Uyuzun yaş, cinsiyet ve sosyoekonomik düzey gözetmeksizin herkesi enfekte edebilen, son derece bulaşıcı bir hastalık olduğunu hatırlatan Prof.Dr. Öner, uyuzun tanımını ve belirtilerini şöyle anlattı: “Uyuz, zorunlu insan paraziti olan Sarcoptes scabiei var. hominis'in neden olduğu kaşıntılı bir deri hastalığıdır. Parazit kişiye geçtikten sonra ortalama 3-6 hafta gibi bir süreden sonra şikayet oluşturmaya başlar. Özellikle geceleri artan, sıcak banyo ve duş ile şiddetlenen kaşıntı en önemli klinik bulgusudur.”
Uyuzun en önemli lezyonunun, literatürde “tünel” olarak adlandırılan, dalgalı kirli bir çizgi halinde görülen, parazitin içinde yaşadığı 1 ilâ 10 milimetre uzunluğundaki yapı olduğunun altını çizen Prof.Dr. Öner, “Bu tünel adlı lezyonlar en çok el ve ayak parmak aralarında görülür. Bundan başka el bileğinin iç yüzü, koltuk altları, kulak arkaları, bel bölgesi, ayak bilekleri, ayaklar, kalçalar kadınlarda meme altları ve erkeklerde genital bölge; kaşıntı ve başka lezyonların görülebileceği vücut bölgeleridir. Ayrıca deride küçük kabarıklıklar ve sertlikler, su toplamaları ve kepekli-kabuklu lezyonlar yapabilir” diye konuştu.
Vücutta ve deride hissedilen her kaşıntının ciddiye alınması gerektiğine, ancak her vakanın da uyuz olmayabileceğine dikkat çeken Prof.Dr. Öner, “Uyuzun tanısı çoğunlukla hikaye ve lezyon dağılımının tanınması ile konur. Özellikle geceleri şiddetlenen kaşıntı, yakın temas eden kişilerde benzer şikayetlerin olması, hastada tünel saptanması ve non-spesifik lezyonların tipik dağılımı tanıda önemlidir” ifadelerini kullandı.
Normalde insanların çoğunda hücresel bağışıklığa ve uyuz parazitinin mekanik olarak uzaklaştırılmasına bağlı olarak parazitin sayısının giderek azaldığına dikkat çeken Öner, “Ancak uyuzun bazı klinik formlarında parazite karşı bağışıklık cevabının yetersiz olması ve deri duyarlılığının bozulması nedeniyle parazitler mekanik olarak uzaklaştıramadıkları için hastaların vücutlarında binlerce hatta milyonlarca sayıya ulaşabilirler. Bu yüzden aşırı bulaşıcıdır ve büyük hastane salgınlarına neden olabilir” şeklinde konuştu.
Uyuz hastalığının tedavisinin kişinin yaşına ve bağışıklık sisteminin durumuna göre değiştiğini ifade eden Prof.Dr. Öner, “Tedavide en önemli kural, aynı ortamı paylaşan kişilerin ve aile bireylerinin de şikâyetleri olmasa dahi eş zamanlı olarak tedavi uygulaması gerekliliğidir. Bu anlamda; şüpheli kaşıntılı kişilerin doktora başvurması, doğru ve yeterli tedavinin alınarak yayılmanın önlenmesi açısından çok önemlidir. Tedaviyle paralel olarak eşyalardaki parazitleri yok etmeye yönelik uygulamalar da önerilir” diye konuştu.