04.01.2024 - 12:55 | Son Güncellenme:
Kalp krizine yol açan etkenlerin bazıları değiştirilebilir, bazıları ise değiştirilemez risk faktörleri olarak değerlendiriliyor. 'Genetik yatkınlık, cinsiyet, ileri yaş, diyabet ve stres' değiştirilemeyen risk faktörlerinin başında geliyor. Diyabet hastaları sadece koroner kalp hastalığı değil felç, kalp krizi ve ani ölüm açısından da daha riskli grupta yer alıyor. Yaş ilerledikçe risk artıyor ancak sağlıksız ve düzensiz beslenme, hareketsiz yaşam, tütün ürünleri ile alkol tüketimi ve yoğun fiziksel aktiviteler günümüzde ani kalp krizinin erken yaşlarda ortaya çıkmasına neden oluyor. Ayrıca yapılan çalışmalar yoğun iş temposu ve stresin kalp hastalıklarının gelişimini ve kalp krizini tetiklediğini gösteriyor.
Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Hasan Karabulut, havaların soğumasının da kalp sağlığını olumsuz etkilediğine değindi. Soğuk ve rüzgârlı hava kalp damarları üzerinde özellikle mevcut olan ve klinik olarak belirti göstermeyen bir damarı daha da daraltarak ve tansiyonu yükseltip kalp hızını artırarak kalp krizini tetikleyebiliyor. Bu nedenle özellikle kalp rahatsızlığı bulunan kişilerin soğuk havalarda yaşam alışkanlıklarına dikkat etmeleri büyük önem taşıyor.
Değiştirilebilir risk faktörlerine baktığımızda tütün ürünleri, hipertansiyon, obezite, kolesterol ve hareketsizlik göze çarpıyor. Çok fazla tütün ürünü tüketen kişilerde kalbe giden oksijen azalıyor; kan basıncı, kalp hızı ile kanın pıhtılaşması artıyor. Dolayısıyla kalp damar hastalıklarının azaltılması ve önlenmesinde ekarte edilmesi gereken ilk risk faktörü tütün ürünleri oluyor. Toplumda hipertansiyonu olan hastaların neredeyse yarısı bundan habersiz oldukları için zaman zaman kan basıncının ölçtürülmesinde fayda olduğu vurgulanıyor, çünkü hipertansiyon koroner arter hastalığının en önemli risk faktörlerinden biri. Çağımızın önemli hastalıklarından obezitenin tedavi edilmesi ve kan yağlarının, yani kolesterolün düşürülmesi yine kalp krizi riskini azaltıyor. En az bunlar kadar önemli bir risk faktörü de hareketsiz yaşam tarzı olarak kabul ediliyor.