kesilmiş patates dilimlerini 10’ar dakikalık süreçler boyunca gözaltlarına koyan kadınlar böylece cilt renklerinin açılması sağlıyor ve morluklardan kurtuluyorlar.
Şişkinlikler: İskandinav kadınları, özellikle yüzlerindeki şişkinliklerden kurtulmak için buz gibi maden suyunu yüzlerine 15-20 kez çarparak yıkıyor ve kurtuluyor.
Kolay dudak bakımı ve parlatıcısı: İtalyan kadınlar, zeytinyağını dudaklarını pürüzsüzleştirmek ve parlatmak için kullanıyorlar.
Tahriş olmuş ciltler için: Yunan kadınlar kuru ve tahriş olmuş, güneş yanığı ciltlerini yumuşatmak ve beslemek için zeytinyağı ile masaj yapıyorlar.
Çatlaklardan kurtulmak: Asya’da kadınlar ciltlerini nemlendirmek, onarmak, beslemek ve yumuşatmak için beyaz kamelya yağı kullanıyorlar. Shalini, aynı zamanda bir kaç ünlü ismin doğumdan sonra bu yöntemi kullandıklarını ve o derin çatlaklardan bile bu sayede kurtulduklarına yemin ettiklerini söylüyor. Kadınlar bu yağı aynı zamanda saçlarının ve tırnaklarının hızlı ve sağlıklı uzamasını sağlamak için de kullanıyor.
Arınmak: Zimbabwe kadınları sabahları güne limonlu bir bardak sıcak çay ile başlıyor; sistemlerini temizlemek ve metabolizmalarını çalıştırmaya başlamak için.
Güçlü, parlak saçlar: Hindistan’da, kadınlar uzamasını, parlaması ve güçlenmesini sağlamak için, haftada bir hindistan cevizi yağı ile saçlarına ve kafa derilerine masaj yapıyorlar.
Kepek sorunu: Avustralyalılar, kepekten kurtulmak için şampuanlarına bir kaç damla okaliptüs ya da çay ağacı yağı katıyorlar.