14.05.2021 - 17:55 | Son Güncellenme:
Kurubaklagiller familyasından olan bakla kalp dostu olarak bilinir. Yüksek protein ve lif içermesi, kolestrol içermemesi bakımından yüksek kolestrolü olan bireylerce kırmızı ete alternatif olarak tüketilmelidir.
Lif içeriği sayesinde vücutta kötü kolestrolü düşürücü etkisi bulunmaktadır. Bunun yanında vegan ve vejetaryenler için kaliteli bir protein kaynağıdır.
Bakla, düzenli tüketildiği zaman içerdiği çözünür lif ile kabızlığa karşı iyi bir alternatiftir. Kronik olarak kabızlık yaşayan insanların kolon kanserine yakalanma riski yüksektir. Kurubaklagilller ve sebzeler ile günlük almamız gereken lif miktarını mutlaka tamamlamalıyız. Ortalama 1 porsiyon bakla; günlük lif ihtiyacının yüzde 36’sını karşılayabilir.
. Yeterli lif tüketimi ile kolon kanseri görülme riskini azaltmak mümkün. Mevsiminde haftada 2 gün bakla tüketmekte fayda var. Ancak huzursuz bağırsak sendromu (irritabl bağırsak sendromu) olan hastalarda gaz yapabileceği için bakladan kaçınması önerilir.
Kovid-19 ile mücadele ettiğimiz bu aylarda, içerdiği linoleik asit ile virüsün hücre zarı yapısını bozarak bu sayede vücudun virüs ile savaşmasında katkı sağlıyor. Baklayı susam yağı ile pişirdiğiniz de besleyiciliğini daha da artırmış olursunuz.
Bakla zengin lif ve protein oranına sahiptir. Düşük kalorili olup aynı zamanda tok tutan bir besindir. Öğünde tüketildiğinde tokluk hissi uzun olacağından günlük kalori alımını azaltabilir. Diğer baklagiller gibi zayıflama diyetinde mevsimindeyken muhakkak yer verilmelidir.
Yapılan bilimsel çalışmalara göre bakla levedopa açısından zengin olan bir baklagildir. Levedopa vücutta dopamin adlı bir nörotransmittere dönüştürülür. Parkinson hastalarının tedavisinde dopamin kullanılmaktadır.
Literatüre göre zengin dopamin içeriği olan bakla düzenli tüketildiğinde hastalığın ilerlemesinin yavaşlamasına yardımcı olabiliyor. Ancak ilaç ilaç tedavisi gören bireyler mutlaka doktor kontrolü eşliğinde tüketmelidir.
Halk arasında bakla zehirlenmesi, tıp litaretüründe ise favizm olarak bilenen bu rahatsızlık Ege, Akdeniz’de ve Afrika’da halkın yaklaşık yüzde 20’sinde olduğu tahmin edilen G6PD (glikoz 6 fosfat denidrogenaz) enzim eksikliği olan kişilerde görülüyor.
Talesemi ile paralel görülen bir rahatsızlık olduğu için de bu hastaların bakla tüketmemeleri öneriliyor. Özellikle bebeklerde bu enzim eksikliği henüz bilinmiyorsa gebelere ve bebeklere bakla tüketimi önerilmemeli.