Tıpkı gözyaşları gibi terin de tuzlu olması normaldir. Ancak gözlerinizi ve yaralarınızı yakacak kadar alışılmadık derecede tuzluysa bu, sodyum eksikliğiniz olabileceğinin bir işareti olabilir. Sağlıklı bir vücut için çok önemli bir bileşen sıvı alımıdır ve her ne kadar kulağa mantıksız gelse de diyetinizde sodyum eksikse dehidrasyon yaşıyor olabilirsiniz.
İnsanlar sadece çok az terlemekle kalmaz, aynı zamanda aşırı terleyebilirler. Bu durum genellikle fark edilmez ve göz ardı edilir. Aşırı terlemeye hiperhidroz denir ve herhangi bir sebep olmaksızın soğuk havalarda bile meydana gelebilir. Ayrıca genellikle menopoz sırasında kadınlarda da görülebilir. Bazen bu durum tehlikeli olabilir. Terleme ve kilo kaybı yaşıyorsanız, çoğunlukla uyku sırasında ortaya çıkan terleme veya terlerken göğüste baskı hissediyorsanız, o zaman bir doktora başvurmanın vakti gelmiş demektir.
Terin tek başına koktuğunu düşünüyorsanız bir sürprizle karşı karşıyasınız demektir. Terin aslında hiçbir kokusu yoktur ve tamamen kokusuzdur. Ancak cildinizdeki bakteriler terle karıştığında hoş olmayan bir kokuya neden olur ve bu da stresin bir sonucudur. Terlediğiniz bölgeleri verimli bir şekilde yıkayın ve diyetinizin, ortamın ve ilaçlarınızın vücut kokunuzu etkilediğini unutmayın.
Hamilelik sırasında kadınlar normalden daha fazla terleme eğilimindedir ve bu bazen hamileliğin ilk belirtilerinden biridir. Hamileyken, hatta bebek sahibi olduğunuzun farkına bile varmadan vücudunuzun kokusu değişir. Kendinizi hırpalamayın çünkü burnunuz bu aşamada da aşırı hassaslaşabilir. Bu olgunun arkasında bebeğe daha fazla oksijen ve besin taşınması ihtiyacı nedeniyle vücudun kan akışının artması yatar. Bol su içmek, her gün duş almak, bol giysiler giymek, baharatlı yiyeceklerden uzak durmak daha az terlemenin çareleridir.