Kısa vadede karbonhidrat ağırlıklı gıdaların tüketimi iyi bir çözüm gibi dursa da uzun vadede obezite, diyabet ve depresyon gibi çok önemli sorunlara yol açabilir çünkü tüketilen karbonhidrat ağırlıklı gıdalar kan şekerinde hızlı iniş ve çıkışlar yaparak glikoz toleransını bozar, insülin direnci geliştirir ve aynı zamanda bu gıdalar barsak florasını etkileyerek burada mantar ve özellikle şekeri seven bakterilerin çoğalmasına neden olur. Bu durum kişiyi daha fazla ve sık karbonhidrat tüketme eğilimine sokar ve karbonhidrata bağımlı hale getirir.
Kişi karbonhidratlı gıdalar aşerdikçe bu gıdaları tüketir ve beyinin kimyası değiştiğinden kısa süreli mutluluk hisseder. Ancak ilerleyen zamanda sağlık bozulmaya başladıkça ve kilo alımı gerçekleştikçe; kişi, bu gıdaların kendine kilo aldırdığını bilmesine rağmen tüketir ve kısa süreli mutluluğun arkasından pişmanlık geliştirir. Pişmanlıkla birlikte kendine kızar, özgüvenini zedeler ve giderek daha çok depresyona yaklaşır.
Şimdi bir senaryo üzerinden gidelim; işlerin yolunda gitmediği bir gününüzdesiniz, çikolata yeme eğilimine girdiniz ve bu arada kilo probleminiz var ve diyettesiniz; “yememeliyim” diye düşünüyorsunuz, ama içinizden yemek geliyor. Peki, şimdi ne yapmalısınız?
1. Öncelikle durumun farkında olmalısınız; aç mısınız ya da stresini baskılamak için yemek istiyor olabilir misiniz? Genelde bunun cevabı; “aslında mutsuzum ve kendimi iyi hissetmek için çikolata yemek istiyorum” oluyor.
2. Sizin için neyin önemli olduğuna karar verin. Şu an içinde bulunduğunuz zayıflama süreci mi daha önemli? Yoksa önünde duran, zaten tadını bildiğiniz ve şimdiye kadar hep yediğiniz, bir taraftan da yönetiminden çıkmaya çalıştığınız çikolatayı yemek mi daha önemli?
3. Çalışmalar sağlığımız için daha esnek ve konfor alanımızın dışına çıkmamız gerektiğinden bahsediyor. Bir kere gösterdiğiniz direnç ve devamında sağladığınız istikrar, yiyeceklerle olan ilişkinizi düzeltecektir. Bir süre onsuz yaşadığınızı görmenize ihtiyacınız olabilir. Bu kolay olmayabilir ve niyet alarak başlayabilirsiniz.
4. Yaşadığınız durumun altını besleyen biyolojik nedenler var mı? Bunlar mutlaka araştırılmalı ve konu ile ilgili bir uzmandan destek alabilirsiniz. İnsülin direnci, kortizol direnci, vitamin-mineral eksiklikleri gibi sorunlar yaşıyor olabilir misiniz? Acaba bağırsaklarınız gerçekten sağlıklı mı?
5. Yeme düzenini gözden geçirmeniz gerekir; hakikaten yemek yiyor musunuz? Sofradan tok kalkıyor musunuz? Kan şekerini dengeleyici nitelikte yeterince protein-sağlıklı yağlar ve lif tüketiyor musunuz? Bu ve bu gibi soruların cevapları araştırılmalı!
6. Mutsuzluğunuzun gerçek kaynağı ne? Altında yatan duygu nedir? Belki de cevabı en zor soru bu olabilir. İçinden çıkamıyorsanız psikolojik destek almanız gerekebilir.
7. Stresinizi kontrol altına alırken acaba yeme eylemi yerine, sizi besleyecek başka bir eylem koymanız mümkün mü?
Sağlığınız ile ilgili dönüşümü başlatmak ve farkındalıkla beslenmek için bir uzmandan destek alabilirsiniz.